Level 42 – The Sun Goes Down (Living It Up) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Though I live on the edge, time is on my side
– Uçlarda yaşamayı severim ama, zaman benden yana
All the doors to my life are open wide
– Hayatımın tüm kapıları açık
Just as long as the wheels keep on turning ’round
– Tekerlekler dönmeye devam ettiği sürece
I will live for the groove ’til the sun goes down
– Güneş batana kadar oluk için yaşayacağım

Living it up, living it up
– O kadar canlı, o kadar canlı
I can feel it
– Bunu hissedebiliyorum
Living it up
– Yaşamak
Is it a crazy notion?
– Bu çılgınca bir fikir mi?

Living it up, living it up
– O kadar canlı, o kadar canlı
I can feel it
– Bunu hissedebiliyorum
Living it up
– Yaşamak
I got forward motion
– İleri hareket var

I don’t wanna go to war, I don’t wanna go to war
– Savaşa gitmek istemiyorum, savaşa gitmek istemiyorum
I said I know what I want and I don’t wanna go to war, do you follow me?
– Ne istediğimi bildiğimi ve savaşa gitmek istemediğimi söyledim, beni takip ediyor musun?
I saw a soldier standing in a bar, looked so tired he’d come so far
– Bir barda duran bir asker gördüm, o kadar yorgun görünüyordu ki şimdiye kadar gelmişti
He said “I need to love someone, before they drop the atom bomb”
– “Atom bombasını düşürmeden önce birini sevmem gerekiyor” dedi”

There’s a girl at the back making eyes at me
– Arkada bana bakan bir kız var.
And her hair long and black is a sight to see
– Ve saçları uzun ve siyah görmek için bir manzara
But I get kind of scared when love’s around
– Ama aşk etrafta olduğunda biraz korkuyorum.
I just live for the groove ’til the sun goes down
– Güneş batana kadar sadece oluk için yaşıyorum

Living it up, living it up
– O kadar canlı, o kadar canlı
I can feel it
– Bunu hissedebiliyorum
Living it up
– Yaşamak
Is it a false emotion?
– Bu yanlış bir duygu mu?

Living it up, living it up
– O kadar canlı, o kadar canlı
I can feel it
– Bunu hissedebiliyorum
Living it up
– Yaşamak
I got forward motion
– İleri hareket var

So I’m a taking you out but I’m a faking
– Bu yüzden seni dışarı çıkarıyorum ama numara yapıyorum
I’m married to the beat
– Ben beat ile evliyim
To the music I gave the heart I could have given you
– Sana verebileceğim kalbi verdiğim müziğe
Still there’s something ’bout the way that you move
– Yine de hareket etme şeklinle ilgili bir şey var
And the way that people stare it’s the shock of the new
– Ve insanların bakışları yeni olanın şoku
I want my friends to see me standing next to you
– Arkadaşlarımın beni yanında dururken görmesini istiyorum.

The sun goes down
– Güneş batıyor
Living it up, living it up
– O kadar canlı, o kadar canlı
I can feel it
– Bunu hissedebiliyorum
Living it up
– Yaşamak
I got forward motion
– İleri hareket var

Ooh, watch her dance
– Ooh, onu dans ederken izlemek
There must be one like her in every club in every town
– Her şehirde her kulüpte onun gibi biri olmalı
But I don’t mind if that the way she wants to be
– Eğer istediği şekilde olmak durumunda ama umurumda değil.
There’s something ’bout her that reminds me of me
– Onun hakkında bana beni hatırlatan bir şey var
She’s my soulmate
– O benim ruh eşim
We’ll be together ’til the sun goes down
– Güneş batana kadar birlikte olacağız.

The sun goes down
– Güneş batıyor
Living it up, living it up
– O kadar canlı, o kadar canlı
I can feel it
– Bunu hissedebiliyorum
Living it up
– Yaşamak
Is it a false emotion?
– Bu yanlış bir duygu mu?

Living it up, living it up
– O kadar canlı, o kadar canlı
I can feel it
– Bunu hissedebiliyorum
Living it up
– Yaşamak
I got forward motion
– İleri hareket var

Living it up, living it up
– O kadar canlı, o kadar canlı
The sun goes down
– Güneş batıyor
Living it up, living it up
– O kadar canlı, o kadar canlı




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın