M’n boy houdt mensen aan het lijntje kan geen klant verliezen
– Oğlum insanları hatta tutar müşteriyi kaybedemez.
En heb een hete aan m’n zij hij laat die mannen vriezen
– Ve yanımda ateşli bir tane al o adamları donduruyor
We kunnen praten over geld al zijn die mannen Friezen
– O adamlar Frizyalı olsalar bile para hakkında konuşabiliriz.
Nooit als een bitch winnen liever als een man verliezen
– Asla bir orospu gibi kazanamayacaksın, bir erkek gibi kaybedeceksin
Ik doe gewoon mijn dingen tot ik kan genieten
– Zevk alana kadar işimi yaparım.
Je legt die lat hoog maar ik ben net een lange keeper
– Çıtayı yükselttin ama ben uzun boylu bir bekçi gibiyim.
Rijd met haast weg hoor die banden piepen
– O lastiklerin gıcırdamasını duymak için acele et.
Houdt het dichtbij of breng het na die Franse stiekem
– Yakın tutun ya da Fransız sinsisinden sonra getirin.
Zoveel honger in je wijk en daarom loop die hele kleine jongen met een pijp
– Mahallende çok fazla açlık var ve bu yüzden o küçük çocuk pipoyla yürüyor.
Zegt z’n moeder hoe dan ook ik ga het doen we worden rijk
– Annesi yine de yapacaksam zengin olacağımızı mı söylüyor?
Die snelle life misschien is het morgen voorbij
– O kadar hızlı, belki yarın biter
Hersenloos wanneer je broke bent
– Beş parasız kaldığında beyinsiz
Omdat je stilstaat en jongens in de coke kent
– Çünkü hareketsiz duruyorsun ve koladaki adamları tanıyorsun.
Je kan het maken jongen wie de fuck je ook bent
– Her kimsen onu çocuk yapabilirsin.
Dus onderschat niemand je bent alles als je groot denkt
– Bu yüzden büyük düşündüğün zaman her şey olduğunu hafife alma.
Ookal leef ik nu goed
– Ookal Şimdi iyi yaşıyorum
Maak die dora’s daar nog steeds in de hood
– O Doraları hala kaputun içinde yap.
Vergeet de buurt nooit (buurt nooit)
– Mahalleyi asla unutma (mahalle asla)
Oh nu ben ik zeker je broer
– Şimdi kesinlikle senin kardeşinim.
Je bent jaloers maar je geeft het niet toe
– Kıskanıyorsun ama bunu kabul etmiyorsun.
Omdat ik vuur gooi (vuur gooi)
– Çünkü ateş atıyorum (ateş atıyorum)
Velen zijn gekomen van niks maar draaien grof nu en stoten die bricks
– Birçoğu şimdi kaba davranmaktan ve bu tuğlaları çarpmaktan başka hiçbir şeyden gelmedi
Dat maakt de buurt mooi (buurt mooi)
– Bu mahalleyi güzelleştirir (mahalle güzel)
Ik weet dat je hoopt dat ik mis
– Özlediğimi umduğunu biliyorum.
Maar raak de straat ze geloven in dit
– Ama sokağa çıkınca buna inanıyorlar.
Vergeet de buurt nooit (buurt nooit)
– Mahalleyi asla unutma (mahalle asla)
Die jacka kon niet dicht ik had geen rits bradda
– O ceket kapanamadı Fermuarım yoktu bradda
Tenminste die was toen kapot, ik had niks bradda
– En azından o zaman kırılmıştı, elimde hiçbir şey kalmamıştı.
M’n strijder blijft me zeggen er is niks nadda
– Savaşçım bana nadda diye bir şey olmadığını söyleyip duruyor.
Hij zegt die 9 heeft me rug, ik ben spits bradda
– 9’un arkamı kolladığını söylüyor, ben forvet bradda’yım.
Ik ben met jongens van toen
– O zamanlardaki adamlarla birlikteyim.
Een kleine investering kan al wonderen doen
– Küçük bir yatırım harikalar yaratabilir
Hij trekt al voor een Snicker da’s is een slordige goon
– Özensiz bir serseri olan bir Snicker için her şeyi çeker
Geen talent maar crimesides jongens worden beroemd
– Yetenek yok ama crimeside’lar meşhur oluyor.
Ze showen dingen maar ik heb het verstopt
– Bir şeyler gösteriyorlar ama ben sakladım.
Ben met een kweker die ze wiet brengt bij dezelfde shop
– Otunu aynı dükkana getiren bir yetiştiriciyle birlikteyim.
Van waar je rookt maar jij hebt niks je maakt jezelf kapot
– Sigara içtiğin ama hiçbir şeyin olmadığı yerden kendini yok ediyorsun.
Of ben met multimiljonairs maar ze scheppen niet op
– Ya da multimilyonerlerle birlikte olmak ama övünmüyorlar
M’n jongens binnen tuchten never want ze hebben de knop
– İçerideki adamlarım asla cezalandırmazlar çünkü topuzları var.
