Che ne sanno loro della violenza
– Şiddet hakkında ne biliyorlar
Chiusa dentro quattro matrimoni
– Dört evlilikte kilitli
Dove chi ama paga e chi non ama ci ripensa
– Sevenlerin ödediği ve sevmeyenlerin geri düşündüğü yer
Che ne sanno loro della Sfinge
– Sfenks hakkında ne biliyorlar
Vista a otto anni con te, ridevi, ridevi
– Seninle sekizde gördüm, güldün, güldün
Ma mi hanno detto
– Ama bana söylediler
Che a volte ridere è come fingere
– Bazen gülmek numara yapmak gibidir
Mettevi in macchina le tue canzoni arabe
– Arabana Arapça şarkılarını koydun.
E stonavi, poi mi raccontavi vecchie favole
– Ve stonavi, sonra bana eski masalları anlattın
Correvi nel deserto con lo zaino Invicta ma
– Invicta sırt çantasıyla çölde koştun ama
Non serve correre se oltre ai soldi non hai più fiato né felicità
– Paraya ek olarak artık nefesiniz veya mutluluğunuz yoksa koşmaya gerek yok
C’è qualcosa che non capisco
– Anlamadığım bir şey mi var
Come fare un tuffo nel Mar Rosso
– Kızıldeniz’de bir dalış nasıl yapılır
L’ho dimenticato troppo presto
– Çok erken unuttum
Ma ricordo bene quando mi dicesti “resto”
– Ama senin “Kalıyorum” dediğini hatırlıyorum.”
Persi in una vita incasinata
– Berbat bir hayatta kayboldum
Se ci pensi è meno complicata
– Bunu düşünürseniz, daha az karmaşıktır
Ripetevi sempre la stessa telefonata
– Hep aynı çağrıyı yapıyordun.
Maledetta questa vostra gioventù bruciata
– Kahretsin bu yanmış gençliğin
Che ne sanno loro delle partenze
– Kalkışlar hakkında ne biliyorlar
Se gli addii fossero di moda
– Vedalar moda olsaydı
Forse saresti primo in tendenze
– Belki trendlerde ilk sen olurdun
Giocavo in macchina con la Nintendo e i Pokémon
– Nintendo ve Pokemon ile arabada oynadım
E ti lamentavi se io non volevo più parlare
– Ve artık konuşmak istemiyorsam şikayet ettin.
Aprivi il finestrino per buttar la cenere
– Külleri atmak için pencereyi açtın.
Non serve a niente nascondere
– Saklanmanın bir anlamı yok.
Con un sorriso la merda che conosco già
– Bir gülümsemeyle zaten bildiğim bok
C’è qualcosa che non capisco
– Anlamadığım bir şey mi var
Come fare un tuffo nel Mar Rosso
– Kızıldeniz’de bir dalış nasıl yapılır
L’ho dimenticato troppo presto
– Çok erken unuttum
Ma ricordo bene quando mi dicesti “resto”
– Ama senin “Kalıyorum” dediğini hatırlıyorum.”
Persi in una vita incasinata
– Berbat bir hayatta kayboldum
Se ci pensi è meno complicata
– Bunu düşünürseniz, daha az karmaşıktır
Ripetevi sempre la stessa telefonata
– Hep aynı çağrıyı yapıyordun.
Maledetta questa vostra gioventù bruciata -ah
– Kahretsin bu yanmış gençliğin-ah
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.