My day will come, I gave too much
– Günüm gelecek, çok verdim
I sold my soul, I’m waiting for my pay in full
– Ruhumu sattım, maaşımı tam olarak bekliyorum.
I only one, your dying love
– Ben sadece bir taneyim, senin ölmekte olan aşkın
I’ve seen enough
– Yeterince gördüm
I tried but, I don’t think so
– Denedim ama sanmıyorum.
Maybe it was me who was fucking up
– Belki de kafayı yiyen bendim.
I gave all I could give but
– Verebileceğim her şeyi verdim ama
It seems like it never really was enough
– Hiçbir zaman yeterli oldu sanki
I feel left out, I don’t see how
– Kendimi dışlanmış hissediyorum, nasıl olduğunu anlamıyorum.
My whole life can change in one week
– Bütün hayatım bir hafta içinde değişebilir.
I don’t mind my own reflection
– Kendi yansımamı umursamıyorum.
I don’t see how, you’ve been let down
– Nasıl olduğunu anlamıyorum, hayal kırıklığına uğradın.
Don’t speak unless you have to
– Mecbur kalmadıkça konuşma.
Why you always seem in a bad mood?
– Neden hep kötü görünüyorsun?
Your whole life you had an attitude
– Hayatın boyunca bir tavrın vardı.
One day, is this so bad for you?
– Bir gün, bu senin için çok mu kötü?
I’m sorry if I hurt you
– Eğer seni kırdıysam özür dilerim
I’m sorry if it got that bad
– Bu kadar kötü olduysa üzgünüm
I’m sorry I can’t help you
– Üzgünüm yardımcı olamam sana
Somebody should’ve had your back
– Birinin arkanı kollaması gerekirdi.
I tried but, I don’t think so
– Denedim ama sanmıyorum.
Maybe it was me who was fucking up
– Belki de kafayı yiyen bendim.
I gave all I could give but
– Verebileceğim her şeyi verdim ama
It seems like it never really was enough
– Hiçbir zaman yeterli oldu sanki
I changed my, whole life when
– Bütün hayatımı değiştirdim zaman
I learned to, ignore them
– Onları görmezden gelmeyi öğrendim.
I changed my, whole life up
– Tüm hayatımı değiştirdim.
Maybe it was not enough
– Belki de yeterli değildi.
I don’t think I’m allowed to
– Buna iznim olduğunu sanmıyorum.
Make a deal with your selfish ways
– Bencil tavırlarınla bir anlaşma yap.
They’re acting vicious out there
– Dışarıda kötü davranıyorlar.
There’s lots of demons out here
– Burada bir sürü şeytan var.
I’m sorry if I hurt you
– Eğer seni kırdıysam özür dilerim
I’m sorry if it got that bad
– Bu kadar kötü olduysa üzgünüm
I’m sorry I can’t help you
– Üzgünüm yardımcı olamam sana
Somebody should’ve had your back
– Birinin arkanı kollaması gerekirdi.
I tried but, I don’t think so
– Denedim ama sanmıyorum.
Maybe it was me who was fucking up
– Belki de kafayı yiyen bendim.
I gave all I could give but
– Verebileceğim her şeyi verdim ama
It seems like it never really was enough
– Hiçbir zaman yeterli oldu sanki
Oliver Tree – Hurt İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.