Ozzy Osbourne – No More Tears İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

The light in the window is a crack in the sky
– Penceredeki ışık gökyüzünde bir çatlak
A stairway to darkness in the blink of an eye
– Bir göz açıp kapayıncaya kadar karanlığa bir merdiven
A levee of tears to learn she’ll never be coming back
– Asla geri dönmeyeceğini öğrenmek için bir sürü gözyaşı
The man in the dark will bring another attack
– Karanlıktaki adam başka bir saldırı getirecek
Your momma told you that you’re not supposed to talk to strangers
– Annen sana yabancılarla konuşmaman gerektiğini söyledi.
Look in the mirror, tell me, do you think you life’s in danger, yeah?
– Aynaya bak, söyle bana, hayatın tehlikede olduğunu mu düşünüyorsun?

No more tears (Tears, tears)
– Artık gözyaşı yok (gözyaşları, gözyaşları)
No more tears (Tears, tears)
– Artık gözyaşı yok (gözyaşları, gözyaşları)
No more tears (Tears, tears)
– Artık gözyaşı yok (gözyaşları, gözyaşları)
No more tears (Tears, tears)
– Artık gözyaşı yok (gözyaşları, gözyaşları)
(Tears, tears…)
– (Göz yaşları, göz yaşları…)

Another day passes as the night closes in
– Gece kapanırken başka bir gün geçer
The red light goes on to say it’s time to begin
– Kırmızı ışık başlamak için zamanı olduğunu söylemek için devam ediyor
I see the man around the corner waiting, can he see me?
– Köşede bekleyen adamı görüyorum, beni görebiliyor mu?
I close my eyes and wait to hear the sound of someone screaming here
– Gözlerimi kapatıyorum ve burada çığlık atan birinin sesini duymak için bekliyorum

No more tears (Tears, tears)
– Artık gözyaşı yok (gözyaşları, gözyaşları)
No more tears (Tears, tears)
– Artık gözyaşı yok (gözyaşları, gözyaşları)
No more tears (Tears, tears)
– Artık gözyaşı yok (gözyaşları, gözyaşları)
No more tears (Tears, tears)
– Artık gözyaşı yok (gözyaşları, gözyaşları)

It’s just a sign of the times
– Bu sadece zamanın bir işareti
Going forward in reverse
– Geriye doğru ileri gidiyor
Still, he who laughs last
– Yine de, en son kim gülüyor
Is just a hand in the bush
– Bu sadece çalılıklarda bir el

So now that it’s over, can we just say goodbye? (I’d like, I’d like)
– Artık bitti, hoşça kal diyebilir miyiz? (İsterim, isterim)
I’d like to move on and make the most of the night
– Devam etmek ve geceden en iyi şekilde yararlanmak istiyorum
Maybe a kiss before I leave you this way
– Belki seni bu şekilde terk etmeden önce bir öpücük
Your lips are so cold, I don’t know what else to say
– Dudakların çok soğuk, başka ne diyeceğimi bilmiyorum
I never wanted it to end this way, my love, my darling
– Bu şekilde bitmesini hiç istemedim, aşkım, sevgilim
Believe me when I say to you in love, I think I’m falling here
– Seni seviyorum dediğim zaman bana inanın, burada aşık oluyorum

No more tears (Tears, tears)
– Artık gözyaşı yok (gözyaşları, gözyaşları)
No more tears (Tears, tears)
– Artık gözyaşı yok (gözyaşları, gözyaşları)
No more tears (Tears, tears)
– Artık gözyaşı yok (gözyaşları, gözyaşları)
No more tears (Tears, tears)
– Artık gözyaşı yok (gözyaşları, gözyaşları)

Is just a hand in the bush
– Bu sadece çalılıklarda bir el
(In the bush, in the bush, in the bush…)
– (Çalılıkta, çalılıkta, çalılıkta…)




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın