Hey
– Hey
Hey
– Hey
Hey
– Hey
I don’t like walking around this old and empty house
– Bu eski ve boş evde dolaşmaktan hoşlanmıyorum
So hold my hand, I’ll walk with you, my dear
– Bu yüzden elimi tut, seninle yürüyeceğim, tatlım
The stairs creak as you sleep, it’s keeping me awake
– Sen uyurken merdivenler gıcırdıyor, beni uyanık tutuyor
It’s the house tellin’ you to close your eyes
– Bu ev sana gözlerini kapatmanı söylüyor.
And some days I can’t even dress myself
– Ve bazı günler kendimi bile giydiremiyorum
It’s killing me to see you this way
– Seni böyle görmek beni öldürüyor.
‘Cause though the truth may vary this
– Çünkü gerçek bu şekilde değişebilir
Ship will carry our bodies safe to shore
– Gemi vücudumuzu güvenli bir şekilde kıyıya taşıyacak
Hey
– Hey
Hey
– Hey
Hey
– Hey
There’s an old voice in my head that’s holding me back
– Kafamda beni geri tutan eski bir ses var
Well, tell her that I miss our little talks
– Ona küçük konuşmalarımızı özlediğimi söyle.
Soon it will be over, and buried with our past
– Yakında bitecek ve geçmişimizle birlikte gömülecek
We used to play outside when we were young
– Gençken dışarıda oynardık.
And full of life and full of love
– Ve hayat dolu ve sevgi dolu
Some days I don’t know if I am wrong or right
– Bazı günler yanlış mıyım yoksa doğru muyum bilmiyorum
Your mind is playing tricks on you, my dear
– Aklın sana oyun oynuyor, canım.
‘Cause though the truth may vary this
– Çünkü gerçek bu şekilde değişebilir
Ship will carry our bodies safe to shore
– Gemi vücudumuzu güvenli bir şekilde kıyıya taşıyacak
Hey
– Hey
Don’t listen to the word I say
– Söylediklerimi dinleme.
Hey
– Hey
The screams all sound the same
– Çığlıkların hepsi aynı geliyor
Hey
– Hey
And though the truth may vary this
– Ve gerçek şu ki değişebilir
Ship will carry our bodies safe to shore
– Gemi vücudumuzu güvenli bir şekilde kıyıya taşıyacak
Hey
– Hey
Hey
– Hey
You’re gone, gone, gone away
– Gitti, sen de gittin, uzaklara gitti
I watched you disappear
– Kaybolmanı izledim.
All that’s left is a ghost of you
– Geriye sadece bir hayaletin kaldı.
Now we’re torn, torn, torn apart
– Şimdi parçalandık, parçalandık, parçalandık
There’s nothing we can do
– Yapabileceğimiz bir şey yok.
Just let me go, we’ll meet again soon
– Bırak beni, yakında tekrar buluşacağız.
Now wait, wait, wait for me
– Şimdi bekle, bekle, beni bekle
Please hang around
– Lütfen takıl.
I’ll see you when I fall asleep
– Uykuya daldığımda görüşürüz.
Hey
– Hey
Don’t listen to the word I say
– Söylediklerimi dinleme.
Hey
– Hey
The screams all sound the same
– Çığlıkların hepsi aynı geliyor
Hey
– Hey
And though the truth may vary this
– Ve gerçek şu ki değişebilir
Ship will carry our bodies safe to shore
– Gemi vücudumuzu güvenli bir şekilde kıyıya taşıyacak
Don’t listen to the word I say
– Söylediklerimi dinleme.
Hey
– Hey
The screams all sound the same
– Çığlıkların hepsi aynı geliyor
Hey
– Hey
Though the truth may vary this
– Gerçek şu ki bu değişebilir
Ship will carry our bodies safe to shore
– Gemi vücudumuzu güvenli bir şekilde kıyıya taşıyacak
Though the truth may vary this
– Gerçek şu ki bu değişebilir
Ship will carry our bodies safe to shore
– Gemi vücudumuzu güvenli bir şekilde kıyıya taşıyacak
Though the truth may vary this
– Gerçek şu ki bu değişebilir
Ship will carry our bodies safe to shore
– Gemi vücudumuzu güvenli bir şekilde kıyıya taşıyacak

Of Monsters And Men – Little Talks İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.