I remember when your head caught flame
– Kafanın alev aldığı zamanı hatırlıyorum.
It kissed your scalp and caressed your brain
– Kafa derini öptü ve beynini okşadı.
(I remember when your head caught flame)
– (Kafanın alev aldığını hatırlıyorum)
Well, you laughed, baby, it’s okay
– Güldün bebeğim, sorun değil.
It’s buzzcut season anyway
– Yine de buzzcut mevsimi
(Well, you laughed, baby, it’s okay)
– (Güldün bebeğim, sorun değil)
Explosions on TV
– Televizyonda patlamalar
And all the girls with heads inside a dream
– Ve bir rüyanın içinde kafaları olan tüm kızlar
So now we live beside the pool
– Şimdi havuzun yanında yaşıyoruz.
Where everything is good
– Her şeyin iyi olduğu yerde
We ride the bus with the knees pulled in
– Dizleri içeri çekilmiş otobüse biniyoruz.
People should see how we’re living
– İnsanlar nasıl yaşadığımızı görmeli.
(We ride the bus with the knees pulled in)
– (Dizleri içeri çekilmiş otobüse biniyoruz)
Shut my eyes to the song that plays
– Çalan şarkıya gözlerimi kapat
Sometimes this has a hot, sweet taste
– Bazen bunun sıcak ve tatlı bir tadı vardır
(Shut my eyes to the song that plays)
– (Gözlerimi çalan şarkıya kapat)
The men up on the news
– Adamlar haberlerde
They try to tell us all that we will lose
– Bize kaybedeceğimizi söylemeye çalışıyorlar.
But it’s so easy in this blue
– Ama bu mavide çok kolay
Where everything is good
– Her şeyin iyi olduğu yerde
And I’ll never go home again
– Ve bir daha asla eve dönmeyeceğim
(Place the call, feel it start)
– (Aramayı yap, başladığını hisset)
Favourite friend
– En sevdiğim arkadaşım
(And nothing’s wrong, when nothing’s true)
– (Ve hiçbir şey doğru olmadığında hiçbir şey yanlış değildir)
I live in a hologram with you
– Seninle bir hologramda yaşıyorum.
We’re all the things that we do for fun
– Eğlence için yaptığımız her şey biziz.
(And I’ll breathe, and it goes)
– (Ve nefes alacağım, ve gidiyor)
Play along
– Birlikte oynayın
(Make-believe it’s hyper real)
– (Hiper gerçek olduğuna inan)
But I live in a hologram with you
– Ama seninle bir hologramda yaşıyorum.
Cola with the burnt-out taste
– Yanmış tadı olan kola
I’m the one you tell your fears to
– Korkularını anlattığın kişi benim.
There’ll never be enough of us
– Asla yeteri kadar olmayacağız.
Explosions on TV
– Televizyonda patlamalar
And all the girls with heads inside a dream
– Ve bir rüyanın içinde kafaları olan tüm kızlar
So now we live beside the pool
– Şimdi havuzun yanında yaşıyoruz.
Where everything is good
– Her şeyin iyi olduğu yerde
And I’ll never go home again
– Ve bir daha asla eve dönmeyeceğim
(Place the call, feel it start)
– (Aramayı yap, başladığını hisset)
Favourite friend
– En sevdiğim arkadaşım
(And nothing’s wrong, when nothing’s true)
– (Ve hiçbir şey doğru olmadığında hiçbir şey yanlış değildir)
I live in a hologram with you
– Seninle bir hologramda yaşıyorum.
We’re all the things that we do for fun
– Eğlence için yaptığımız her şey biziz.
(And I’ll breathe, and it goes)
– (Ve nefes alacağım, ve gidiyor)
Play along
– Birlikte oynayın
(Make-believe it’s hyper real)
– (Hiper gerçek olduğuna inan)
But I live in a hologram with you
– Ama seninle bir hologramda yaşıyorum.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.