Onopvallend, hoef geen aandacht te trekken
– Göze batmayan, dikkat çekmeye gerek yok
M’n jongen zegt: “Je bent te ver, ze gaan je later beseffen.”
– Oğlum diyor ki, ” Çok uzaktasın, seni daha sonra anlayacaklar.”
Maak ik m’n handen hieraan vuil, gaan ze betalen, ter plekke
– Eğer ellerimi bu işe bulaştırırsam, bedelini yerinde ödeyecekler.
‘K zet m’n ouders eerst goed, anders slaap ik niet lekker, nee
– “Ailemi ilk sıraya koydum, aksi halde iyi uyuyamıyorum, hayır
Elke tune is weer een zware couplet
– Her melodi başka bir ağır ayettir
Ben m’n eigen verzekering, m’n eigen schade gedekt
– Kendi sigortam, kendi hasarım karşılandı
Zie soms mezelf, als ik die kleintjes daar zie staan bij de flat
– O küçük olanlar orada düz beklemedeyiz ne zaman görsem, bana bakın
Ik had geen werk, never job, was aan het jagen voor rap
– İşim yoktu, işim yoktu, rap peşindeydim.
Voor elke broeder is hier plek en anders maken we plek
– Her kardeş için burada bir yer vardır ve aksi takdirde yer açarız
‘K laat m’n kids en vrouw al slapen, ‘k ga pas later naar bed
– Çocuklarımın ve karımın uyumasına izin verdim, sonraya kadar yatmam.
Zag jongens bouwen hier voor niks en zijn nu aardig verpest
– Adamlar burada boşu boşuna inşa ediyorlar ve şu anda oldukça berbat durumdalar.
Al je stashes zijn nu leeg, maar ewa, waar zit de lek?
– Tüm zulaların şimdi boş ama ewa, sızıntı nerede?
Ben nog even op deze weg, dus ewa, maak me niet gek
– Hala bu yoldayım, o yüzden ewa, beni delirtme.
Ik kom van heel veel discipline, broertje, praat met respect
– Çok disiplinli biriyim küçük kardeşim, saygıyla konuş
Al die momenten van hard werken krijgen later een plek
– Tüm bu zor iş anları daha sonra bir yer edinir
Met tot die tijd op een gevaarlijke plek
– O zamana kadar tehlikeli bir yerde.
Ik hoor ze vragen om favors, ze waren afwezig
– İyilik istediklerini duydum, yoktular.
‘K zag nergens een hand, toen ik lag in de goot
– ‘Olukta uzanırken hiçbir yerde bir el görmedim
‘T is niet erg, ik weet het, en alles een reden
– Kötü değil, biliyorum ve her şeyin bir nedeni var.
Maar lag het aan jou, bro, dan was ik nog broke
– Ama sana kalsaydı, kardeşim, hala beş parasızdım.
‘K hoor ze vragen om favors, ze waren afwezig
– İyilik istediklerini duydum, yoktular.
‘K zag nergens een hand, toen ik lag in de goot
– ‘Olukta uzanırken hiçbir yerde bir el görmedim
‘T is niet erg, ik weet het, en alles een reden
– Kötü değil, biliyorum ve her şeyin bir nedeni var.
Maar lag het aan jou, bro, dan was ik nog broke
– Ama sana kalsaydı, kardeşim, hala beş parasızdım.
Ey, ik had geen oude bradda, dus deed ik het zelf
– Eski bir bradda’m yoktu, o yüzden kendim yaptım.
Als ik niet slaap of aan het eten ben, loop ik te tellen
– Yeme veya Uyku değilim, ben saydım.
Ik kan die Loro’s nu dragen, maar kom als dikke, zelfs
– Artık o Loroları giyebilirim, ama hadi şişko, hatta
Trainingspak op zaken meetings of op slippers, zelfs
– İş toplantılarında veya terliklerde eşofman, hatta
Die derde show van deze avond gaan we skippen, zelfs
– Bu akşamın üçüncü gösterisini bile atlayacağız.
Denk een lyric video, ga niet eens clippen, zelfs
– Lirik bir video düşünüyorum, bunu klibi git, bile bile
Kan platen hangen aan de muren hier als witte verf
– Plakalar duvarlara beyaz boya olarak asılabilir mi
Maar ze liggen opgestapeld in de schuur, ‘t is een berg
– Ama ahıra yığılmışlar, orası bir dağ.
Hier niet komen met die smoesjes van “d’r is geen werk”
– Buraya “işe yaramıyor” bahaneleriyle gelme.
Waar ik ben, daar vallen blaadjes, ik maak alles herfst
– Bulunduğum yerde yapraklar düşer, her şeyi yıkarım
Ik zet m’n kleintjes in Dior, je vindt het vast niet erg
– Küçüklerimi Dior’a koydum, eminim sakıncası yoktur.
Jij weet niks van overleven, je hebt vast geërfd
– Hayatta kalma hakkında hiçbir şey bilmiyorsun, miras kalmış olmalısın.
Draai tot dat we worden gehaald
– Biz gelene kadar arkanı dön.
En we weten allemaal door wie het lot is bepaald
– Ve hepimiz kaderi kimin belirlediğini biliyoruz
Die boys gaan diep hier in die keys, als een wortelkanaal
– Çocuklar anahtarların derinliklerine kök kanalı gibi girerler.
En dat we aan het winnen zijn, zie je niet op het journaal
– Ve biz kazanıyoruz, haberlerde görmüyorsunuz
Ik hoor ze vragen om favors, ze waren afwezig
– İyilik istediklerini duydum, yoktular.
‘K zag nergens een hand, toen ik lag in de goot
– ‘Olukta uzanırken hiçbir yerde bir el görmedim
‘T is niet erg, ik weet het, en alles een reden
– Kötü değil, biliyorum ve her şeyin bir nedeni var.
Maar lag het aan jou, bro, dan was ik nog broke
– Ama sana kalsaydı, kardeşim, hala beş parasızdım.
‘K hoor ze vragen om favors, ze waren afwezig
– İyilik istediklerini duydum, yoktular.
‘K zag nergens een hand, toen ik lag in de goot
– ‘Olukta uzanırken hiçbir yerde bir el görmedim
‘T is niet erg, ik weet het, en alles een reden
– Kötü değil, biliyorum ve her şeyin bir nedeni var.
Maar lag het aan jou, bro, dan was ik nog broke
– Ama sana kalsaydı, kardeşim, hala beş parasızdım.
Outro]
– Outro]
Ik hoor ze vragen om favors, ze waren afwezig
– İyilik istediklerini duydum, yoktular.
‘K zag nergens een hand, toen ik lag in de goot
– ‘Olukta uzanırken hiçbir yerde bir el görmedim
‘T is niet erg, ik weet het, en alles een reden
– Kötü değil, biliyorum ve her şeyin bir nedeni var.
Maar lag het aan jou, bro, dan was ik nog broke
– Ama sana kalsaydı, kardeşim, hala beş parasızdım.
‘K hoor ze vragen om favors, ze waren afwezig
– İyilik istediklerini duydum, yoktular.
‘K zag nergens een hand, toen ik lag in de goot
– ‘Olukta uzanırken hiçbir yerde bir el görmedim
‘T is niet erg, ik weet het, en alles een reden
– Kötü değil, biliyorum ve her şeyin bir nedeni var.
Maar lag het aan jou, bro, dan was ik nog broke
– Ama sana kalsaydı, kardeşim, hala beş parasızdım.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.