Cross-legged, sitting in your mum’s kitchen
– Çapraz bacaklı, annenin mutfağında oturuyor
My word’s missing, and I like the way you sing
– Sözüm eksik ve şarkı söyleme şeklin hoşuma gidiyor.
And I like the way you think ’bout the weather forecast
– Ve hava durumu hakkında düşünme şeklini seviyorum
‘Cause this summer won’t last
– Çünkü bu yaz uzun sürmeyecek
Ripped photographs, whisper secrets to the wind
– Yırtık fotoğraflar, rüzgara fısıltı sırları
This is a battle I won’t win
– Bu kazanamayacağım bir savaş.
You’ll go and I’ll know
– Sen gideceksin ve ben öğreneceğim
I owe you all the love you showed me I deserved
– Bana gösterdiğin tüm sevgiyi sana borçluyum.
The gold that I was worth
– Değer verdiğim altın
You build me up like architecture
– Beni mimarlık gibi inşa ediyorsun.
Boy, you’ll break my heart, I’ll let ya
– Oğlum, kalbimi kıracaksın, sana izin vereceğim
‘Cause no one nowhere knows me better than you
– Çünkü kimse beni senden daha iyi tanımıyor
Your bags are packed, my words are stacked
– Çantalarınız dolu, sözlerim yığılmış
Towers of paperbacks with all that I won’t say
– Söylemeyeceğim her şey ile kağıt kuleleri
The dreams we used to make
– Eskiden yaptığımız rüyalar
Now your train ticket takes my breath with it
– Şimdi tren biletin nefesimi kesiyor
But you’re the biggest and the brightest
– Ama sen en büyük ve en parlaksın
That this place has ever made
– Bu yerin şimdiye kadar yaptığı
And I can’t ask you stay
– Ve kalmanı isteyemem.
You’ll go and I’ll know
– Sen gideceksin ve ben öğreneceğim
I owe you all the love you showed me I deserved
– Bana gösterdiğin tüm sevgiyi sana borçluyum.
The gold that I was worth
– Değer verdiğim altın
You built me up like architecture
– Beni mimarlık gibi inşa ettin.
Boy, you’ll break my heart, I’ll let ya
– Oğlum, kalbimi kıracaksın, sana izin vereceğim
‘Cause no one nowhere knows me better than you
– Çünkü kimse beni senden daha iyi tanımıyor
You were borrowed, now I’m blue
– Ödünç alındın, şimdi maviyim.
Oh, nobody new could be better than you
– Oh, yeni kimse senden daha iyi olamaz
You’ll go and I’ll know
– Sen gideceksin ve ben öğreneceğim
That I owe you all the love you showed me I deserved
– Bana gösterdiğin tüm sevgiyi sana borçluyum.
The gold that I was worth, oh
– Değer verdiğim altın, oh
You’ll go and I’ll know
– Sen gideceksin ve ben öğreneceğim
I owe you all the love you showed me I deserved
– Bana gösterdiğin tüm sevgiyi sana borçluyum.
The gold that I was worth
– Değer verdiğim altın
You built me up like architecture
– Beni mimarlık gibi inşa ettin.
Boy, you’ll break my heart, I’ll let ya
– Oğlum, kalbimi kıracaksın, sana izin vereceğim
‘Cause no one nowhere knows me better than you
– Çünkü kimse beni senden daha iyi tanımıyor

Maisie Peters – Architecture İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.