I threw this Halloween party
– Bu Cadılar Bayramı partisini ben düzenledim.
And I invited 40 of my best friends
– Ve en iyi 40 arkadaşımı davet ettim.
Cate and Tommy showed up
– Cate ve Tommy geldiler.
I got ’em a drink said, “How was your weekend?”
– Onlara bir içki aldım, “Hafta sonun nasıldı?”
That’s when I first heard your name
– Adını ilk defa duydum
And saying it tastes like violets, rum and summer
– Ve menekşe, rom ve yaz gibi tadı olduğunu söyleyerek
Cate had had family stay from Canada
– Cate’in ailesi Kanada’dan ayrılmamıştı.
“Maisie, did you meet my brother?”
– “Maisie, kardeşimle tanıştın mı?”
And then I said, “No, I didn’t”
– Sonra dedim ki, “Hayır, yapmadım.”
And then he started coming over
– Ve sonra gelmeye başladı
And my heart went love him, he’s the one and we shall wed
– Ve kalbim onu sevmeye gitti, o tek ve evleneceğiz
And then my head said
– Ve sonra başım dedi ki
“Are you gonna work, you gonna hurt, you gonna last forever?
– “Çalışacak mısın, canını yakacak mısın, sonsuza dek sürecek misin?
Are we gonna make it, gonna break it when it’s now or never?
– Başaracak mıyız, şimdi olduğunda mı kıracağız, yoksa asla mı?
If it’s gonna hurt, will it be worth it and will I recover?
– Eğer acıtacaksa, buna değecek mi ve iyileşecek miyim?
Are you gonna feel the way I feel, are you for real Cate’s brother?”
– Benim hissettiğim gibi hissedecek misin, gerçek Cate’in kardeşi misin?”
He has these eyes so blue
– Bu yüzden bu gözleri mavi var
He’s six foot two and a little younger than me
– Altı ayak iki ve benden biraz daha genç.
We go on cinema dates with Tommy and Cate, true love in 3D
– Tommy ve Cate ile sinemaya gidiyoruz, 3D gerçek aşk
He’s fun and weird and smart, likes cheap cigars
– Eğlenceli, tuhaf ve zeki, ucuz puroları sever.
And can shotgun a beer like no other
– Ve başka hiçbir şeye benzemeyen bir birayı avlayabilir miyim
Grabbed his hand in the dark
– Karanlıkta elini tuttu
And I pull him to the car
– Ve onu arabaya çekiyorum.
The speakers play Nirvana
– Konuşmacılar Nirvana çalıyor
And we pull up to the front door
– Ve ön kapıya doğru çekiliyoruz.
And now I’m openin’ the front door
– Ve şimdi ön kapıyı açıyorum
When we started making out
– Sevişmeye başladığımızda
We tripped and fell into my bed
– Tökezledik ve yatağıma düştük.
And then my head said
– Ve sonra başım dedi ki
“Are you gonna work, you gonna hurt, you gonna last forever?
– “Çalışacak mısın, canını yakacak mısın, sonsuza dek sürecek misin?
Are we gonna make it, gonna break it when it’s now or never?
– Başaracak mıyız, şimdi olduğunda mı kıracağız, yoksa asla mı?
If it’s gonna hurt, will it be worth it and will I recover?
– Eğer acıtacaksa, buna değecek mi ve iyileşecek miyim?
Are you gonna feel the way I feel, are you for real Cate’s brother?”
– Benim hissettiğim gibi hissedecek misin, gerçek Cate’in kardeşi misin?”
Will we ever get together?
– Hiç bir araya geliriz?
We’d be perfect for each other
– Birbirimiz için mükemmel olurduk.
Will we ever get together?
– Hiç bir araya geliriz?
And Cate’s brother said
– Ve Cate’in kardeşi dedi ki
“I won’t let you down or lead you on, no, I’m not like the others”
– “Seni hayal kırıklığına uğratmayacağım ya da yönlendirmeyeceğim, hayır, diğerleri gibi değilim”
I said, “How can I know you’re for sure? It’s only been a summer”
– Dedim ki, “Emin olduğunu nasıl bilebilirim? Sadece bir yaz oldu”
You said, “Get a flight to Canada and you can meet my mother”
– “Kanada’ya bir uçak bul ve annemle tanışabilirsin” dedin.
That’s when I became his only girl
– İşte o zaman onun tek kızı oldum.
And now I date Cate’s brother
– Şimdi de Cate’in kardeşiyle çıkıyorum.
Cate’s brother
– Cate’in kardeşi
Maisie Peters – Cate’s Brother İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.