Zeggen hoor alleen maar jou hier je hebt het echt op slot
– Seni sadece burada duyabiliyorum. gerçekten kilitledin.
Bellen en parkeren ik heb die velgen gebosst
– Arayıp park ettim o jantlara patronluk tasladım
Ik heb m’n fam en geloof en verder heb ik m’n trots
– Aileme ve inancıma sahibim ve ayrıca gururuma sahibim
Lijpe
– Lijpe
Ookal leef ik nu goed
– Ookal Şimdi iyi yaşıyorum
Maak die dora’s nog steeds in de hood
– O Doraları hala kaputun içinde yap.
Vergeet de buurt nooit
– Mahalleyi asla unutma
Oh nu ben ik zeker je broer
– Şimdi kesinlikle senin kardeşinim.
Je bent jaloers maar geeft het niet toe
– Kıskanıyorsun ama bunu kabul etmiyorsun.
Omdat ik vuur gooi (vuur gooi)
– Çünkü ateş atıyorum (ateş atıyorum)
Velen zijn gekomen van niks maar draaien grof nu en stoten die bricks
– Birçoğu şimdi kaba davranmaktan ve bu tuğlaları çarpmaktan başka hiçbir şeyden gelmedi
Dat maakt de buurt mooi (buurt mooi)
– Bu mahalleyi güzelleştirir (mahalle güzel)
Ik weet dat je hoopt dat ik mis
– Özlediğimi umduğunu biliyorum.
Maar raak de straat ze geloven in dit
– Ama sokağa çıkınca buna inanıyorlar.
Vergeet de buurt nooit (buurt nooit)
– Mahalleyi asla unutma (mahalle asla)
Ik draai overuren ik heb boze buren
– Fazla mesai yapıyorum Kızgın komşularım var.
Ik ben feshkil maar ik kan die jongens op de motor sturen
– Ben feshkil’im ama o adamları bisikletle gönderebilirim.
Ik heb een hele map met tracks ik kan voorlopig vuren
– Şimdilik ateşleyebileceğim bir parça klasörüm var.
Veel vakantiegeld hoelang gaat deze zomer duren
– Bu yaz ne kadar tatil parası sürecek
Ik heb hierzo wat op zak ik kan het kussen voor je
– Cebimde bazı şeyler var. Senin için öpebilirim.
Soms is die stapel zo groot net een kussen voor je
– Bazen o yığın senin için bir yastık kadar büyüktür.
Vroeger achtervolging ik ging tussen poortjes
– Eskiden kovalardım, Kapıların arasına girerdim.
Even naar Marbella is een tussendoortje
– Marbella’ya bir gezi bir mola yeridir
Ik weet niet van jullie ik heb grote plannen
– Senin hakkında bilmiyorum. Büyük planlarım var.
Maar als die shit mislukt dan kan ik je overvallen
– Ama bu işe yaramazsa seni soyabilirim.
Kom van beneden daar ik weet alles over vallen
– Aşağıda hadi. Bu konuda her şeyi biliyorum.
Maar welke prijs dan ook ik zal niet voorover vallen
– Ama bedeli ne olursa olsun buna kanmayacağım.
Laatste loodjes wegen zwaar maar je moet overtreffen
– Son ipuçları ağırdır, ancak aşmanız gerekir
Zag de positie waar ik stond en ging een hoop beseffen
– Durduğum pozisyonu gördüm ve çok şey fark etmeye gittim
Bel alleen met Em hij zegt don’t worry maar hoe het eruit ziet zit ik sowieso nog ff
– Sadece onları ara, endişelenme diyor ama hala ff gibi görünüyorum
Ookal leef ik nu goed
– Ookal Şimdi iyi yaşıyorum
Maak die dora’s daar nog steeds in de hood
– O Doraları hala kaputun içinde yap.
Vergeet de buurt nooit (buurt nooit)
– Mahalleyi asla unutma (mahalle asla)
Oh nu ben ik zeker je broer
– Şimdi kesinlikle senin kardeşinim.
Je bent jaloers maar je geeft het niet toe
– Kıskanıyorsun ama bunu kabul etmiyorsun.
Omdat ik vuur gooi (vuur gooi)
– Çünkü ateş atıyorum (ateş atıyorum)
Velen zijn gekomen van niks maar draaien grof nu en stoten die bricks
– Birçoğu şimdi kaba davranmaktan ve bu tuğlaları çarpmaktan başka hiçbir şeyden gelmedi
Dat maakt de buurt mooi (buurt mooi)
– Bu mahalleyi güzelleştirir (mahalle güzel)
Ik weet dat je hoopt dat ik mis
– Özlediğimi umduğunu biliyorum.
Maar raak de straat ze geloven in dit
– Ama sokağa çıkınca buna inanıyorlar.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.