Yeah
– Evet
Ouh, ouh, ouh
– Whoa, Whoa, Whoa
Yeah
– Evet
Y a que toi qui en étais capable, capable
– Sadece sen buna muktedirdin, muktedirdin
De rentrer, pas de sortir d’ma life, ouais ma life
– İçeri girmek için, hayatımdan çıkmak için değil, evet hayatım
Moi, j’ai tout misé sur toi, oh j’ai le jackpot
– Ben, her şeye senin üzerine bahse girerim, oh ikramiyeyi aldım
Et rien n’a changé entre nous, no, no, no, c’est comme à l’époque
– Ve aramızda hiçbir şey değişmedi, hayır, hayır, hayır, o zamanki gibi
Mmh, I’m ready, toi et moi c’est clean, toi et moi c’est la folie
– Mmh, hazırım, sen ve ben temiz, sen ve ben delilik
J’t’aime autant que ta carte de crédit
– Seni kredi kartın kadar seviyorum.
J’te taquine, avec toi j’vivrai heureuse même sans sac Fendi, Fendi, baby
– Seninle dalga geçiyorum, seninle bir çanta olmadan bile mutlu yaşayacağım Fendi, Fendi, bebeğim
Qui peut, baby dis-moi qui peut, nous séparer, qui peut?
– Kim ayırabilir bebeğim, kim ayırabilir, kim ayırabilir?
J’m’embrouillerai pas pour si peu
– Bu kadar az kafam karışmayacak.
Baby, ça fait des années, t’es toujours le même, rien n’a changé
– Bebeğim, yıllar geçti, sen hala aynısın, hiçbir şey değişmedi
À toi j’suis collée, les beaux jours comme les mauvais
– Sana bağlıyım, iyi günler ve kötü günler
Personne va nous séparer, unis comme jamais
– Kimse bizi ayırmayacak, daha önce hiç olmadığı gibi birleşmeyecek
On se fera la rre-gue, juste après on fera la paix
– Barışacağız, barıştıktan hemen sonra
Tout est comme avant, avant, avant
– Her şey daha önce olduğu gibi, daha önce, daha önce
Tout est comme avant, avant, avant, oui
– Her şey daha önce olduğu gibi, daha önce, daha önce, evet
Tout est comme avant, avant, avant
– Her şey daha önce olduğu gibi, daha önce, daha önce
Et tout est comme avant, avant, avant
– Ve her şey daha önce olduğu gibi, daha önce, daha önce
Baby, tout ce qu’on a vécu, oui on aurait pu tout arrêter
– Bebeğim, yaşadığımız her şeyi, evet her şeyi durdurabilirdik.
Ensemble on a grandi, touché le sommet
– Birlikte büyüdük, zirveye dokunduk
C’est ce qu’on visait, donne-moi la main, on y va direct
– Hedeflediğimiz buydu, elini ver, direk gidelim.
On en a vu de toutes les couleurs (everyday)
– Onu tüm renkleriyle gördük (her gün)
On a connu la joie, la peine et les douleurs (everyday)
– Sevinç, üzüntü ve acı yaşadık (her gün)
Tu sais très bien que j’veux que ton bonheur (baby)
– Mutluluğunu istediğimi çok iyi biliyorsun (bebeğim).
J’te fais danser, avec moi y aura pas d’heure
– Seni dans ettiriyorum, benimle vakit kalmayacak
Welcome to the party, dans ta vie, le meilleur j’veux apporter
– Partiye hoş geldin, hayatında, getirmek istediğim en iyi şey
Parfois sous le coup de la colère j’vais m’emporter (sorry)
– Bazen öfkenin etkisi altında kendimi kaptıracağım (üzgünüm)
Malgré ça, sur moi tu pourras compter, faut pas douter
– Buna rağmen, bana güvenebilirsin, şüphesiz
Je serai là pour t’épauler, t’es dans ma tête du lever au coucher
– Seni desteklemek için orada olacağım, gün doğumundan gün batımına kadar kafamdasın
T’inquiète pas, non, je vais pas bouger
– Merak etme, hayır, hareket etmiyorum.
T’inquiète pas, non, je vais pas bouger
– Merak etme, hayır, hareket etmiyorum.
Baby, ça fait des années, t’es toujours le même, rien n’a changé
– Bebeğim, yıllar geçti, sen hala aynısın, hiçbir şey değişmedi
À toi j’suis collée, les beaux jours comme les mauvais
– Sana bağlıyım, iyi günler ve kötü günler
Personne va nous séparer, unis comme jamais
– Kimse bizi ayırmayacak, daha önce hiç olmadığı gibi birleşmeyecek
On se fera la rre-gue, juste après on fera la paix
– Barışacağız, barıştıktan hemen sonra
Tout est comme avant, avant, avant
– Her şey daha önce olduğu gibi, daha önce, daha önce
Tout est comme avant, avant, avant, oui
– Her şey daha önce olduğu gibi, daha önce, daha önce, evet
Tout est comme avant, avant, avant
– Her şey daha önce olduğu gibi, daha önce, daha önce
Tout est comme avant, avant, avant
– Her şey daha önce olduğu gibi, daha önce, daha önce
Baby, ça fait des années, t’es toujours la même, rien n’a changé
– Bebeğim, yıllar geçti, sen hala aynısın, hiçbir şey değişmedi
À toi j’suis collé, les beaux jours comme les mauvais
– Sana bağlıyım, iyi günler ve kötü günler
Personne va nous séparer, unis comme jamais
– Kimse bizi ayırmayacak, daha önce hiç olmadığı gibi birleşmeyecek
On se fera la rre-gue, juste après on fera la paix
– Barışacağız, barıştıktan hemen sonra
Baby, ça fait des années
– Bebeğim, yıllar oldu.
À toi j’suis collé, les beaux jours comme les mauvais
– Sana bağlıyım, iyi günler ve kötü günler
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.