Est-ce que tu te rappelles
– Hatırlıyor musun
La première fois qu’on s’est vus quand nos regards se sont croisés
– Gözlerimiz kesiştiğinde birbirimizi ilk gördüğümüzde
Oh que tu étais belle
– Oh çok güzel olduğunu
J’ai senti mon cœur battre et tout mon corps s’embraser
– Kalbimin çarptığını ve tüm Vücudumun alev aldığını hissettim.
Perfection au féminin, contraire de Gilette
– Dişillikte mükemmellik, Yaldızın tam tersi
Ceinture assortie au sac à main et une paire de lunettes
– Çanta ve bir çift gözlük ile eşleşen kemer
J’aurai beau lire tout le dictionnaire, j’trouverais aucun mot pour te décrire
– Bütün sözlüğü okuyacağım, seni tarif edecek kelime bulamayacağım.
Victime de ma nostalgie, prisonnier de mon esprit
– Nostaljimin kurbanı, aklımın esiri
À toi mon petit cœur
– Sana küçük kalbim
À toi mon petit papillon
– Sana küçük kelebeğim
Tu te rappelles qu’on se réveillait avec le sourire et le chant des grillons
– Gülümseyerek ve cırcır böceklerinin cıvıltısıyla uyandığımızı hatırlarsın.
Quand ton regard scintillait autant que le soleil et ses rayons
– Gözlerin güneş ve ışınları kadar parıldadığında
Quand j’étais ton prince charmant et que toi t’étais ma p’tite cendrillon
– Ben senin güzel prensinken sen benim küçük külkedimdin.
À toi mon petit cœur
– Sana küçük kalbim
À toi mon petit papillon
– Sana küçük kelebeğim
Tu te rappelles qu’on se réveillait avec le sourire et le chant des grillons
– Gülümseyerek ve cırcır böceklerinin cıvıltısıyla uyandığımızı hatırlarsın.
Quand ton regard scintillait autant que le soleil et ses rayons
– Gözlerin güneş ve ışınları kadar parıldadığında
Quand j’étais ton prince charmant et que toi t’étais ma p’tite cendrillon
– Ben senin güzel prensinken sen benim küçük külkedimdin.
Laisse-moi t’enlacer, habi, laisse-moi t’embrasser
– Sana sarılmama izin ver habi, seni öpmeme izin ver
Laisse-moi te montrer à quel point j’suis un mec sensé, que j’ai envie de me caser
– Sana ne kadar mantıklı bir adam olduğumu göstereyim.
Non, ne te fie pas à mon casier et n’écoute pas les médias
– Hayır, kayıtlarıma güvenme ve medyayı dinleme.
Qui te font croire que j’suis un diable alors qu’ils me connaissent que de Wikipédia
– Beni sadece Vikipedi’den tanıdıklarında şeytan olduğumu düşündüren kim
Dans l’immédiat, j’ai envie de te dire plein de choses
– Yakın gelecekte size çok şey söylemek istiyorum.
Que t’es fraîche, que tes quatre lèvres sont comme les pétales d’une rose
– Taze olduğunu, dört dudağının bir gülün yaprakları gibi olduğunu
Que tes beaux yeux sont entrain de m’hypnotiser
– O güzel gözlerin beni büyülüyor
Que la vérité sort de la bouteille donc faut que j’me mette à tiser
– Gerçeğin şişeden çıktığını söylemek zorundayım.
Une p’tite goutte de fraises dans une grande coupe de Taittinger
– Büyük bir fincan Taittinger’da küçük bir damla çilek
Eh, c’est fini le stress sauf à la douane à Tanger
– Eh, Tangier’deki Gümrükler dışında stres bitti.
En fait l’amour, c’est un peu Shakespeare et un peu Pythagore et Thalès
– Aslında aşk biraz Shakespeare ve biraz Pisagor ve Thales
Baby, s’te-plaît retire ta veste, histoire qu’on se mette à l’aise
– Bebeğim, lütfen ceketini çıkar, böylece rahat edebiliriz.
À toi mon petit cœur
– Sana küçük kalbim
À toi mon petit papillon
– Sana küçük kelebeğim
Tu te rappelles qu’on se réveillait avec le sourire et le chant des grillons
– Gülümseyerek ve cırcır böceklerinin cıvıltısıyla uyandığımızı hatırlarsın.
Quand ton regard scintillait autant que le soleil et ses rayons
– Gözlerin güneş ve ışınları kadar parıldadığında
Quand j’étais ton prince charmant et que toi t’étais ma p’tite cendrillon
– Ben senin güzel prensinken sen benim küçük külkedimdin.
À toi mon petit cœur
– Sana küçük kalbim
À toi mon petit papillon
– Sana küçük kelebeğim
Tu te rappelles qu’on se réveillait avec le sourire et le chant des grillons
– Gülümseyerek ve cırcır böceklerinin cıvıltısıyla uyandığımızı hatırlarsın.
Quand ton regard scintillait autant que le soleil et ses rayons
– Gözlerin güneş ve ışınları kadar parıldadığında
Quand j’étais ton prince charmant et que toi t’étais ma p’tite cendrillon
– Ben senin güzel prensinken sen benim küçük külkedimdin.
J’veux pas finir ma vie tout seul
– Hayatımı tek başıma bitirmek istemiyorum.
J’veux la finir avec toi, mon bébé
– Seninle bitirmek istiyorum bebeğim.
Le bonheur est dans les choses simples
– Mutluluk basit şeylerdedir
Pourquoi l’amour est-il si compliqué
– Aşk neden bu kadar karmaşık
À toi mon petit cœur
– Sana küçük kalbim
À toi mon petit papillon
– Sana küçük kelebeğim
Tu te rappelles qu’on se réveillait avec le sourire et le chant des grillons
– Gülümseyerek ve cırcır böceklerinin cıvıltısıyla uyandığımızı hatırlarsın.
Quand ton regard scintillait autant que le soleil et ses rayons
– Gözlerin güneş ve ışınları kadar parıldadığında
Quand j’étais ton prince charmant et que toi t’étais ma p’tite cendrillon
– Ben senin güzel prensinken sen benim küçük külkedimdin.
À toi mon petit cœur
– Sana küçük kalbim
À toi mon petit papillon
– Sana küçük kelebeğim
Tu te rappelles qu’on se réveillait avec le sourire et le chant des grillons
– Gülümseyerek ve cırcır böceklerinin cıvıltısıyla uyandığımızı hatırlarsın.
Quand ton regard scintillait autant que le soleil et ses rayons
– Gözlerin güneş ve ışınları kadar parıldadığında
Quand j’étais ton prince charmant et que toi t’étais ma p’tite cendrillon
– Ben senin güzel prensinken sen benim küçük külkedimdin.
Mister You – A Toi. Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.