You thought that I could change
– Değişebileceğimi düşündün.
But I’m all the same, girl I’m all the same
– Ama ben hep aynıyım, kızım ben hep aynıyım
You thought that you could work me out
– Beni çözebileceğini düşündün.
Ooh, it’s just that all these ordinary things, ordinary things
– Ooh, sadece tüm bu sıradan şeyler, sıradan şeyler
Seem to haunt you, makin’ me wanna dump you.
– Sana musallat olmuş gibi görünüyor, seni terk etmemi sağlıyor.
Just that all these ordinary things, ordinary things
– Sadece tüm bu sıradan şeyler, sıradan şeyler
Seems a lot, why don’t we just break it off.
– Çok fazla görünüyor, neden sadece ayrılmıyoruz.
Hey
– Hey
You had me in your hand, I don’t understand
– Beni elinde tuttun, anlamıyorum.
Why you trippin’, cause I ain’t slippin’
– Neden trippin’, çünkü ben kaymıyorum’
Baby I’m your man
– Bebeğim ben senin erkeğinim
You text excessively, you can’t leave me be
– Aşırı mesaj atıyorsun, beni yalnız bırakamazsın.
I don’t ask you what you’re up to
– Sana neyin peşinde olduğunu sormuyorum.
But you keep calling me.
– Ama benim demeye devam ediyorsun.
You have got to stop these things
– Bu şeyleri durdurmalısın.
I need someone with confidence.
– Kendine güvenen birine ihtiyacım var.
Confidence ain’t buying rings
– Güven yüzük almıyor
And ask me where I drink my drink.
– Ve içkimi nerede içtiğimi sor.
Cause I don’t need you to tell me what to do
– Çünkü bana ne yapacağımı söylemene ihtiyacım yok.
It’s all up in your head
– Her şey kafanın içinde
And I’m just sorry that these ordinary things, ordinary things
– Ve sadece bu sıradan şeyler, sıradan şeyler için üzgünüm
Seem to haunt you, makin’ me wanna dump you.
– Sana musallat olmuş gibi görünüyor, seni terk etmemi sağlıyor.
Just that all these ordinary things, ordinary things
– Sadece tüm bu sıradan şeyler, sıradan şeyler
Seems a lot, why don’t we just break it off, hey.
– Çok fazla görünüyor, neden ayrılmıyoruz, hey.
Ooh, ooh, ooh, ooh, ooh…
– Ooh, ooh, ooh, ooh, ooh…
We’ve got to end this show, I’ve got to let you go
– Bu gösteriyi bitirmeliyiz, gitmene izin vermeliyim
I can’t stand it, you’re too demanding
– Dayanamıyorum, çok talepkarsın.
You’re such a jealous hoe
– Çok kıskanç bir çapasın.
You put it in my head, like a bullet made of lead
– Kafama soktun, kurşundan yapılmış bir kurşun gibi
Baby stop it, you’ve got to drop it.
– Bebeğim kes şunu, bırakmalısın.
You should know what happens when you say them things you say
– Onlara söylediğin şeyleri söylediğinde ne olacağını bilmelisin.
Your value falls, girl it falls
– Senin değerin düşüyor, kız düşüyor
Don’t blame me for sht I didn’t do
– Yapmadığım şey için beni suçlama.
Maybe I should have gone and cheated on you
– Belki de gidip seni aldatmalıydım.
You have got to stop these things
– Bu şeyleri durdurmalısın.
I need someone with confidence.
– Kendine güvenen birine ihtiyacım var.
Confidence ain’t buying rings
– Güven yüzük almıyor
And ask me where I drink my drinks.
– Ve içkilerimi nerede içtiğimi sor.
Cause I don’t need you to tell me what to do
– Çünkü bana ne yapacağımı söylemene ihtiyacım yok.
It’s all up in your head
– Her şey kafanın içinde
And I ain’t sorry that them ordinary things, them ordinary things
– Ve bu sıradan şeyler için üzgün değilim, bu sıradan şeyler
Used to haunt you, cause baby now I dumped you.
– Eskiden sana dadanırdım, çünkü bebeğim şimdi seni terk ettim.
And all them ordinary things, them ordinary things
– Ve hepsi sıradan şeyler, sıradan şeyler
Were too much, cause now I broke it off.
– Çok fazlaydı, çünkü şimdi ayrıldım.
Lukas Graham – Ordinary Things İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.