Matteo Romano – Casa di specchi İtalyanca Sözleri Türkçe Anlamları

Chiudi gli occhi e immagina anche tu
– Gözlerini kapat ve kendini hayal et
Dimmi quello che vedi, che senti, che provi
– Bana ne gördüğünü, ne hissettiğini, ne hissettiğini söyle
Non ti fare i problemi, ascolta i rumori
– Endişelenme, sesleri dinle
Non avere paura di perderti
– Kaybolmaktan korkma
È meglio così, credi a me
– Böyle daha iyi, inan bana
Poi mi chiedo se ha senso
– Bir anlamı olur mu acaba
Mi chiedo se è meglio
– Daha iyi olup olmadığını merak ediyorum

Stammi più vicino quando starai male
– Hastalandığında bana daha yakın ol.
Quando poi fa bello con il temporale
– Ne zaman o zaman fırtına ile güzel
Fuori c’è il delirio, ma se non lo vedi allora no
– Dışarıda deliryum var, ama eğer görmüyorsanız, o zaman hayır
Ti stringo più forte e non ti lascio andare
– Seni daha çok sıkıyorum ve gitmene izin vermeyeceğim
Sento il tuo respiro per dimenticare
– Unutmak için nefesini hissediyorum
Smetti di pensare anche se dirti come non lo so
– Sana nasıl bilmediğimi söylesem bile düşünmeyi bırak

Mi fa male
– O acıtıyor
Pensare a te con tutto il mondo in mano
– Elinde tüm dünya ile kendinizi düşünün
Ma non riuscire neanche a prender fiato
– Ama nefesini bile tutamıyorsun.
Mi fa male
– O acıtıyor
Volerti dare tutto ora e sempre
– Şimdi ve her zaman size her şeyi vermek istiyorum
E poi in realtà non riuscire a far niente
– Ve sonra aslında hiçbir şey yapamamak
Mi fa male
– O acıtıyor
Mi fa male
– O acıtıyor

È tutto molto più grande di me
– Hepsi benden çok daha büyük
Come siamo finiti in questa casa di specchi
– Bu aynalar evinde nasıl sona Erdik
Non riesco ad uscire, vedo solo riflessi
– Dışarı çıkamıyorum, sadece refleksleri görüyorum
Fammi distrarre, andiamo a guardare l’alba
– Dikkatimi dağıtmama izin ver, hadi şafağı izleyelim
Torno a colori se mi ci porti tu
– Beni oraya götürürsen rengine geri döneceğim.

Stammi più vicino, non ti spaventare
– Bana daha yakın ol, korkma
Fa già troppo freddo, ti sento tremare
– Zaten çok soğuk, titrediğini hissediyorum
Fuori c’è il delirio, ma se non lo sento allora no
– Dışarıda deliryum var, ama eğer hissetmezsem, o zaman hayır
Anche in uno sguardo ti saprò ascoltare
– Bir bakışta bile seni nasıl dinleyeceğimi bileceğim
Siamo troppo soli per lasciarci andare
– Bırakmayacak kadar yalnızız.
Smetti di pensare anche se dirti come non lo so
– Sana nasıl bilmediğimi söylesem bile düşünmeyi bırak

Mi fa male
– O acıtıyor
Pensare a te con tutti il mondo in mano
– Tüm dünya el altında seni düşünüyorum
Ma non riuscire neanche a prender fiato
– Ama nefesini bile tutamıyorsun.
Mi fa male
– O acıtıyor
Volerti dare tutto ora e sempre
– Şimdi ve her zaman size her şeyi vermek istiyorum
E poi in realtà non riuscire a far niente
– Ve sonra aslında hiçbir şey yapamamak
Mi fa male
– O acıtıyor
Mi fa male
– O acıtıyor

Ti sento stretto, sei parte di me
– Seni sıkı hissediyorum, sen benim bir parçamsın
Voglio volare, uscire da quest’inferno
– Uçmak istiyorum, bu cehennemden çık
Senza guardare perché
– Neden bakmadan
Tienimi stretto
– Sıkı tut beni
A volte mi perdo, ti perdo
– Bazen kendimi kaybediyorum, seni kaybediyorum
Perdiamoci senza dire niente
– Hiçbir şey söylemeden kaybolalım.
Che tanto non è per sempre
– Bu kadar çok şey sonsuza kadar değil

Ho chiuso gli occhi, non mi far guardar più
– Gözlerimi kapadım, artık bana bakma
Sto tanto bene nella mia ingenuità
– Saflığımda çok iyiyim.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın