Lazza – MOLOTOV İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Non prendo sonno, poi non sento le sveglie
– Uyumuyorum, sonra alarm duymuyorum.
C’è un tuo messaggio nuovo intorno alle tre (alle tre)
– Sizden üç civarında (üçte) yeni bir mesaj var.
Dice che vorresti toccare le stelle
– Yıldızlara dokunmak istediğini söylüyor.
Quando ti va, puoi sempre toccare me (sì, me)
– İstediğin zaman, bana her zaman dokunabilirsin (evet, ben)
Ho cicatrici disegnate sul corpo
– Yaralar gövde üzerinde çizilmiş var
Puoi decifrarle se non voglio parlarti
– Seninle konuşmak istemiyorsam onları deşifre edebilirsin.

Se vuoi sapere che cosa è andato storto
– Neyin yanlış gittiğini bilmek istiyorsan
O ti interessa cosa ho fatto negli anni
– Yoksa yıllar boyunca ne yaptığım umurunda mı
Ti scriverò dall’inferno per dirti che ho freddo
– Üşüdüğümü söylemek için cehennemden sana yazacağım.
Che il diavolo è buono, che io sono peggio
– Şeytanın iyi olduğunu, benim daha kötü olduğumu
Che ho fatto un disastro, che mi serve aria
– Ortalığı karıştırdığımı, havaya ihtiyacım olduğunu
Mi stavi cercando, ma hai sbagliato strada
– Beni arıyordun ama yanıldın.

Non lo so come mai
– Neden bilmiyorum
Ti amo, però proprio non ti sopporto
– Seni seviyorum ama sana dayanamıyorum.
Dici: “No”, ma lo sai
– “Hayır” diyorsun ama bunu biliyorsun.
Che parli come se mi volessi morto
– Konuşmak ölmemi istiyorsun
Vieni giù, baby, dai
– Aşağı gel bebeğim.
È un’ora che sono attaccato al citofono
– Bir saattir interkomdayım.
Quando apro bocca, dici che sono scomodo
– Ağzımı açtığımda rahatsız olduğumu söylüyorsun.
Facciamo fuoco come dopo una molotov
– Bir molotof kokteylinden sonra olduğu gibi ateş edelim

La notte dormo sempre meno perché
– Geceleri daha az uyuyorum çünkü
Ho paura che mi porti dei consigli sbagliati
– Korkarım bana yanlış tavsiyede bulunacak.
Però non sto più in piedi se continuo così
– Ama böyle devam edersem artık ayakta durmayacağım.
È come fossi un funambolo coi fili tagliati
– Kesilmiş telleri olan bir ip yürüyüşçüsü gibi
Mentre mi fai domande io non so cosa dire
– Sen bana sorular sorarken ne diyeceğimi bilmiyorum.
A bassa voce, qua è un telefono senza fili
– Düşük bir sesle, işte bir kablosuz telefon

Ce l’ho una mezza idea di dove andremo a finire
– Sonumuzun nereye varacağına dair yarım fikrim var.
Sul letto zitti col telefono senza feeling
– Yatakta hiç hissetmeden telefonu kapat.
Io sarò il primo premio Nobel per la guerra
– Savaş için ilk Nobel Ödülü ben olacağım
Che ho dentro di me, mi divora
– İçimde olan, beni yiyip bitiren
Vado fuori se parlo con te
– Seninle konuşursam dışarı çıkarım.
Come se sto parlando da solo da un’ora
– Sanki bir saattir kendi kendime konuşuyormuşum gibi

Non lo so come mai
– Neden bilmiyorum
Da ieri sera sono ancora sconvolto
– Dün geceden beri hala kızgınım.
K.O., ma lo sai
– K. O., Ama biliyorsun
Che puoi strillare, tanto io non ti ascolto
– Çığlık atabildiğini, bu yüzden seni dinlemediğimi
Meglio se te ne vai
– Gitsen iyi olur
Se ti avvicini, mi si stringe lo stomaco
– Yaklaşırsan karnım sıkılır.
E anche stavolta finirà come al solito
– Ve bu sefer her zamanki gibi bitecek
Che alzo la voce, in casa crolla l’intonaco
– Sesimi yükselttiğimde, evde sıva çöküyor

Non lo so come mai
– Neden bilmiyorum
Ti amo, però proprio non ti sopporto
– Seni seviyorum ama sana dayanamıyorum.
Dici: “No”, ma lo sai
– “Hayır” diyorsun ama bunu biliyorsun.
Che parli come se mi volessi morto
– Konuşmak ölmemi istiyorsun
Vieni giù, baby, dai
– Aşağı gel bebeğim.
È un’ora che sono attaccato al citofono
– Bir saattir interkomdayım.
Quando apro bocca, dici che sono scomodo
– Ağzımı açtığımda rahatsız olduğumu söylüyorsun.
Facciamo fuoco come dopo una molotov, io e te
– Molotof kokteylinden sonra olduğu gibi ateş edelim, sen ve ben




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın