Didn’t you hear Amanda’s moving back to Colorado?
– Amanda’nın Colorado’ya taşındığını duymadın mı?
It’s 2013 and the end of my life
– Bugün 2013 ve hayatımın sonu
Freshman year’s about to plummet just a little harder
– Birinci sınıf biraz daha sert düşmek üzere.
But it didn’t ’cause we kissed on that Halloween night
– Ama olmadı çünkü o Cadılar Bayramı gecesinde öpüştük.
I bleached half my hair when I saw Zoe on your Vespa
– Zoe’yi Vespa’nda gördüğümde saçlarımın yarısını ağartmıştım.
It was orange from 3% peroxide, thanks to you
– Senin sayende% 3 peroksitten portakaldı.
I needed a good cry, I headed right to Kendra’s
– İyi bir ağlamaya ihtiyacım vardı, doğruca Kendra’ya gittim.
I hated you and I hoped to God that you knew
– Senden nefret ettim ve Tanrı’ya senin bildiğini umuyordum.
Now there’s drama (drama)
– Şimdi drama var (drama)
Found a club for that
– Bunun için bir kulüp buldum.
Where I met ya (met ya)
– Seninle nerede tanıştım (seninle tanıştım)
Had a heart attack
– Kalp krizi geçirdi
Yadda yadda
– Yadda yadda
At the end, yeah we burned, made a couple U-turns
– Sonunda, evet yandık, birkaç U dönüşü yaptık.
You were it till you weren’t
– Olmayana kadar öyleydin.
High school in Jakarta, sorta modern Sparta
– Jakarta’da lise, modern Sparta gibi
Had no chance against the teenage suburban armadas
– Genç banliyö armadalarına karşı hiç şansı yoktu.
We were a sonata, thanks to tight-lipped fathers
– Dudakları sıkı babalar sayesinde bir sonattık.
Yeah, living under that was hard, but I loved you harder
– Evet, bunun altında yaşamak zordu ama seni daha çok sevdim.
High school in Jakarta, an elaborate saga
– Jakarta’daki lise, ayrıntılı bir destan
I still hate you for making me wish I came out smarter
– Daha akıllı çıkmamı dilediğin için senden hala nefret ediyorum.
You love-hate your mother, so do I
– Sen anneni seviyorsun, ben de nefret ediyorum.
Could’ve ended different, then again we went to high school in Jakarta
– Farklı bitebilirdi, sonra yine Jakarta’da liseye gittik.
Got a group assignment, I’ll be at Val’s place
– Grup görevim var, Val’in yerinde olacağım.
You don’t text at all and only call when you’re off your face
– Hiç mesaj atmıyorsun ve sadece yüzün kapalıyken arıyorsun.
I’m petty and say, “call me when you’re not unstable”
– Ben önemsizim ve “dengesiz olmadığında beni ara” diyorum.
I lie and tell you I’ll be getting drunk at Rachel’s
– Yalan söyleyip Rachel’da sarhoş olacağımı söylüyorum.
I wasn’t
– Değildim
She doesn’t even drink
– İçmiyor bile.
But I couldn’t have you sit there and think
– Ama orada oturup düşünmene izin veremezdim.
That you’re better, ’cause you’re older
– Daha iyi olduğunu, çünkü daha büyük olduğunu
Are you better, now that we’re older?
– Yaşlandığımıza göre daha iyi misin?
High school in Jakarta, sorta modern Sparta
– Jakarta’da lise, modern Sparta gibi
Had no chance against the teenage suburban armadas
– Genç banliyö armadalarına karşı hiç şansı yoktu.
We were a sonata, thanks to tight-lipped fathers
– Dudakları sıkı babalar sayesinde bir sonattık.
Yeah, living under that was hard, but I loved you harder
– Evet, bunun altında yaşamak zordu ama seni daha çok sevdim.
High school in Jakarta, a comedy-drama
– Jakarta’da lise, komedi-drama
I still hate you for making me wish I came out smarter
– Daha akıllı çıkmamı dilediğin için senden hala nefret ediyorum.
You love-hate your mother, so do I
– Sen anneni seviyorsun, ben de nefret ediyorum.
Could’ve ended different, then again we went to high school in Jakarta
– Farklı bitebilirdi, sonra yine Jakarta’da liseye gittik.
Natasha’s moving to New York (New York)
– Natasha New York’a taşınıyor (New York)
Probably sometime in August
– Muhtemelen Ağustos ayında bir yerde
And I’m spending the summer in Singapore
– Ve yazımı Singapur’da geçiriyorum.
I’m so sad I can’t tell you shit anymore
– O kadar üzgünüm ki artık sana bir bok söyleyemem.
I made friends with Abby this year (Stop it, your mom-)
– Bu yıl Abby ile arkadaş oldum (Kes şunu, annen-)
We’re moving in, in March or so
– Mart ayında falan taşınıyoruz.
And although you bring me to tears
– Ve beni gözyaşlarına boğmana rağmen
I’m glad that we gave it a go
– Bunu denememize sevindim.
High school in Jakarta, American summer
– Jakarta’da lise, Amerikan yaz
Had no chance against the Marxist girl with marijuana
– Marihuanalı Marksist kıza karşı hiç şansı yoktu.
I was your piñata, she was a star-charter
– Ben senin piñata’ndım, o bir yıldız tüzüğüydü.
Glad she gave it to you real hard, but I loved you harder
– Sana çok sert verdiğine sevindim ama seni daha çok sevdim.
High school in Jakarta
– Jakarta’da Lise
I won’t but I wanna
– Yapmayacağım ama istiyorum.
Ask you when you talk about it do I ever come up?
– Bu konu hakkında ne zaman konuştuğunu sorabilir miyim?
Say thanks to your mama, now we’re through
– Annene teşekkür et, artık işimiz bitti.
Could’ve ended different, then again we went to high school in Jakarta
– Farklı bitebilirdi, sonra yine Jakarta’da liseye gittik.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.