Okay, screaming when we fuck, screaming when we fight, yeah
– Tamam, sevişirken çığlık atıyoruz, kavga ederken çığlık atıyoruz, evet
Even when I’m drunk, you’re my only type, yeah
– Sarhoşken bile tek tipim sensin, evet.
Please don’t break my heart, I know that you might, yeah
– Lütfen kalbimi kırma, yapabileceğini biliyorum, evet
Tell me, tell me now, are you ’bout that life? Yeah
– Söyle bana, şimdi söyle, o hayattan mı bahsediyorsun? Evet
Bonnie and Clyde, ready to die (ooh)
– Bonnie ve Clyde, ölmeye hazır (ooh)
Two grave sites, later tonight (ooh)
– İki mezar yeri, bu gece sonra (ooh)
You told me to stop waiting
– Beklemeyi bırakmamı söylemiştin.
I can feel your backbreaking
– Sırtının kırıldığını hissedebiliyorum.
Face down, laid pipe (ooh)
– Yüzü aşağı dönük, boru döşeli (ooh)
Waterworks, swam your pool
– Su işleri, havuzunuzu yüzdürün
Backstroke, we both naked
– Sırtüstü, ikimiz de çıplakız.
I can see that ass shaking (damn)
– Kıçının titrediğini görebiliyorum.
Yeah, break up just to make up (make up)
– Evet, sadece barışmak için ayrıl (barışmak)
You’re gone when I wake up
– Uyandığımda sen yoksun.
Yeah, break up just to make up (make up)
– Evet, sadece barışmak için ayrıl (barışmak)
You’re gone when I wake up
– Uyandığımda sen yoksun.
I love chaos, I love toxic, I love wreckage, I love falling
– Kaosu seviyorum, zehirliliği seviyorum, enkazı seviyorum, düşmeyi seviyorum
Pics you’re taking, pics you’re cropping, it’s hard lately, I’m exhausted
– Çektiğin resimler, kırptığın resimler, son zamanlarda zor, yoruldum
You hate my guts then you love me, you made me feel so disgusting
– Benden nefret ediyorsun, sonra beni seviyorsun, kendimi çok iğrenç hissettiriyorsun.
Can’t stop a runner from running, so, go, go, go
– Bir koşucunun kaçmasını engelleyemem, o yüzden, git, git, git
You’re my only drug, you’re my only vice, yeah
– Sen benim tek ilacımsın, sen benim tek yardımcımsın, evet
Fighting then we fuck, you’re my only type, yeah
– Dövüşürsek sikişiriz, sen benim tek tipimsin, evet
Mixing bad decisions up with one-night stands and Hennessy
– Kötü kararları tek gecelik ilişkiler ve Hennessy ile karıştırmak
All I got’s this broken heart, but you can have the rest of me
– Tek sahip olduğum bu kırık kalp, ama sen bana sahip olabilirsin
Yeah, break up just to make up (make up)
– Evet, sadece barışmak için ayrıl (barışmak)
You’re gone when I wake up (wake up)
– Up (uyandırma)uyandığımda gitmiştin
Yeah, break up just to make up (make up)
– Evet, sadece barışmak için ayrıl (barışmak)
You’re gone when I wake up
– Uyandığımda sen yoksun.
When you come back, I’ll be waiting (I’m missing you)
– Geri döndüğünde seni bekliyor olacağım (seni özlüyorum)
There’s something you’re not saying
– Söylemediğin bir şey var.
When you come back, I’ll be waiting (is it someone new?)
– Geri döndüğünde, bekliyor olacağım (yeni biri mi?)
There’s something you’re not saying
– Söylemediğin bir şey var.
I’m missing you
– Seni özlüyorum
Is it someone new?
– Yeni birisi mi?
Machine Gun Kelly & blackbear – make up sex İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.