I’ve been lookin’ for somethin’, lookin’ for somethin’
– Bir şey arıyordum, bir şey arıyordum.
Since the day I could see
– Görebildiğim günden beri
And I’m hopin’ this somethin’, this somethin’
– Ve umuyorum ki bu bir şey, bu bir şey
Is waiting for me
– Beni bekliyor
Always felt I was missing the magic
– Her zaman büyüyü kaçırdığımı hissettim.
Never thought that a trick was on me
– Benim üzerimde bir numara olduğunu hiç düşünmemiştim.
Open eyes to the things I couldn’t see
– Göremediğim şeylere gözlerini aç
Only once, only once
– Sadece bir kez, sadece bir kez
Only once in a lifetime
– Hayatta sadece bir kez
We will be standin’ here
– Burada durup yaparız
Feeling young and wild and free
– Genç, vahşi ve özgür hissetmek
Don’t look back in regret
– Pişmanlıkla arkana bakma.
Not even memories last forever
– Anılar bile sonsuza dek sürmez
Breathe it in deep inside, ’cause days like these
– Derinlerde nefes al, çünkü böyle günler
Come once in a lifetime
– Hayatta bir kez gel
You know, the past is a ghost now, is a ghost now
– Biliyorsun, geçmiş artık bir hayalet, şimdi bir hayalet
And the future’s a dream
– Ve gelecek bir rüya
And I had to discover, discover
– Ve keşfetmeliydim, keşfetmeliydim
That it’s not what it seems
– Göründüğü gibi olmadığını
Always knew it was hidin’ out there
– Orada saklandığını hep biliyordum.
Always knew if I light up a spark
– Bir kıvılcım yakıp yakmadığımı her zaman biliyordum.
I would find a way out of the dark
– Karanlıktan bir çıkış yolu bulurdum.
Only once, only once
– Sadece bir kez, sadece bir kez
Only once in a lifetime
– Hayatta sadece bir kez
We will be standin’ here
– Burada durup yaparız
Feeling young and wild and free
– Genç, vahşi ve özgür hissetmek
Don’t look back in regret
– Pişmanlıkla arkana bakma.
Not even memories last forever
– Anılar bile sonsuza dek sürmez
Breathe it in deep inside, ’cause days like these
– Derinlerde nefes al, çünkü böyle günler
Come once in a lifetime
– Hayatta bir kez gel
(Oh…) they come once in a lifetime
– (Aman…) hayatta bir kez gelirler
(Oh…) yeah
– (Aman…) evet
Only once, only once
– Sadece bir kez, sadece bir kez
Only once in a lifetime
– Hayatta sadece bir kez
We will be standin’ here
– Burada durup yaparız
Feeling young and free
– Genç ve özgür hissetmek
Don’t look back in regret
– Pişmanlıkla arkana bakma.
Not even memories last forever
– Anılar bile sonsuza dek sürmez
Breathe it in deep inside, ’cause days like these
– Derinlerde nefes al, çünkü böyle günler
Come once in a lifetime
– Hayatta bir kez gel
(Oh…) they come once in a lifetime
– (Aman…) hayatta bir kez gelirler
(Oh…) yeah
– (Aman…) evet
(Oh…) ’cause days like these come once in a lifetime
– (Aman… çünkü böyle günler ömür boyu bir kez gelir
(Oh…)
– (Aman…)
Oh, oh, oh…
– Oh, oh, oh…
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.