We both know I’m your placeholder
– İkimiz de senin yer tutucun olduğumu biliyoruz.
I’m stuck waiting getting older
– Yaşlanmayı beklerken sıkışıp kaldım.
We both know you’re my placeholder
– İkimiz de yer tutucum olduğunu biliyoruz.
You hate crying on my shoulder
– Omzumda ağlamaktan nefret ediyorsun.
I see all of my delusions
– Tüm hayallerimi görüyorum.
I look the other way
– Diğer tarafa bakıyorum.
I’ve been feeling like a nuisance
– Baş belası gibi hissediyorum.
I take it day by day
– Günden güne alıyorum.
I don’t think we’re closer
– Daha yakın olduğumuzu sanmıyorum.
I know that we’re getting older
– Yaşlandığımızı biliyorum.
I talk too much
– Çok konuşuyorum.
It’s funny how I’m always wrong
– Her zaman yanılıyor olmam çok komik.
I try too hard
– Çok uğraşıyorum.
All the best things take too long
– En iyi şeylerin hepsi çok uzun sürüyor
And I’m sick of waiting
– Ve beklemekten bıktım
‘Cause I’ve waited way too long
– Çünkü çok bekledim
I see all of my delusions
– Tüm hayallerimi görüyorum.
I look the other way
– Diğer tarafa bakıyorum.
I’ve been feeling like a nuisance
– Baş belası gibi hissediyorum.
I take it day by day
– Günden güne alıyorum.
I don’t think we’re closer
– Daha yakın olduğumuzu sanmıyorum.
I know that we’rе getting older
– Yaşlandığımızı biliyorum.
We both know I’m your placeholder
– İkimiz de senin yer tutucun olduğumu biliyoruz.
I’m stuck waiting, getting older
– Bekliyorum, yaşlanıyorum
We both know you’re my placeholder
– İkimiz de yer tutucum olduğunu biliyoruz.
You hate crying on my shoulder
– Omzumda ağlamaktan nefret ediyorsun.
But you’re not the only one
– Ama sen tek değilsin
Feels like it sometimes
– Bazen öyle geliyor
But you’re not the only one
– Ama sen tek değilsin
We both feel dead inside
– İkimiz de içeride ölü hissediyoruz.
I see all of my delusions
– Tüm hayallerimi görüyorum.
I look the other way
– Diğer tarafa bakıyorum.
I’ve been feeling like a nuisance
– Baş belası gibi hissediyorum.
I take it day by day
– Günden güne alıyorum.
I don’t think we’re closer
– Daha yakın olduğumuzu sanmıyorum.
I know that we’re getting older
– Yaşlandığımızı biliyorum.
We both know you’re my placeholder (you are not the only one, it feels like it sometimes)
– İkimiz de benim yer tutucum olduğunu biliyoruz (tek sen değilsin, bazen öyle geliyor)
You hate crying on my shoulder (You’re not the only one we both feel dead inside)
– Omzumda ağlamaktan nefret ediyorsun (ikimizin de içinde ölü hissettiği tek kişi sen değilsin)
Oliver Tree – Placeholder İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.