Uh
– Ah
Shawty go jogging every morning (every morning)
– Bebeğim her sabah koşuyor (her sabah)
And she make me breakfast almost every morning (every morning)
– Ve bana neredeyse her sabah kahvaltı hazırlıyor (her sabah)
And she take a naked pic’ before she leave the door
– Ve kapıdan çıkmadan önce çıplak bir fotoğraf çekiyor
I be waking up to pics’ before a nigga yawning
– Bir zenci esnemeden önce pics ‘ için uyanıyorum
And every weekend my shawty comin’ over (over)
– Ve her hafta sonu bebeğim tekrar geliyor (tekrar)
Shawty could Fendi out, but she like Fashion Nova (Nova)
– Hatun dışarı Fendi olabilir, ama moda Nova (Nova) gibi)
She ain’t driving no Camry, she pullin’ in a Rover (Rover)
– Camry’yi sürmüyor, bir Rover (Rover) çekiyor)
With her hair so curly, I love you, baby
– Saçları çok kıvırcık, seni seviyorum bebeğim
She said, “What you know ’bout love?” (I’ll tell you everything)
– Dedi ki, “Ne Olur aşk biliyor musun?”(Sana her şeyi anlatacağım)
I got what you need (oh)
– Ne gerek (oh aldım )
Walk up in the store and get what you want (go get it)
– Mağazaya git ve istediğini al (git ve al)
You get what you please
– Lütfen alırsın
We ’bout to get it on, take off them drawers (I said I love you, baby)
– Onu giyeceğiz, çekmecelerini çıkaracağız (seni sevdiğimi söyledim, bebeğim)
It’s just you and me
– Sadece sen ve ben varız
You know what I be on, I’m about to go raw (love you, baby)
– Ne yapacağımı biliyorsun, çiğ olmak üzereyim (seni seviyorum bebeğim)
‘Cause I like what I see
– Çünkü gördüklerimi seviyorum.
Look, baby, I said I ain’t gon’ front
– Bak bebeğim, sana önümde olmayacağımı söyledim.
You got my heart beating so fast to words I can’t pronounce
– Kalbimi o kadar hızlı atıyorsun ki telaffuz edemediğim kelimelere
And I be getting the chills every time I feel your touch
– Ve her dokunuşunu hissettiğimde titriyorum.
I be looking at the top and girl, it’s only us
– Tepeye bakıyorum ve kız, sadece biziz
All I need is your trust
– Tek ihtiyacım olan güven.
And girl I told you once, don’t make me tell you twice
– Ve kızım, sana bir kez söyledim, bana iki kez söyletme.
I know you see this print through my pants that I know you like
– Bu baskıyı pantolonumda gördüğünü biliyorum. sevdiğini biliyorum.
And yo’ ass be looking so fat when it be in them tights
– Ve kıçın külotlu çorap içinde olduğunda çok şişman görünüyor
And I’m going straight to the top, so hope you ain’t afraid of heights
– Ve tam yukarda, çok geç değil umut ediyorum
You always treat me right, for a fact, you never left
– Her zaman bana iyi davran, bir gerçeği, hiç gitmemişsin
Through all the trials and tribulations, always had my best
– Tüm denemeler ve sıkıntıları ile, her zaman en iyi benim oldu
So here’s 55 hunnid, go and get your breasts
– İşte 55 hunnid, git ve göğüslerini al
Start rubbin’ on your butt, start kissing on yo’ neck
– Başlangıç ovma ve’ popo, öpüşme yo’ boyun günü başlayacak
Hey batter, batter, hey batter, batter
– Hey meyilli, meyilli, hey meyilli, meyilli
Niggas know I had to swing, I had to make a play
– Zenciler salıncak yapmam gerektiğini biliyor, bir oyun yapmak zorundaydım
I had to apply the pressure, ’cause you my hidden treasure
– Basınç uygulamak zorunda kaldı, ‘gizli hazinemi neden
I think I’m falling in love
– Aşık oldum aşık bence
She said, “What you know ’bout love?” (I’ll tell you everything)
– Dedi ki, “Ne Olur aşk biliyor musun?”(Sana her şeyi anlatacağım)
I got what you need (oh)
– Ne gerek (oh aldım )
Walk up in the store and get what you want (go get it)
– Mağazaya git ve istediğini al (git ve al)
You get what you please
– Lütfen alırsın
We ’bout to get it on, take off them drawers (I said I love you, baby)
– Onu giyeceğiz, çekmecelerini çıkaracağız (seni sevdiğimi söyledim, bebeğim)
It’s just you and me
– Sadece sen ve ben varız
You know what I be on, I’m about to go raw (love you, baby)
– Ne yapacağımı biliyorsun, çiğ olmak üzereyim (seni seviyorum bebeğim)
‘Cause I like what I see (oh)
– Çünkü gördüklerimi seviyorum (oh)
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.