Professor Green – In The Shadow Of The Sun İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

They say that life is always easier
– Hayatın her zaman daha kolay olduğunu söylüyorlar.
After you let yourself come undone
– Geri gelmene izin verdikten sonra
They say they’ll give you whatever you want
– Sana ne istersen vereceklerini söylüyorlar.
And they’ll be waiting in the shadow of the sun
– Ve güneşin gölgesinde bekliyor olacaklar
And I’ll be waiting in the shadow of the sun
– Ve güneşin gölgesinde bekliyor olacağım
Seizing time where no one’s been before
– Daha önce kimsenin gitmediği zamanı yakalamak
Close the curtains, what you waiting for?
– Perdeleri kapat, ne bekliyorsun?
And I’ll be keeping secrets
– Ve sır saklayacağım
Till I’m in the ground
– Kadar toprağa ediyorum

Keep your past your own, I don’t care about before
– Geçmişini kendine sakla, daha önce umurumda değil.
I don’t wanna know your secrets, I wanna help you keep yours
– Sırlarını bilmek istemiyorum, seninkini saklamana yardım etmek istiyorum.
No one needs to, no one’ll ever know what we do
– Kimsenin buna ihtiyacı yok, kimse ne yaptığımızı bilemeyecek.
Where we go, why don’t we go to a place where only we know?
– Nereye gidiyoruz, neden sadece bizim bildiğimiz bir yere gitmiyoruz?
Where we escape from real life and it feels good and it feels nice
– Gerçek hayattan kaçtığımız ve iyi hissettirdiği ve güzel hissettirdiği yer
That we ain’t yet but we still might
– Henüz olmadığımızı ama yine de yapabileceğimizi
Cause we go with it if it feels right
– Çünkü doğru hissediyorsa onunla gideriz.
And it feels… feels amazing
– Ve hissettiriyor… harika hissettiriyor
We ain’t ready to see the day
– Günü görmeye hazır değiliz.

And I’ll be waiting in the shadow of the sun
– Ve güneşin gölgesinde bekliyor olacağım
Seizing time where no one’s been before
– Daha önce kimsenin gitmediği zamanı yakalamak
Close the curtains, what you waiting for?
– Perdeleri kapat, ne bekliyorsun?
And I’ll be keeping secrets
– Ve sır saklayacağım
And I’ll be waiting in the shadow of the sun
– Ve güneşin gölgesinde bekliyor olacağım
Seizing time where no one’s been before
– Daha önce kimsenin gitmediği zamanı yakalamak
Close the curtains, what you waiting for?
– Perdeleri kapat, ne bekliyorsun?
And I’ll be keeping secrets
– Ve sır saklayacağım
Till I’m in the ground
– Kadar toprağa ediyorum

Let go of fear
– Korkuyu bırak
This can be a secret that we both keep, that we both share
– Bu ikimizin de sakladığı, ikimizin de paylaştığı bir sır olabilir.
Hidden behind the smiles we both wear
– İkimizin de giydiği gülümsemelerin arkasına saklanmış
As the sun creeps through the curtains
– Güneş perdelerin arasından süzülürken
On the walls we become two silhouettes
– Duvarlarda iki siluet oluyoruz
As we close our eyes
– Gözlerimizi kapatırken
Let go of the lies that fill our heads
– Kafamızı dolduran yalanları bırak
Let’s light it up, live life in the moment
– Hadi aydınlatalım, anı yaşayalım
Why would we worry about where we might end up?
– Nereye gideceğimiz konusunda neden endişelenelim ki?
They can’t see us, they can’t judge us, it’s just us
– Bizi göremezler, yargılayamazlar, sadece biziz.
They might wonder but only know where we go when the sun comes up
– Merak edebilirler ama sadece güneş doğduğunda nereye gittiğimizi bilirler.

I’m in the shadow of, the shadow of the the sun
– Güneşin gölgesindeyim, güneşin gölgesindeyim
Where I belong, girl, there’s something coming on
– Ait olduğum yerde bir şeyler oluyor kızım.
I’m in the shadow of, the shadow of the the sun
– Güneşin gölgesindeyim, güneşin gölgesindeyim
Oh, and I need you
– Oh, ve sana ihtiyacım var

Chasing it, chasing it
– Kovalamak, kovalamak
I don’t know what I’m chasing is
– Neyin peşinde olduğumu bilmiyorum.
All I know is I’ve been craving it
– Tek bildiğim bunun için can atıyorum.
Ever since I had a taste of it
– Tadına baktığımdan beri
Life is what you make of it
– Hayat senin yarattığın şeydir.
We’re just here writing our own books
– Burada kendi kitaplarımızı yazıyoruz.
This is just a page of it
– Bu sadece bir sayfası.
Before you wave your fingers at us
– Bize parmak sallamadan önce
You better make sure your hands are clean
– Daha emin ellerin temiz yapmak
We all obey, our hands are tied
– Hepimiz itaat ediyoruz, ellerimiz bağlı
And I don’t wanna have to leave
– Ve ayrılmak zorunda kalmak istemiyorum.
I don’t wanna say goodbye
– I don’t wanna veda yok
They say life is always easier when you come undone
– Geri geldiğinde hayatın her zaman daha kolay olduğunu söylüyorlar.
When I go, you’ll know where I’ve gone
– Gittiğimde nereye gittiğimi bileceksin.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın