Paolo Nutini – New Shoes İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Woke up cold one Tuesday
– Bir Salı günü soğuk uyandım
I’m looking tired and feeling quite sick
– Yorgun görünüyorum ve oldukça hasta hissediyorum
I felt like there was something missing
– Bir şey eksik gibi hissettim
In my day to day life
– Günlük hayatımda

So I quickly opened the wardrobe
– Bu yüzden gardırobumu çabucak açtım
Pulled out some jeans and a T-Shirt that seemed clean
– Biraz kot pantolon ve temiz görünen bir tişört çıkardı
Topped it off with a pair of old shoes
– Bir çift eski ayakkabı ile tepesinde
That were ripped around the seams
– Bu dikişler etrafında yırtık
And I thought these shoes just don’t suit me
– Ve bu ayakkabıların bana uymadığını düşündüm

Hey, I put some new shoes on
– Hey, yeni ayakkabılar giydim.
And suddenly everything’s right
– Ve aniden her şey yolunda
I said, hey, I put some new shoes on
– Dedim ki, hey, yeni ayakkabılar giydim.
And everybody’s smiling, it’s so inviting
– Ve herkes gülümsüyor, çok davetkar

Oh, short on money but long on time
– Oh, kısa para ama uzun zaman
Slowly strolling in the sweet sunshine
– Yavaş yavaş tatlı güneş ışığında gezinme
And I’m running late and I don’t need an excuse
– Ve geç kalıyorum ve bir bahaneye ihtiyacım yok
‘Cause I’m wearing my brand new shoes
– Çünkü yeni ayakkabılarımı giyiyorum.

Woke up late one Thursday
– Bir Perşembe günü geç uyandım
I’m seeing stars as I’m rubbing my eyes
– Gözlerimi ovuştururken yıldızları görüyorum
And I felt like there were two days missing
– Ve iki gün eksik gibi hissettim
As I focused on the time
– Zamana odaklandığım gibi

And I made my way to the kitchen
– Ve mutfağa doğru yol aldım
But had to stop from the shock of what I found
– Ama bulduğum şeyin şokundan vazgeçmek zorunda kaldım
The room full of all of my friends all dancing ’round and ’round
– Tüm arkadaşlarımla dolu bir oda, hepsi “yuvarlak” ve “yuvarlak” dans ediyor
And I thought hello new shoes, bye bye blues
– Ve düşündüm ki Merhaba yeni ayakkabılar, güle güle blues

Hey, I put some new shoes on
– Hey, yeni ayakkabılar giydim.
And suddenly everything is right
– Ve aniden her şey yolunda
I said, hey, I put some new shoes on
– Dedim ki, hey, yeni ayakkabılar giydim.
And everybody’s smiling, it’s so inviting
– Ve herkes gülümsüyor, çok davetkar

Oh, short on money but long on time
– Oh, kısa para ama uzun zaman
Slowly strolling in the sweet sunshine
– Yavaş yavaş tatlı güneş ışığında gezinme
And I’m running late and I don’t need an excuse
– Ve geç kalıyorum ve bir bahaneye ihtiyacım yok
‘Cause I’m wearing my brand new shoes
– Çünkü yeni ayakkabılarımı giyiyorum.

Take me wandering through these streets
– Beni bu sokaklarda dolaşmaya götür
Where bright lights and angels meet
– Parlak ışıkların ve meleklerin buluştuğu yer
Stone to stone they take me on
– Taştan taşa beni ele geçiriyorlar
I’m walking ’til the break of dawn
– Dawn ’til sonu yürüyorum

Take me wandering through these streets
– Beni bu sokaklarda dolaşmaya götür
Where bright lights and angels meet
– Parlak ışıkların ve meleklerin buluştuğu yer
Stone to stone they take me on
– Taştan taşa beni ele geçiriyorlar
I’m walking ’til the break of dawn
– Dawn ’til sonu yürüyorum

Hey, I put some new shoes on
– Hey, yeni ayakkabılar giydim.
And suddenly everything is right
– Ve aniden her şey yolunda
I said, hey, I put some new shoes on
– Dedim ki, hey, yeni ayakkabılar giydim.
And everybody’s smiling, it’s so inviting
– Ve herkes gülümsüyor, çok davetkar

Oh, short on money but long on time
– Oh, kısa para ama uzun zaman
Slowly strolling in the sweet sunshine
– Yavaş yavaş tatlı güneş ışığında gezinme
And I’m running late and I don’t need an excuse
– Ve geç kalıyorum ve bir bahaneye ihtiyacım yok
‘Cause I’m wearing my brand new shoes
– Çünkü yeni ayakkabılarımı giyiyorum.

Oh hey, I put some new shoes on
– Hey, yeni ayakkabılar giydim.
And suddenly everything is right
– Ve aniden her şey yolunda
I said, hey, I put some new shoes on
– Dedim ki, hey, yeni ayakkabılar giydim.
And everybody’s smiling, it’s so inviting
– Ve herkes gülümsüyor, çok davetkar

Oh, short on money but long on time
– Oh, kısa para ama uzun zaman
Slowly strolling in the sweet sunshine
– Yavaş yavaş tatlı güneş ışığında gezinme
And I’m running late and I don’t need an excuse
– Ve geç kalıyorum ve bir bahaneye ihtiyacım yok
‘Cause I’m wearing my brand new shoes
– Çünkü yeni ayakkabılarımı giyiyorum.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın