니 눈앞에 왔잖아 내가 여기 있잖아
– Gözlerinin önüne geldim. Buradayım.
너의 입술로 말을 해줘 say yes, say yes
– Evet, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet deyin
나도 모르게 너에게 가고 있나봐
– Sanırım bilmeden sana gidiyorum.
부는 바람에 내 맘 전할래 love is true
– aşk gerçek
간지럽게만 느껴지던 눈 빛이
– Gözlerimdeki ışık gıdıklanıyordu.
이제는 익숙 하단듯이 웃음 짓지
– Şimdi aşina olduğum gibi gülüyorum.
그 쪽으로 걸어가기만 하면 돼
– Tek yapman gereken o tarafa yürümek.
라고 친구들은 계속해서 날 부추기지만
– Arkadaşlarım beni çağırıp duruyor.
아직은 무거운 구두의 뒷 굽
– Henüz ağır bir topuklu ayakkabı değil
차라리 벗어버리고 싶은 이 밤의 끝
– Bu gecenin sonunda yola çıkmayı tercih ederim.
손을 내밀어 줬으면 해
– Elini uzatmanı istiyorum.
맨발로 너에게 뛰어갈 수 있게 끔
– Yalınayak üstüne atlayabilmek çok kötü.
복잡하기만한 하루에
– Zor bir günde
매 시간 머리를 굴리지만 난 hey
– Kafanı her saat başı yuvarla, ama ben hey
지금에서야 깨달은 건데
– Şu an için farkında olduğum tek şey.
결국 다 버려지고 너만 남아
– Sonunda, hepsi terk edildi ve geriye bir tek sen kaldın.
지난 봄에는 널 우연히 봤고
– Geçen bahar, seni tesadüfen gördüm.
더 이상은 우연이 아니였으면 해
– Artık tesadüf olmasını istemiyorum.
스치기만 했던 너의 손을 잡고
– Sadece elini tuttum.
어떤 길이라도 같이 걸었으면 해
– Benimle uzun uzun yürümeni istiyorum.
니 눈앞에 왔잖아 내가 여기 있잖아
– Gözlerinin önüne geldim. Buradayım.
너의 입술로 말을 해줘 say yes, say yes
– Evet, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet deyin
나도 모르게 너에게 가고 있나봐
– Sanırım bilmeden sana gidiyorum.
부는 바람에 내 맘 전할래 love is true
– aşk gerçek
우우우우우우우
– Boo-boo-boo-boo-boo-boo
I need you 우우우우우
– Sana ihtiyacım var Boo-boo-boo-boo-boo
Baby 너에게 하고 픈 말 내가 못다한 말
– Bebeğim söyle ve söyle sana söyleyemem söyleyemem söyleyemem söyleyemem söyleyemem söyleyemem söyleyemem söyleyemem
Baby, baby, baby boy, love is true
– Bebeğim, bebeğim, bebeğim, aşk gerçek
어디든 갈 수 있어
– Bir yere gidemem.
이건 거짓말이 아니야 yeah, yeah, yeah
– Bu bir yalan değil. Evet, Evet, Evet.
이제부터는 나의
– Bundan böyle benim
옆이 제일 편한 자리야 yeah, yeah
– Evet, Evet. yandaki en rahat koltuk.
입술을 오므리고 내는 소리와 같이
– Omurin ‘ dudaklarının sesi gibi.
내 이름을 불러줬음 좋겠어 (좋겠어)
– Bana ismimi söylemeni istiyorum.)
내가 뒤로 떨어져서 걷더라도 단지
– Arkadan uzaklaşsam bile, sadece
이 목소리를 들어줬음 좋겠어
– Bu sesi duymanı istiyorum.
니 눈앞에 왔잖아 내가 여기 있잖아
– Gözlerinin önüne geldim. Buradayım.
너의 입술로 말을 해줘 say yes, say yes
– Evet, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet deyin
나도 모르게 너에게 가고 있나봐
– Sanırım bilmeden sana gidiyorum.
부는 바람에 내 맘 전할래 love is true
– aşk gerçek
내가 바라는 단 한가지
– Yapmak istediğim tek şey
니가 내곁에 있어주는 것
– İçeri girdin mi ne
니가 날 보며 웃어주는것도 내 얘길 들어주는것도
– Bana bakıp gülüyorsun ve beni dinliyorsun.
난 그걸로도 충분한데 you
– Seni o kadar iyi değilim.
너를 보며 웃잖아 두 눈이 말하잖아
– Sana bakıyorum ve gülüyorum. İki gözüm konuşuyor.
너도 이렇게 대답해줘 say yes, say yes
– Evet, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet demek, Evet deyin.
너라서 좋아 니가 날 울려도 좋아
– Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum.
너는 나의 모든 전부니까 love is true
– aşk gerçek çünkü sen benim her şeyimsin
우우우우우우우
– Boo-boo-boo-boo-boo-boo
I need you 우우우우우
– Sana ihtiyacım var Boo-boo-boo-boo-boo
Baby 너에게 하고 픈 말 내가 못다한 말
– Bebeğim söyle ve söyle sana söyleyemem söyleyemem söyleyemem söyleyemem söyleyemem söyleyemem söyleyemem söyleyemem
Baby, baby, baby boy, love is true
– Bebeğim, bebeğim, bebeğim, aşk gerçek
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.