Na-na, na, ayy
– Na-na, na, ayy
I won’t lie to you
– Sana yalan söylemeyeceğim
Said you needed space
– Uzay istediğini söyledi
In a rage, I was scared to say bye to you
– Öfkeyle, sana veda etmekten korktum.
I didn’t understand why you ran away
– Neden kaçtığını anlamadım.
What was I supposed to do?
– Ne yapmam gerekiyor?
Terrified that the end of us would end my life
– Sonumuzun hayatımı bitireceğinden korktum.
‘Til I realised
– ‘Til fark ettim
That you ain’t nothing without me
– Bensiz hiçbir şey olmadığını
I’m nothing without you
– Sensiz bir hiçim
There’s too much history
– Çok fazla tarih var
Yeah, we got something good
– Evet, iyi bir şey bulduk.
But I’ma set you free
– Ama seni özgür bırakacağım.
You won’t be gone for good
– Sonsuza dek gitmeyeceksin.
No, I’m not worried
– Hayır, endişelenmiyorum.
So whenever you’re ready, I’ll be here
– Ne zaman hazır olursan, burada olacağım.
Love you if you let me
– Eğer izin verirsen seni seviyorum
You’ll see me (yeah, you’ll see me)
– Beni göreceksin (Evet, beni göreceksin)
You’ll never forget me (yeah), let’s be clear
– Beni asla unutmayacaksın (Evet), açık olalım
Whenever you’re ready (when you’re ready, babe)
– Hazır olduğunda (hazır olduğunda, bebeğim)
Come back to my loving arms, yeah
– Sevgi dolu kollarıma geri dön, Evet
I know you’re mad at me, uh
– Bana kızgın olduğunu biliyorum
But I ain’t gonna cry ’cause you told me you’re protecting your sanity
– Ama ağlamayacağım çünkü bana aklını koruduğunu söylemiştin.
And it don’t matter either way
– Ve öyle ya da böyle fark etmez
At the end of day, you’re still bound to me (yeah, you’re bound)
– Günün sonunda, hala bana bağlısın (Evet, bağlısın)
You can hide (ha)
– Sen gizleyebilirsiniz (ha)
But the truth is you’ll always be mine (yeah)
– Ama gerçek şu ki, her zaman benim olacaksın (Evet).
You don’t realise (no, you don’t, no, you don’t)
– Farkında değilsin (hayır, değilsin, hayır, değilsin)
That you ain’t nothing without me (ain’t nothing without me)
– Bensiz hiçbir şey olmadığını (bensiz hiçbir şey olmadığını)
I’m nothing without you (it ain’t too)
– Ben sensiz bir hiçim (o da değil)
It ain’t too hard to see (hard to see)
– Görmek çok zor değil (görmek zor)
That we got something good (good)
– İyi bir şeyimiz var (iyi)
But I’m gon’ set you free (ha)
– Ama seni özgür bırakacağım (ha)
You won’t be gone for good (gone for good)
– Sonsuza dek gitmeyeceksin (sonsuza dek git)
No, I’m not worried (no)
– Hayır, endişelenmiyorum (hayır)
So whenever you’re ready (when you’re ready, yeah)
– Yani hazır olduğunuzda (hazır olduğunuzda, Evet)
I’ll be here (I’ll be)
– Burada olacağım (olacağım)
Love you if you let me (uh)
– Eğer izin verirsen seni seviyorum (uh)
You’ll see me (you will see me)
– Beni göreceksin (beni göreceksin)
You’ll never forget me, let’s be clear
– Beni asla unutmayacaksın, açık olalım
So whenever you’re ready
– Yani ne zaman hazırsan
I’ll take you in with open arms, yeah
– Seni kollarını açarak içeri alacağım, Evet
Whenever you’re ready, ready, ready, ready
– Ne zaman hazırsan, hazır, hazır, hazır
Come back to my loving arms
– Sevgi dolu kollarıma geri dön
No, I’m not begging on my knees (on my knees)
– Hayır, dizlerimin üzerinde yalvarmıyorum (dizlerimin üzerinde)
Holding on for you to stay (you to stay)
– Kalman için tutuyorum (Kalman için)
If you gotta go, well then you gotta go
– Eğer gitmek zorundaysan, o zaman gitmelisin
I gotta let you be on your way (on your way)
– Senin yolda olmana izin vermeliyim (yolda)
But come and give me one more kiss (one more kiss)
– Ama gel ve bana bir öpücük daha ver(bir öpücük daha)
And tell me that the feelings changed
– Ve bana duyguların değiştiğini söyle
You know it ain’t
– Öyle olmadığını biliyorsun
So baby whenever you’re ready (when you’re ready, yeah)
– Yani bebeğim ne zaman hazırsan (hazır olduğunda, Evet)
I’ll be here (I’ll be)
– Burada olacağım (olacağım)
Love you if you let me (uh)
– Eğer izin verirsen seni seviyorum (uh)
You’ll see me (you will see me)
– Beni göreceksin (beni göreceksin)
You’ll never forget me, let’s be clear
– Beni asla unutmayacaksın, açık olalım
Whenever you’re ready
– Ne zaman hazırsan
Come back to my loving arms, oh
– Sevgi dolu kollarıma geri dön, oh
Whenever you’re ready (yeah)
– Ne zaman hazırsan (Evet)
I’ll be here (yes, I’ll be here, baby)
– Burada olacağım (Evet, burada olacağım bebeğim)
Even if you left me, I’ll be hoping
– Beni terk etsen bile, umarım
You’ll never forget me, let’s be clear
– Beni asla unutmayacaksın, açık olalım
So whenever you’re ready
– Yani ne zaman hazırsan
I’ll take you in with open arms (yes)
– Seni açık kollarla alacağım (Evet)
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.