Ooh Uh (demon)
– Ooh Uh (şeytan)
Do I know you?
– Seni tanıyor muyum?
Dressed up like a Petra Collins portrait, I like that, I like that
– Petra Collins’in portresi gibi giyinmiş, hoşuma gitti, hoşuma gitti
Don’t need a spotlight
– Spot ışığına gerek yok
The way you got the paparazzi clicks going
– Paparazzilerin tıkırtılarını alma şeklin
Flash, flash, flash
– Flaş, flaş, flaş
Waiting for the lightning to strike (To strike)
– Yıldırımın çarpmasını beklemek (Çarpmak)
Yeah, you like that, don’t you?
– Evet, hoşuna gitti, değil mi?
You like that, don’t you?
– Hoşuna gitti, değil mi?
Tryna read the look in your eyes
– Gözlerindeki bakışı okumayı dene.
And I don’t know if I need the thrill, but damn, you’re dressed to kill
– Heyecana ihtiyacım var mı bilmiyorum ama lanet olsun, öldürmek için giyinmişsin.
(All black, all black, Prada, Prada)
– (Hepsi siyah, hepsi siyah, Prada, Prada)
(All black, all black)
– (Hepsi siyah, hepsi siyah)
I’m at the cliffs edge, baby
– Uçurumun kenarındayım bebeğim.
Yeah, I like it, baby
– Evet, hoşuma gitti bebeğim.
(All black, all black, Prada, Prada)
– (Hepsi siyah, hepsi siyah, Prada, Prada)
(All black, all black)
– (Hepsi siyah, hepsi siyah)
I’m at the cliffs edge maybe
– Belki uçurumun kenarındayım.
You should try it, baby
– Denemelisin bebeğim.
All black, all black, Pra-da
– Hepsi siyah, hepsi siyah, Pra-da
In and out, back in the car, uh
– İçeri ve dışarı, arabaya geri, uh
Reppin’ that mani, like uh-uh
– O manyağı tekrarlamak, uh-uh gibi
Makin’ them sick with the cut of my fit
– Fitimin kesilmesiyle onları hasta ediyorum.
Lashes on fire, like ooh-ooh
– Kirpikler yanıyor, ooh-ooh gibi
Man at the strobe light’s lookin’ at you
– Flaş ışığındaki adam sana bakıyor.
Do you wanna?
– İstiyor musun?
Do ya, do ya, do ya? (Oh)
– Öyle mi, öyle mi, öyle mi? (Aman)
Waiting for thе lightning to strike (To strike)
– Yıldırımın çarpmasını beklemek (Çarpmak)
Yeah, you likе that, don’t you?
– Evet, hoşuna gitti, değil mi?
You like that, don’t you?
– Hoşuna gitti, değil mi?
Tryna read the look in your eyes
– Gözlerindeki bakışı okumayı dene.
And I don’t know if I need the thrill
– Ve heyecana ihtiyacım var mı bilmiyorum
But damn, you’re dressed to kill
– Ama kahretsin, öldürmek için giyinmişsin.
(All black, all black, Prada, Prada)
– (Hepsi siyah, hepsi siyah, Prada, Prada)
(All black, all black)
– (Hepsi siyah, hepsi siyah)
I’m at the cliffs edge, baby
– Uçurumun kenarındayım bebeğim.
Yeah, I like it, baby
– Evet, hoşuma gitti bebeğim.
(All black, all black, Prada, Prada)
– (Hepsi siyah, hepsi siyah, Prada, Prada)
(All black, all black)
– (Hepsi siyah, hepsi siyah)
I’m at the cliffs edge maybe
– Belki uçurumun kenarındayım.
You should try it, baby
– Denemelisin bebeğim.
Flash, flash, flash
– Flaş, flaş, flaş
(All black, all black)
– (Hepsi siyah, hepsi siyah)
(Prada, Prada)
– (Prada, Prada)
(All black, all black, Prada, Prada)
– (Hepsi siyah, hepsi siyah, Prada, Prada)
(All black, all black)
– (Hepsi siyah, hepsi siyah)
(All black, all black, all black)
– (Hepsi siyah, hepsi siyah, hepsi siyah)
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.