Olly Murs – Troublemaker (feat. Flo Rida) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

You’re a troublemaker, you’re troublemaker
– Baş belasısın, baş belasısın
(Huh) you ain’t nothin’ but a troublemaker, girl
– Baş belasından başka bir şey değilsin kızım.

You had me hooked again from the minute you sat down
– Oturduğun andan itibaren beni tekrar bağlattın.
The way you bite your lips, got my head spinnin’ around
– Dudaklarını ısırma şeklin, kafamı döndürüyor
After a drink or two, I was putty in your hands
– Bir iki içkiden sonra ellerine macun sürdüm.
I don’t know if I have the strength to stand (ooh)
– Dayanacak gücüm var mı bilmiyorum (ooh)

Trouble, troublemaker, yeah, that’s your middle name (oh-oh)
– Bela, baş belası, evet, bu senin göbek adın (oh-oh)
I know you’re no good, but you’re stuck in my brain
– İyi olmadığını biliyorum ama beynime saplandın.
And I wanna know
– Ve bilmek istiyorum

Why does it feel so good, but hurt so bad? (Whoa)
– Neden bu kadar iyi hissettiriyor, ama bu kadar kötü acıyor? (Whoa)
My mind keeps saying run as fast as you can
– Aklım koşabildiğin kadar hızlı koş demeye devam ediyor.
I say I’m done, but then you pull me back (whoa)
– İşim bitti diyorum ama sonra beni geri çekiyorsun.
I swear you’re giving me a heart attack
– Yemin ederim bana kalp krizi geçirtiyorsun.
Troublemaker
– Baş belâsı

It’s like you’re always there in the corners of my mind
– Sanki her zaman aklımın köşelerindesin.
I see a silhouette every time I close my eyes
– Gözlerimi her kapattığımda bir siluet görüyorum.
There must be poison in those fingertips of yours
– Parmak uçlarında zehir olmalı.
‘Cause I keep comin’ back again for more (oh-oh)
– Çünkü daha fazlası için geri gelmeye devam ediyorum.

Trouble, troublemaker, yeah, that’s your middle name (oh-oh)
– Bela, baş belası, evet, bu senin göbek adın (oh-oh)
I know you’re no good, but you’re stuck in my brain
– İyi olmadığını biliyorum ama beynime saplandın.
And I wanna know
– Ve bilmek istiyorum

Why does it feel so good, but hurt so bad? (Whoa)
– Neden bu kadar iyi hissettiriyor, ama bu kadar kötü acıyor? (Whoa)
My mind keeps saying run as fast as you can
– Aklım koşabildiğin kadar hızlı koş demeye devam ediyor.
I say I’m done, but then you pull me back (whoa)
– İşim bitti diyorum ama sonra beni geri çekiyorsun.
I swear you’re giving me a heart attack
– Yemin ederim bana kalp krizi geçirtiyorsun.
Troublemaker
– Baş belâsı

Why does it feel so good, but hurt so bad? (Whoa)
– Neden bu kadar iyi hissettiriyor, ama bu kadar kötü acıyor? (Whoa)
My mind keeps saying run as fast as you can (you troublemaker)
– Aklım koşabildiğin kadar hızlı koş demeye devam ediyor (seni baş belası)
I say I’m done, but then you pull me back (whoa)
– İşim bitti diyorum ama sonra beni geri çekiyorsun.
I swear you’re giving me a heart attack
– Yemin ederim bana kalp krizi geçirtiyorsun.
Troublemaker
– Baş belâsı

Maybe I’m insane
– Belki delirmişimdir.
‘Cause I keep doing the same damn thing
– Çünkü ben de aynı şeyi yapmaya devam ediyorum.
Think one day we gon’ change
– Bir gün değişeceğimizi düşün.
But you know just how to work that back
– Ama bunu nasıl düzelteceğini biliyorsun.
And make me forget my name
– Ve adımı unutturmamı
What the hell you do, I won’t remember
– Ne halt ettiğini hatırlamayacağım.
I’ll be gone until November
– Kasım ayına kadar gitmiş olacağım.
And you’ll show up again next summer, yeah
– Ve gelecek yaz yine geleceksin, evet

Typical middle name is Prada
– Tipik göbek adı Prada’dır
Fit you like a glove, girl, I’m sick of the drama
– Sana bir eldiven gibi sığdır kızım, bu dramdan bıktım.
You’re a troublemaker
– Sen bir baş belasısın
But damn, girl, it’s like I love the trouble
– Ama lanet olsun kızım, sanki bu belaya bayılıyorum.
And I can’t even explain why (yeah)
– Ve nedenini bile açıklayamıyorum (evet)

Why does it feel so good, but hurt so bad? (Whoa)
– Neden bu kadar iyi hissettiriyor, ama bu kadar kötü acıyor? (Whoa)
My mind keeps saying run as fast as you can (troublemaker, yeah)
– Aklım, koşabildiğin kadar hızlı koş demeye devam ediyor (baş belası, evet).
I say I’m done, but then you pull me back (whoa)
– İşim bitti diyorum ama sonra beni geri çekiyorsun.
I swear you’re giving me a heart attack
– Yemin ederim bana kalp krizi geçirtiyorsun.
Troublemaker
– Baş belâsı

Why does it feel so good but hurt so bad? (And I can’t even explain why)
– Neden bu kadar iyi hissettiriyor ama bu kadar kötü acıtıyor? (Ve nedenini bile açıklayamıyorum)
My mind keeps saying run as fast as you can (troublemaker)
– Aklım koşabildiğin kadar hızlı koş demeye devam ediyor (baş belası)
I say I’m done, but then you pull me back (whoa)
– İşim bitti diyorum ama sonra beni geri çekiyorsun.
I swear you’re giving me a heart attack
– Yemin ederim bana kalp krizi geçirtiyorsun.
Troublemaker
– Baş belâsı




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın