우연히 내게 오나봐 봄 향기가 보여
– Bana tesadüfen geldin. Baharın kokusunu görüyorsun.
너도 같이 오나봐 저 멀리서 네 향기가
– Benimle geliyorsun, o mesafeden, kokun.
설레는 코끝에 나의 입술에
– Burnumun ucunda dudaklarımda flört
괜찮은 느낌 이 떨림 나도 몰래 우연히 봄
– Bu titremeyi iyi hissetmek gizlice bahara rastladım
어 어느새 겨울 지나 봄이야
– Fark edilmeden, kış geldi, bahar geldi.
여전히 난 너 앞에선 돌이야
– Hala önünde bir taşım.
난 아직 이게 믿기지가 않지만
– Buna henüz inanamıyorum.
내 왼손은 지금까지도 너의 향기가
– Sol elim Şimdi bile seni kokluyor.
미묘하게 흘렀던 분위기에
– Kurnazca akan atmosferde
아직까지 난 가까스로 숨쉬네
– Hala Sana yakın nefes alıyorum.
무대 위완 다르게 네 눈을 피해
– Sahnede farklı gözlerden kaçının
고개를 돌렸던 내 모습에 한숨 쉬네
– Başımı çevirirken iç çekiyorum.
오랜만에 느껴지는 이
– Uzun bir zaman oldu.
떨림이 날 단순하게 만들어 딱 너만 아는 거리지
– Titreme beni basitleştirir ve bunu bilen tek kişi sensin.
다 고쳤다고 생각했던 버벅임이 또 도져서
– Her şeyi tekrar düzelttiğimi sanıyordum.
준비했던 말을 잊어버리지
– Ne hazırladığımı unuttum.
난 주워담지 못할 말은 절대 안 해
– Asla alamayacağım bir şey söylemem.
원하는 걸 말해봐 널 위해서만 할게
– Bana ne istediğini söyle. Senin için yaparım.
너 빼곤 다 색칠할 수 있어 까맣게
– Sen hariç hepsini renklendirebilirim. Siyah.
천천히 갈게 조금 더 가깝게
– Yavaşça, biraz daha yaklaşacağım.
우연히 내게 오나봐 봄 향기가 보여
– Bana tesadüfen geldin. Baharın kokusunu görüyorsun.
너도 같이 오나봐 저 멀리서 네 향기가
– Benimle geliyorsun, o mesafeden, kokun.
설레는 코끝에 나의 입술에
– Burnumun ucunda dudaklarımda flört
괜찮은 느낌 이 떨림 나도 몰래 우연히 봄
– Bu titremeyi iyi hissetmek gizlice bahara rastladım
(우연히 봄)
– (Şans eseri bahar)
어 아직까지 향기가 짙네
– Kokusu hala kalın.
발걸음이 가벼워 집에 가는 길엔
– Eve dönüş yolum açık.
더 가까워질 너와 나를
– Sana ve bana daha yakın ol
상상하는 내 모습이 오글거려 몸서리치네
– Ne hayal ettiğimi görmek için sabırsızlanıyorum.
어 어 머릿속이 하얘지기 때문에
– Çünkü bunu kafamda konuşuyorum.
하루 종일 날씨 얘기만 반복하게 돼
– Bütün gün hava durumunu tekrarlayacağım.
오로지 난 너 하나 때문에
– Çünkü ben sizden biriyim.
다른 것들에겐 무감각하게 돼
– Başka şeylere karşı duyarsız.
정적이 만드는 긴장감은
– Statiğin yarattığı gerginlik
오히려 설레어 나를 미소 짓게 만들어
– Oldukça seksi ve beni gülümsetiyor.
모른 척 하려 했던 네 옆의 남자들은
– Yanındaki adamlar Bilmiyormuş gibi davranmaya çalıştılar.
흐릿했던 내 눈 앞에 불을 키게 만들어
– Ateşin gözlerimin önünde yanmasını sağla, ki bu bulanıktı.
겨울은 유난히도 추웠고
– Bu kış normalden daha soğuktu.
다시 돌아온 그토록 기다렸던 봄
– Tekrar geri dönmek için çok uzun süre bekleyen bahar
움직이지 못하도록 잡고 있고 싶어
– Onu tutmak istiyorum, böylece hareket edemez.
날 더 느낄 수 있게 안고 있고 싶어
– Kendimi daha fazla hissetmek için sarılmak istiyorum.
우연히 내게 오나봐 봄 향기가 보여
– Bana tesadüfen geldin. Baharın kokusunu görüyorsun.
너도 같이 오나봐 저 멀리서 네 향기가
– Benimle geliyorsun, o mesafeden, kokun.
설레는 코끝에 나의 입술에
– Burnumun ucunda dudaklarımda flört
괜찮은 느낌 이 떨림 나도 몰래 우연히 봄
– Bu titremeyi iyi hissetmek gizlice bahara rastladım
I love you, so I love you
– Seni seviyorum, bu yüzden seni seviyorum
너무 쉬운 걸
– Çok kolay.
그래도 나 참고 있을게
– Ama bir referansım olacak.
난 여자이니까 하루 더 기다려
– Ben bir kadınım, bir gün daha bekle.
바보야 내게 말해봐 네 마음도 보여
– Sen bir aptalsın. Söyle bana, kalbini görebiliyorum.
갖고 싶다고 해봐 더 이상은 감추지 마
– Ona almak istediğini söyle. Artık saklamayın.
어느새 내 앞에 이젠 내 앞에
– Fark edilmeden önümde, şimdi önümde
괜찮은 느낌 이 떨림 나도 몰래 우연히 봄
– Bu titremeyi iyi hissetmek gizlice bahara rastladım
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.