Ninho – Sans Peine Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Hey, ouais, ouais, ouais
– Hey, evet, evet, evet
Réalité sans tabou, sans théâtre
– Tabu olmadan gerçeklik, tiyatro olmadan
Le malheur des uns fait le bonheur des autres (c’est réel)
– Bazılarının talihsizliği başkalarının mutluluğunu yaratır (bu gerçektir).
(Ça c’est le destin mon pote, c’est réel mon pote)
– (Bu kader dostum, bu gerçek dostum)
(B-b-binks)
– (B-b-binks)

Réalité sans tabou, sans théâtre
– Tabu olmadan gerçeklik, tiyatro olmadan
Le malheur des uns fait le bonheur des autres
– Bazılarının talihsizliği başkalarının mutluluğunu yaratır.
Paranoïa trahi par un apôtre
– Bir havari tarafından ihanete uğrayan paranoya
Paranoïa trahi par un apôtre
– Bir havari tarafından ihanete uğrayan paranoya
Tant mieux si tu vas dans le même sens
– Eğer aynı yoldan giderseniz çok daha iyi olur
J’remonte à bord du RS6
– RS6’DAYDIM.
Elle veut profiter de mon succès récent
– Son başarımın tadını çıkarmak istiyor.
Elle est vicieuse, elle est coquine
– O kötü, o yaramaz
J’rallume le doré, j’suis pensif
– Altını açıyorum, düşünceliyim.
Mais c’est plan sous, avant plan seuf
– Ama bu plan sous, ön plan seuf
Les yeux plissés sous les glasses
– Gözler gözlüklerin altında kısıldı
Les grands hommes font des grandes œuvres
– Büyük adamlar harika işler yapar.
On dort tard, on dort peu donc on est cernés
– Geç yatıyoruz, fazla uyuyamıyoruz bu yüzden etrafımız sarıldı.
On finira parmi les lleurs-mei
– Sonunda yalancıların arasına gireceğiz-mei
De loin les portes avaient l’air fermées (b-b-b-b-b-b-binks)
– Uzaktan kapılar kapalı görünüyordu (b-b-b-b-b-b-binks)

La haine se transforme en dalle
– Nefret levhaya dönüşüyor
La dalle se transforme en réussite
– Levha bir başarı hikayesine dönüşüyor
J’casse ma peine, mais des fois j’ai mal
– Zor zamanlar geçiriyorum ama bazen acı çekiyorum.
Un peu gêné, y’a tout le monde qui me félicite
– Biraz utandım, herkes beni tebrik ediyor
Et Igo gang m’a dit coffre, boss
– Ve Igo çetesi bana güvende olduğunu söyledi patron.
Vis comme un pauvre, ne montre pas ta richesse
– Bir dilenci gibi yaşa, servetini gösterme
On fera les beaux, quand y’aura plus rien à faire
– Yapacak bir şey kalmayınca iyi olacağız.
Les condés ont cramé la plaque, j’arrive à 240
– Kondeler tabağı yaktı, 240’a ulaşıyorum.
Un flash, une cigarette, tout seul j’remonte la pente
– Bir flaş, bir sigara, yapayalnız yamaçtan yukarı çıkıyorum
Et quand j’serai tout en haut
– Ve ben yukarıdayken
Je ferai grimper toute la bande
– Bütün çeteyi tırmandıracağım.
T’inquiète, on sait ce qu’on vaut
– Merak etme, ne kadar değerli olduğumuzu biliyoruz.
T’inquiète, on sait ce qu’on veut
– Merak etme, ne istediğimizi biliyoruz.
Pas besoin de sucer des goró
– Boğazını emmeye gerek yok
(Non, non, non, non, binks)
– (Hayır, hayır, hayır, hayır, binks)
Pas besoin de sucer des goró
– Boğazını emmeye gerek yok
Du sang pour la décoration
– Dekorasyon için kan
Je te conseille même pas d’essayer
– Denemeni bile tavsiye etmiyorum.
Belvédère et Dom Pérignon
– Belvedere ve Dom Pérignon
Je sais même plus combien j’ai payé
– Artık ne kadar ödediğimi bile bilmiyorum.
La princesse en a plein les boyaux
– Prensesin çok cesareti var.
Moi, j’compte le magot dans le royaume
– Krallıktaki eşyalar bende.
Y’a plusieurs prénoms qu’on a rayé
– Çarpı işareti koyduğumuz birkaç isim var.
Quand le AMG passe dans la cité
– AMG şehirde geçtiğinde
Laisse les pitbulls aboyer
– Çukur boğaların havlamasına izin ver

Pourquoi j’ai mal (mal)
– Neden incindim (incindim)
Et j’dois garder la mentale (-tale)
– Ve aklımı korumalıyım (-masal)
Et j’me dois d’faire que du sale (sale)
– Ve kirli başka bir şey (kirli)var
J’sais pas pourquoi j’ai mal (mal)
– Neden incindiğimi bilmiyorum.
Mais j’dois garder la mentale (-tale)
– Ama aklımı korumalıyım (-masal)
Et j’me dois de faire que du sale (sale)
– Ve bunu sadece kirli (kirli) yapmak için kendime borçluyum.
J’ai les contacts, l’oseille
– Kontaklar bende, kuzukulağı
(J’ai les contacts, l’oseille)
– (Temaslarım var, kuzukulağı)
J’me rapproche du soleil
– Güneşe yaklaşıyorum.
(Et j’me rapproche du soleil, oh oui)
– (Ve güneşe yaklaşıyorum, oh evet)
J’ai les contacts, l’oseille
– Kontaklar bende, kuzukulağı
(J’ai les contacts, l’oseille)
– (Temaslarım var, kuzukulağı)
J’me rapproche du soleil
– Güneşe yaklaşıyorum.
(Et j’me rapproche du soleil, oh oui)
– (Ve güneşe yaklaşıyorum, oh evet)




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın