Imagine if I’d have had a baby
– Düşünsene bir bebeğim olsaydı
I saw the way you made her feel
– Onu nasıl hissettirdiğini gördüm.
Like she should be somebody else
– Başka biri olması gerektiği gibi
I saw the way she tried to hold you
– Seni nasıl tutmaya çalıştığını gördüm.
When your heart was just a shell
– Kalbin sadece bir kabuk olduğunda
I saw the words she wrote that broke my heart
– Kalbimi kıran sözleri gördüm.
It was a living hell
– Yaşayan bir cehennemdi
I saw the way you laughed behind her back
– Onun arkasından nasıl güldüğünü gördüm.
When you fucked somebody else
– Başka biriyle yattığında
I saw the way you made her feel
– Onu nasıl hissettirdiğini gördüm.
Like she should be somebody else
– Başka biri olması gerektiği gibi
I know you think the stars align for you
– Yıldızların senin için hizalandığını düşündüğünü biliyorum.
And not for her as well
– Ve onun için de değil
I understand, I can admit
– Anlıyorum, itiraf edebilirim
That I have felt those things mysеlf
– Bu şeyleri kendim hissettim
I saw the way you laughed behind her back
– Onun arkasından nasıl güldüğünü gördüm.
When you fucked somebody else
– Başka biriyle yattığında
Lord, it’s a feeling
– Tanrım, bu bir duygu
It comes to find you
– Seni bulmak için geliyor
Lord, it’s a feeling
– Tanrım, bu bir duygu
That I felt
– Hissettiğim şey
If it’s convenient for you
– Eğer uygunsa sizin için
You want her love, she’ll give you more
– Onun sevgisini istiyorsan, sana daha fazlasını verecek
That’s when your words are so convincing
– İşte o zaman sözlerin çok ikna edici
Say you’ll try until she’s sure
– Emin olana kadar deneyeceğini söyle.
That you will change
– Değişeceğini
I can admit that I have been right here before
– Daha önce burada olduğumu itiraf edebilirim.
But on that morning when you’re proud
– Ama gurur duyduğun o sabah
You said I fucked somebody of course
– Tabii ki birini becerdiğimi söylemiştin.
Lord, it’s a feeling
– Tanrım, bu bir duygu
It comes to find you
– Seni bulmak için geliyor
Lord, it’s a feeling
– Tanrım, bu bir duygu
(That I felt)
– (Hissettiğim şey)
It comes to find you
– Seni bulmak için geliyor
(Like no one else)
– (Başka hiç kimse gibi)
When the rest of us have nothing left
– Geri kalanımızın hiçbir şeyi kalmadığında
She won’t be yours
– O senin olmayacak
Lord, it’s a feeling
– Tanrım, bu bir duygu
That I felt
– Hissettiğim şey
Lord, it’s a feeling
– Tanrım, bu bir duygu
(Lord, it’s a feeling)
– (Tanrım, bu bir duygu)
(Feeling, it will come to find you)
– (Duygu, seni bulmak için gelecek)
(Feeling, it will come to find you)
– (Duygu, seni bulmak için gelecek)
(Feeling, it will come to find you)
– (Duygu, seni bulmak için gelecek)
(Lord, it’s a feeling)
– (Tanrım, bu bir duygu)
(Feeling, it will come to find you)
– (Duygu, seni bulmak için gelecek)
(Feeling, it will come to find you)
– (Duygu, seni bulmak için gelecek)
Lord, it’s a feeling
– Tanrım, bu bir duygu
That I felt
– Hissettiğim şey
It comes to find you
– Seni bulmak için geliyor
Like no one else
– Başka hiç kimse gibi
When the rest of us have nothing left
– Geri kalanımızın hiçbir şeyi kalmadığında
She won’t be yours
– O senin olmayacak
(She won’t be yours)
– (O senin olmayacak)
When the rest of us have nothing left
– Geri kalanımızın hiçbir şeyi kalmadığında
She won’t be yours
– O senin olmayacak
London Grammar – Lord It’s a Feeling İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.