MACE, Rkomi & Venerus – NON VIVO PIÙ SULLA TERRA İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Sei ricco quando te ne accorgi
– Bunu bildiğin zaman zengin oluyorsun.
La verità è che stare immobili serve con le api, d’accordo
– Hala ayakta arılar ile hizmet vermektedir, Tamam bu bir gerçek
E stai con certi squali tascabili
– Ve bazı cep Köpekbalıklarıyla birliktesin.
Vi fanno entrare giusto al Just Cavalli, simpatico
– Tam Cavalli’nin oraya girmeni sağlıyorlar, güzel
E un italiano su tre non sa l’italiano
– Ve üçte bir İtalyan İtalyanca bilmiyor
Quando c’è da fare qualcosa lui l’ha già fatta
– Yapacak bir şey olduğunda, bunu zaten yaptı.
Mi hanno detto: “Farai strada, ma chi ami poi dovrà piangerti
– Benim için yol yapmak, ama sevdiğin kişi sana ağlama olacak “dediler
Chiamami quando passi”
– Geçince beni ara”
Non so cosa voglian le persone
– İnsanların ne istediğini bilmiyorum.
Non so cosa si dicano la notte per farsi coraggio
– Geceleri cesur olmak için ne derler bilmiyorum.
Un bimbo mi ha detto, “Non si è mai troppo grandi”
– Bir çocuk bana, ” asla çok yaşlı değilsin.”
Un vecchio invece che non lo sei mai abbastanza
– Bunun yerine asla yeterli olmadığın yaşlı bir adam

Non vivo più sulla terra
– Artık dünyada yaşamıyorum.
Vuoto, mi bussi alla porta
– Boş, kapımı çal
Vuoi che mi abbandoni all’aria?
– Patlamamı mı istiyorsun?
Cielo, facci strada
– Cennet, yolumuza devam et.
Diecimila voci e tu mi dici di calmarmi
– On bin ses ve sen bana sakin olmamı söylüyorsun.
Dovrei prendere esempio da te
– Size bir örnek almalıyım
Che non hai ancora mai perso il controllo
– Henüz kontrolünü kaybetmediğini
Che la fenice spicchi il volo, come vai, vai
– Bırak Anka Kuşu uçsun, sen giderken, git
Uh, come vai, vai
– Nasılsın, git

Come fossi tu la legge per cui gira il mondo
– Sanki dünyanın dönüştüğü yasaymışsın gibi
È impossibile fermarti, tu fumi e poi non parli
– Durmak imkansız, sigara içiyorsun ve sonra konuşmuyorsun
Mi giro e non ci sei già più, yeah
– Arkamı döndüm ve sen gittin, evet
Se fosse sempre buio
– Her zaman karanlık olsaydı
Come distingueresti il giorno?
– Günü nasıl ayırt edersiniz?
Se smetti sempre tardi, se bere non è farsi
– Eğer her zaman geç kalırsan, içki içmiyorsan
Non mi potrei frenare più, yeah
– Daha fazla dayanamadım, evet

So che sei da qualche parte, in un ricordo che non vedo
– Bir yerlerde olduğunu biliyorum, görmediğim bir anıda
In un pianeta non molto lontano, le canzoni sono ciò che mi hai fatto
– Çok uzak olmayan bir gezegende, şarkılar bana yaptığın şeydi.
E ti guardo mentre scappi (Yeah), ti giri dall’altra parte (Yeah)
– Ve kaçışını izliyorum (Evet), diğer tarafa dönüyorsun (Evet)
I tuoi problemi sono a casa e non serve che ti aspettino svegli
– Sorunların evde ve seni beklemelerine gerek yok.
Ci capissi qualcosa di più di qualcosa, anche tu di’ qualcosa
– Bir şeyden çok bir şeyi anlıyorsun, sen de bir şey söylüyorsun
Caddi così in basso, riuscivo a guardarti da sotto la gonna
– Çok düşük düştüm, sen de etek altına bakmak olabilir
È la fine del mondo o è solo il sangue che circola?
– Dünyanın sonu mu yoksa sadece kan mı dolaşıyor?
E la mia migliore emozione è una canzone che odio
– Ve en iyi duygum nefret ettiğim bir şarkı

Non vivo più sulla terra
– Artık dünyada yaşamıyorum.
Vuoto, mi bussi alla porta
– Boş, kapımı çal
Vuoi che mi abbandoni all’aria?
– Patlamamı mı istiyorsun?
Cielo, facci strada
– Cennet, yolumuza devam et.
Diecimila voci e tu mi dici di calmarmi
– On bin ses ve sen bana sakin olmamı söylüyorsun.
Dovrei prendere esempio da te
– Size bir örnek almalıyım
Che non hai ancora mai perso il controllo
– Henüz kontrolünü kaybetmediğini
Che la fenice spicchi il volo, come vai, vai
– Bırak Anka Kuşu uçsun, sen giderken, git
Uh, come vai, vai
– Nasılsın, git

Come fossi tu la legge per cui gira il mondo
– Sanki dünyanın dönüştüğü yasaymışsın gibi
È impossibile fermarti, tu fumi e poi non parli
– Durmak imkansız, sigara içiyorsun ve sonra konuşmuyorsun
Mi giro e non ci sei già più, yeah
– Arkamı döndüm ve sen gittin, evet
Se fosse sempre buio
– Her zaman karanlık olsaydı
Come distingueresti il giorno?
– Günü nasıl ayırt edersiniz?
Se smetti sempre tardi, se bere non è farsi
– Eğer her zaman geç kalırsan, içki içmiyorsan
Non mi potrei frenare più, yeah
– Daha fazla dayanamadım, evet




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın