Eh, c’est Johnny
– Selam, ben Johnny.
Que pour la qualité
– Sadece kalite için
Ah, les actes, faut pas t’louper
– Ah, eylemler, onları kaçırmayın
Eh, eh, eh, eh
– Hey, hey, hey, hey
Quelques millions d’albums plus tard, mamacita veut faire un tour (un tour)
– Birkaç milyon albüm sonra, mamacita bir gezintiye çıkmak istiyor (bir gezinti)
Mais elle sait pas que c’est niqué, dans la zone, y a trop d’vautours (vautours)
– Ama bunun berbat olduğunu bilmiyor, bölgede çok fazla akbaba var (akbabalar)
On passe les portiques donc on n’est pas calibrés (bah)
– Kapıları geçiyoruz, böylece kalibre edilmiyoruz (bah)
Sin-c’, faut pas t’louper, sur ça, j’peux même pas douter
– Sin-c’, sakın kaçırma, bundan şüphem bile yok.
Il m’faut un jet là, une Urus, Lambo’ (bo’)
– Buraya bir jet lazım, bir Urus, Lambo’ (bo’)
J’roule à 240, elle me trouve trop beau (beau)
– 240’ta sürüyorum, çok yakışıklı olduğumu düşünüyor (yakışıklı)
Parfois, j’lui dis qu’je l’aime, j’ai un peu trop bu (bu)
– Bazen ona onu sevdiğimi söylerim, biraz fazla içtim (içtim)
J’lui dis qu’je l’aime quand j’ai un peu trop pillave
– Ona biraz fazla cesur olduğumda onu sevdiğimi söylerim.
J’évite le Jack car ça m’rend agrеssif (agressif)
– Krikodan kaçınıyorum çünkü beni agresif yapıyor (agresif)
Chef, mets-nous dеs Dom Pé’, c’est ambiance festive (hein)
– Şef, bize biraz Dom Pé koy, bu şenlikli bir atmosfer (huh)
Maintenant qu’j’ai d’l’oseille, il m’faut p’t-être un fils
– Kuzukulağım olduğuna göre bir oğula ihtiyacım olabilir.
Un an d’vacances, une montagne de bénéfice
– Bir yıl tatil, bir kar dağı
Ah, mon bébé, viens on s’arrache de là sur Paname, c’est cramé (sur Bériz, c’est cramé)
– Ah, bebeğim, hadi oradan Paname’de çıkalım, yandı (Beriz’de yandı)
Dis-moi si tu veux Cuba, le Brésil, le Mexique, Tokyo, ou L.A (partout je m’en vais)
– Küba, Brezilya, Meksika, Tokyo veya Los Angeles’ı (nereye gidersem gideyim) isteyip istemediğinizi söyleyin.
Aux mauvais moments, dans les mauvais lieux
– Yanlış zamanlarda, yanlış yerlerde
Jeunesse de bandit, la flamme dans les yeux
– Haydut gençlik, gözlerdeki alev
Elle me dit “bébé, viens on s’arrache de là sur Paname, c’est cramé”
– Bana “bebeğim, hadi Paname’den çıkalım, yandı” dedi.
(Sur Paname, c’est cramé, sur Bériz, c’est mort)
– (Paname’de yandı, Beriz’de öldü)
Le vent qui souffle sur notre putain d’carrosserie
– Rüzgar vücudumuza esiyor.
Viens on roule jusqu’en Caroline du Nord
– Hadi, Kuzey Carolina’ya kadar gidiyoruz.
Dans le grand bassin, faut nager, une fois qu’tu lâches le bord
– Büyük havuzda, kenarı bıraktıktan sonra yüzmelisin.
Dans le grand bassin, faut nager, une fois qu’tu lâches le bord
– Büyük havuzda, kenarı bıraktıktan sonra yüzmelisin.
Oh baby, on va pas manger sur les Champs
– Bebeğim, tarlada yemek yemeyeceğiz.
On mangera p’t-être à New-York, y a un vol à 18h30
– Belki New York’ta yemek yeriz, saat 18: 30’da uçak var.
Et si j’mets les gants, c’est que mes paluches, j’les ai déjà données
– Eldivenlerimi giyersem, çünkü onlara yumuşak oyuncaklarımı çoktan verdim.
J’ai mis le pouce dans l’ancre noire, tu connais
– Baş parmağımı siyah çapaya koydum, biliyorsun
J’évite le Jack car ça m’rend agrеssif (agressif)
– Krikodan kaçınıyorum çünkü beni agresif yapıyor (agresif)
Chef, mets-nous dеs Dom Pé’, c’est ambiance festive (hein)
– Şef, bize biraz Dom Pé koy, bu şenlikli bir atmosfer (huh)
Maintenant qu’j’ai d’l’oseille, il m’faut p’t-être un fils
– Kuzukulağım olduğuna göre bir oğula ihtiyacım olabilir.
Un an d’vacances, une montagne de bénéfice
– Bir yıl tatil, bir kar dağı
Ah, mon bébé, viens on s’arrache de là sur Paname, c’est cramé (sur Bériz, c’est cramé)
– Ah, bebeğim, hadi oradan Paname’de çıkalım, yandı (Beriz’de yandı)
Dis-moi si tu veux Cuba, le Brésil, le Mexique, Tokyo, ou L.A (partout je m’en vais)
– Küba, Brezilya, Meksika, Tokyo veya Los Angeles’ı (nereye gidersem gideyim) isteyip istemediğinizi söyleyin.
Aux mauvais moments, dans les mauvais lieux
– Yanlış zamanlarda, yanlış yerlerde
Jeunesse de bandit, la flamme dans les yeux
– Haydut gençlik, gözlerdeki alev
Elle me dit “bébé, viens on s’arrache de là sur Paname, c’est cramé”
– Bana “bebeğim, hadi Paname’den çıkalım, yandı” dedi.
(Sur Paname, c’est cramé, sur Bériz, c’est mort)
– (Paname’de yandı, Beriz’de öldü)
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.