Michael Schulte – Waking up Without You İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

We were chasing sunsets
– Gün batımını takip ediyorduk.
Now it’s darkness after dawn
– Şimdi şafaktan sonra karanlık
Living for the moment
– Şu an için yaşamak
Never thought that you’d be gone
– Gitmiş olacağını hiç düşünmemiştim
I always thought you’d be there walking by my side
– Her zaman yanımda olacaktın yanımda yürürken düşündüm
Now I’m just trying to make it through another night
– Şimdi sadece başka bir geceyi atlatmaya çalışıyorum.
But it’s so hard to look back
– Ama geriye bakmak çok zor
‘Cause every second feels so wrong
– Çünkü her saniye çok yanlış geliyor

Everyday, I’m waking up without you
– Her gün sensiz uyanıyorum.
You left me lonely in this room
– Beni bu odada yalnız bıraktın.
And I don’t think I’m ever getting used to
– Ve hiç alıştığımı sanmıyorum.
Being broken, being bruised
– Kırık olmak, çürük olmak
When you really love somebody
– Birini gerçekten sevdiğinde
It really hurts to lose somebody
– Birini kaybetmek gerçekten acıtıyor
Oh, I keep thinking what the hell do I do
– Oh, ne yapacağım diye düşünüp duruyorum
What the hell do I do
– Ne yapmalıyım

Waking up without you, you
– Sensiz uyanmak, sen
Waking up without you, you
– Sensiz uyanmak, sen

We used to talk about tomorrow
– Yarın hakkında konuşurduk.
But I guess that’s in the past
– Ama sanırım bu geçmişte kaldı.
I got dreams I gotta let go
– Gerek hayallerim vardı bırak
‘Cause forever goes too fast
– Çünkü sonsuza kadar çok hızlı gidiyor

I always thought you’d be there walking by my side
– Her zaman yanımda olacaktın yanımda yürürken düşündüm
Now I’m just trying to make it through another night
– Şimdi sadece başka bir geceyi atlatmaya çalışıyorum.
Oh, it’s so hard to look back
– Geriye bakmak çok zor.
‘Cause forever goes too fast
– Çünkü sonsuza kadar çok hızlı gidiyor

Everyday, I’m waking up without you
– Her gün sensiz uyanıyorum.
You left me lonely in this room
– Beni bu odada yalnız bıraktın.
And I don’t think I’m ever getting used to
– Ve hiç alıştığımı sanmıyorum.
Being broken, being bruised
– Kırık olmak, çürük olmak
When you really love somebody
– Birini gerçekten sevdiğinde
It really hurts to lose somebody
– Birini kaybetmek gerçekten acıtıyor
Oh, I keep thinking what the hell do I do
– Oh, ne yapacağım diye düşünüp duruyorum
What the hell do I do
– Ne yapmalıyım

Waking up without you, you
– Sensiz uyanmak, sen
Waking up without you, you
– Sensiz uyanmak, sen

All these feelings that I carry with me
– Yanımda taşıdığım tüm bu duygular
They keep making it hard to breathe
– Nefes almayı zorlaştırıyorlar.
They keep making it hard to breathe
– Nefes almayı zorlaştırıyorlar.

I’m just looking at that empty space
– Sadece o boş alana bakıyorum.
An echo when I call your name
– Adını söylediğimde bir yankı
An echo when I call your name
– Adını söylediğimde bir yankı

Every day, I’m waking up without you
– Her gün sensiz uyanıyorum.
You left me lonely in this room
– Beni bu odada yalnız bıraktın.
And I don’t think I’m ever getting used to
– Ve hiç alıştığımı sanmıyorum.
Being broken, being bruised
– Kırık olmak, çürük olmak
When you really love somebody
– Birini gerçekten sevdiğinde
It really hurts to lose somebody
– Birini kaybetmek gerçekten acıtıyor
Oh, I keep thinking what the hell do I do
– Oh, ne yapacağım diye düşünüp duruyorum
What the hell do I do
– Ne yapmalıyım

Waking up without you, you
– Sensiz uyanmak, sen
Waking up without you, you
– Sensiz uyanmak, sen




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın