Have you seen that man?
– O adamı gördün mü?
Broken pieces of his plan
– Planının kırık parçaları
Taken by the wind
– Rüzgar tarafından alındı
To the place where you have been
– # Gittiğin yere #
Corner of the room
– Odanın köşesi
I think I saw your brother moon
– Sanırım kardeşin moon’u gördüm.
He came out of the grey
– Griden çıktı.
He was sad, but that’s okay
– Üzgündü ama sorun değil.
Windmill, are you still afraid of nothing?
– Yel değirmeni, hala hiçbir şeyden korkmuyor musun?
Are you still afraid of something? (is the wind still your friend?)
– Hala bir şeyden korkuyor musun? (rüzgar hala arkadaşın mı?)
Are you still afraid of wind? (is it you who command?)
– Hala rüzgardan korkuyor musun? komut kim (sen misin?)
Oh, Windmill, you’re a place where I can cry
– Yel Değirmeni, sen ağlayabileceğim bir yersin.
You’re a place where I can lie (If I want, when I’m sad)
– Sen yalan söyleyebileceğim bir yersin (eğer istersem, üzgün olduğumda)
You’re a place where I can die (when I’m tired, when I’m down)
– Sen ölebileceğim bir yersin (yorgun olduğumda, düştüğümde)
Up, below, so far
– Uzakta, aşağıda, yani
Nothing happens in the dark
– Karanlıkta hiçbir şey olmuyor
Are you still afraid?
– Hala korkuyor musun?
There is nothing you should say
– Gereken hiçbir şey olmadığını söylüyorlar
I saw your brother moon
– Kardeşin moon’u gördüm.
I hope that you will see him soon
– Yakında onu görürsünüz umarım
He’ll take you with the wind
– Seni rüzgarla götürecek.
To the place where you have been
– # Gittiğin yere #
Windmill, are you still afraid of nothing?
– Yel değirmeni, hala hiçbir şeyden korkmuyor musun?
Are you still afraid of something? (is the wind still your friend?)
– Hala bir şeyden korkuyor musun? (rüzgar hala arkadaşın mı?)
Are you still afraid of wind? (is it you who command?)
– Hala rüzgardan korkuyor musun? komut kim (sen misin?)
Oh, Windmill, you’re a place where I can cry
– Yel Değirmeni, sen ağlayabileceğim bir yersin.
You’re a place where I can lie (If I want, when I’m sad)
– Sen yalan söyleyebileceğim bir yersin (eğer istersem, üzgün olduğumda)
You’re a place where I can die (when I’m tired, when I’m down)
– Sen ölebileceğim bir yersin (yorgun olduğumda, düştüğümde)
Windmill, are you still afraid of nothing?
– Yel değirmeni, hala hiçbir şeyden korkmuyor musun?
Are you still afraid of something? (is the wind still your friend?)
– Hala bir şeyden korkuyor musun? (rüzgar hala arkadaşın mı?)
Are you still afraid of wind? (is it you who command?)
– Hala rüzgardan korkuyor musun? komut kim (sen misin?)
Oh, Windmill, you’re a place where I can cry
– Yel Değirmeni, sen ağlayabileceğim bir yersin.
You’re a place where I can lie (If I want, when I’m sad)
– Sen yalan söyleyebileceğim bir yersin (eğer istersem, üzgün olduğumda)
You’re a place where I can die (when I’m tired, when I’m down)
– Sen ölebileceğim bir yersin (yorgun olduğumda, düştüğümde)
Running ’round the hall
– Koridorun etrafında koşuyorum.
Holding breath and holding soul
– Nefesi tutmak ve ruhu tutmak
Blinded by the moon
– Ay tarafından kör edildi
Waiting for another noon
– Başka bir öğleden bekliyor
Hiding pride so fast
– Gururu bu kadar çabuk saklamak
Like it happened in the past
– Geçmişte olduğu gibi oldu
Wind is blowing still
– Rüzgar hala esiyor
On the hill where you have been
– Bulunduğun tepede
Windmill, are you still afraid of nothing?
– Yel değirmeni, hala hiçbir şeyden korkmuyor musun?
Are you still afraid of something?
– Hala bir şeyden korkuyor musun?
Are you still afraid of wind?
– Hala rüzgardan korkuyor musun?
Oh, Windmill, you’re a place where I can cry
– Yel Değirmeni, sen ağlayabileceğim bir yersin.
You’re a place where I can lie
– Yalan söyleyebileceğim bir yerdesin.
You’re a place where I can die
– Sen ölebileceğim bir yersin.

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.