Yeah, this town’s been tellin’ me
– Evet, bu kasaba bana anlatıyordu.
I’ve done some things I never did
– Hiç yapmadığım bazı şeyler yaptım.
Yeah, the grapevine starts with a glass of wine
– Evet, asma bir kadeh şarapla başlar.
And you takin’ a sip
– Ve sen bir yudum alıyorsun
Every word that you’re sayin’ is
– Söylediğin her kelime
Another stab to my reputation
– Şöhretime bir bıçak daha
And I can’t take it anymore
– Ve artık dayanamıyorum
But you’ve opened that door
– Ama o kapıyı açtın.
Yeah, there’s two sides to every breakup
– Evet, her ayrılığın iki yüzü vardır.
One’s a lie and one’s the truth
– Biri yalan biri gerçek
One of ’em went down and one was made up
– Bir tanesi aşağı gitti ve bir makyaj yapıldı
But in the end we both lose
– Ama sonunda ikimiz de kaybediyoruz.
Why can’t we meet in the middle?
– Neden ortada buluşamıyoruz?
Call it even, call it a truce
– Ödeştik diyelim, ateşkes diyelim
If you quit tellin’ lies about me
– Eğer benim hakkımda yalan söylemeyi bırakırsan
I won’t tell the truth about you
– Senin hakkında gerçeği söylemeyeceğim.
(The truth about you)
– Senin hakkında (gerçeği)
Like how you picked a fight
– Kavgayı nasıl seçtiğin gibi.
Every time you saw me get a text
– Ne zaman bir mesaj aldığımı görsen
To make yourself feel better
– Yapmak için daha iyi hissetmene
That you still talk to your ex
– Hala eski sevgilinle konuştuğunu
Yeah, you told your friends, you told your mama
– Evet, arkadaşlarına söyledin, annene söyledin.
That I’m the root of all the drama
– Tüm dramanın kökü benim
But we both know why this ended
– Ama bunun neden bittiğini ikimiz de biliyoruz.
Girl, I caught you red-handed
– Kızım, seni suçüstü yakaladım.
Yeah, there’s two sides to every breakup
– Evet, her ayrılığın iki yüzü vardır.
One’s a lie and one’s the truth
– Biri yalan biri gerçek
One of ’em went down and one was made up
– Bir tanesi aşağı gitti ve bir makyaj yapıldı
But in the end, we both lose
– Ama sonunda ikimiz de kaybediyoruz.
Why can’t we meet in the middle?
– Neden ortada buluşamıyoruz?
Call it even, call it a truce
– Ödeştik diyelim, ateşkes diyelim
If you quit tellin’ lies about me
– Eğer benim hakkımda yalan söylemeyi bırakırsan
Well, I won’t tell the truth about you, oh
– Senin hakkında gerçeği söylemeyeceğim, oh
Yeah, I truly wish the best for you
– Evet, gerçekten senin için en iyisini diliyorum.
So don’t ruin the next for me
– Bu yüzden benim için bir sonrakini mahvetme.
‘Cause you really don’t want me to tell the truth
– Çünkü gerçekten gerçeği söylememi istemiyorsun.
For everyone to see, yeah
– Herkesin görmesi için, evet
That there’s two sides to every breakup
– Her ayrılığın iki yüzü olduğunu
One’s a lie and one’s the truth
– Biri yalan biri gerçek
One of ’em went down and one was made up
– Bir tanesi aşağı gitti ve bir makyaj yapıldı
In the end, we both lose
– Sonunda ikimiz de kaybederiz.
Why can’t we meet in the middle?
– Neden ortada buluşamıyoruz?
Call it even, call it a truce
– Ödeştik diyelim, ateşkes diyelim
Yeah, if you quit tellin’ lies about me
– Evet, eğer benim hakkımda yalan söylemeyi bırakırsan
Well, I won’t tell the truth about you
– Senin hakkında gerçeği söylemeyeceğim.
(Won’t tell the-, won’t tell the-, won’t tell the truth about you)
– (Söylemeyeceğim -, söylemeyeceğim-, senin hakkındaki gerçeği söylemeyeceğim)
Won’t tell the truth about-
– Bu konuda doğruyu söylemeyeceğim.-
(Won’t tell the-, won’t tell the-, won’t tell the truth about you)
– (Söylemeyeceğim -, söylemeyeceğim-, senin hakkındaki gerçeği söylemeyeceğim)
(Won’t tell the-, won’t tell the-, won’t tell the truth about you)
– (Söylemeyeceğim -, söylemeyeceğim-, senin hakkındaki gerçeği söylemeyeceğim)
I don’t wanna tell the truth
– Gerçeği söylemek istemiyorum.
(Won’t tell the-, won’t tell the-, won’t tell the truth about you)
– (Söylemeyeceğim -, söylemeyeceğim-, senin hakkındaki gerçeği söylemeyeceğim)
Mitchell Tenpenny – Truth About You İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.