Have you had love for me, boy?
– Benim için aşk, sevgi vardır, çocuğun var mı?
Have you only love for the blue sky?
– Sadece mavi gökyüzünü seviyor musun?
Have you kissed the lips of the one you liked
– Sevdiğin birinin dudaklarını öptün mü?
So hard you couldn’t stay alive?
– Çok zor hayatta kalamaz mıydın?
I had a little dream, I would’ve liked us to work
– Küçük bir rüya gördüm, çalışmamızı isterdim.
But life had other plans on our romance
– Ama hayatın romantizmimizle ilgili başka planları vardı.
Damn, we could only have one dance
– Kahretsin, sadece bir dansımız olabilirdi.
And we had no time
– Ve zamanımız yoktu
Dust is gone, we see the sun
– Toz gitti, güneşi görüyoruz.
All of us want some to hold in the winter
– Hepimiz birazını kışın tutmak istiyoruz.
What went wrong?
– Ne ters gitti?
I couldn’t tell if you asked me
– Bana dersen Bir şey diyemem
Tick-tock-tick
– Tik-tak-tik
Broke our hearts in two
– Kalbimizi ikiye böldük
Sand is warm, the sea lies strong
– Kum sıcak, deniz güçlü yatıyor
Dust is gone, as the ships we’re waiting for
– Beklediğimiz gemiler gibi toz gitti.
Only life will keep us alive as time goes by
– Zaman geçtikçe sadece hayat bizi hayatta tutacak
Salvation will come and break our hearts
– Kurtuluş gelecek ve kalbimizi kıracak
Have you had love for me, boy?
– Benim için aşk, sevgi vardır, çocuğun var mı?
Have you only love for the blue sky?
– Sadece mavi gökyüzünü seviyor musun?
Have you kissed the lips of the one you liked
– Sevdiğin birinin dudaklarını öptün mü?
So hard you couldn’t stay alive?
– Çok zor hayatta kalamaz mıydın?
I had a little dream, I would’ve liked us to work
– Küçük bir rüya gördüm, çalışmamızı isterdim.
Won’t guide you in the darkness, our romance
– Karanlıkta sana yol göstermez, romantizmimiz
Damn, we could only have one dance
– Kahretsin, sadece bir dansımız olabilirdi.
And we had no time
– Ve zamanımız yoktu
All the time, all the way
– Her zaman, her şekilde
What we say every day
– Her gün söylediklerimiz
Life is cruel and too short
– Hayat acımasız ve çok kısa
Bittersweet is the reward
– Acı tatlı ödüldür
All the time, all the way
– Her zaman, her şekilde
What we say every day
– Her gün söylediklerimiz
No time to breathe and stay
– Nefes almak ve kalmak için zaman yok
So it’s time to throw me away
– Bu yüzden beni atmanın zamanı geldi.
But I’m still on the sand
– Ama hala kumun üstündeyim.
Have you had love for me, boy?
– Benim için aşk, sevgi vardır, çocuğun var mı?
Have you only love for the blue sky?
– Sadece mavi gökyüzünü seviyor musun?
Have you kissed the lips of the one you liked
– Sevdiğin birinin dudaklarını öptün mü?
So hard you couldn’t stay alive?
– Çok zor hayatta kalamaz mıydın?
We had a little dream, I would’ve liked this to work
– Küçük bir rüya gördük, bunun işe yaramasını isterdim.
But life had other plans on
– Ama hayatın başka planları vardı
Our romance, then we could only have one dance
– Romantizmimiz, o zaman sadece bir dans edebilirdik.
And we had no time
– Ve zamanımız yoktu
Have you had love for me?
– Benim için aşk mı vardı?
Have you only got love for the white sky?
– Sadece beyaz gökyüzüne olan sevginiz var mı?
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.