Se eu fosse crente, dava graças a Deus
– Eğer bir mümin olsaydım, Tanrı’ya şükrederdim
Por me ter feito cair assim do céu
– Beni gökten böyle düşürdüğün için
Alguém como tu, como tu baby
– Senin gibi biri, senin gibi bebeğim
Alguém como tu, como tu baby
– Senin gibi biri, senin gibi bebeğim
Não, eu nunca imaginei
– Hayır, hiç aklıma gelmezdi
Que pudesse haver assim alguém
– Böyle biri olabileceğini
Alguém como tu, como tu baby
– Senin gibi biri, senin gibi bebeğim
Alguém como tu, como tu baby
– Senin gibi biri, senin gibi bebeğim
E agora que te encontrei, não vai haver mais ninguém
– Ve şimdi seni buldum, başka kimse olmayacak
Baby, se eu soubesse que a tua vinda era um teste
– Bebeğim, gelişinin bir sınav olduğunu bilseydim
Eu tentava ler e estudar as lições
– Bu dersleri okumaya ve öğrenmeye çalıştım
Pra depois ver o que acontece
– O zaman ne olduğunu görün
Mas ya baby não stresses
– Ama bebeğim stres yok
Essas ladies nunca hão de ganhar, tu nem competes
– Bu bayanlar asla kazanamayacak, hatta rekabet etmeyeceksin
Então para lá
– Sonra orada
Já que tu tás cá, eu subo a escada, tô de chegada
– Madem buradasın, Merdivenleri tırmanacağım, orada olacağım.
Tu dás cartas, quero jogar esse jogo contigo
– Sen kağıt dağıtıyorsun, ben de seninle bu oyunu oynamak istiyorum.
E eu
– ve ben…
Quero jogar sem ter os ases na manga
– Kolumda aslar olmadan oynamak istiyorum
Acordar-te e dar-te um abraço na cama
– Seni uyandırmak ve yatakta sarılmak
Juntar a tarde com a noite e ver a manhã
– Öğleden sonraya gece ile katılın ve sabahı görün
Deixar de haver a filha e ver a mãe, yeah
– Kızı olsun ve annesini görsün, Evet
Pra tar a montar cabana
– Kulübe Dağı için
Pra te dar a mão que te apanha
– Seni yakalayan eli vermek için
Cantar amor que te ponha numa esfera nova
– Seni yeni bir alana sokan aşk söyle
Adoro a nossa bolha, quero o teu nome na folha
– Balonumuzu seviyorum, isminin kağıda yazılmasını istiyorum
Assinar a testemunha pra Deus ter a prova
– Tanığı imzalayın, böylece Tanrı kanıtlara sahip olur
Ele ser a terceira voz, ter a cena de ser avós
– O üçüncü ses olmak, dedesi olma sahne var
Umedecer a pena com tinta
– Tüyü boya ile nemlendirin
Sem pena de não ter ficado escrita a nossa história
– Tarihimizin yazılmamış olması üzücü değil
Quem queria matar não matou não
– Kim öldürmek istedi hayır öldürmedi
Vim só pra pintar a Madonna
– Madonna’yı çizmeye geldim.
O meu palpitar tem uma dona
– Zonklama benim bir metresi var
O teu papi tá, não mudou não
– Baban değişmedi hayır
Nunca, nunca, nunca
– Asla, asla, asla
Não
– Hayır
Nunca, nunca, nunca
– Asla, asla, asla
Porque Ele fez-me p’ra ti
– Çünkü beni P’ra ti yaptı
Se eu fosse crente, dava graças a Deus
– Eğer bir mümin olsaydım, Tanrı’ya şükrederdim
Por me ter feito cair assim do Céu
– Beni gökten böyle düşürdüğün için
Alguém como tu, como tu baby
– Senin gibi biri, senin gibi bebeğim
Alguém como tu, como tu baby
– Senin gibi biri, senin gibi bebeğim
Não, eu nunca imaginei
– Hayır, hiç aklıma gelmezdi
Que pudesse haver assim alguém
– Böyle biri olabileceğini
Tu, goddamn, oh no
– Sen, lanet olsun, oh hayır
Dou-te um papo sério, oh Lord
– Sana ciddi bir konuşma yapacağım, Tanrım
Se um padre disser eu vou mudar esse teu nome
– Eğer bir rahip senin adını değiştireceğimi söylerse
Sou o cupido só que o tiro vou ter de dar a mim
– Bana vereceğim tek çekim Cupid ediyorum
Com o motivo de ter pra sempre a psique comigo
– Her zaman benimle ruhuna sahip olmak için bir sebep ile
Tem paciência comigo
– Bana karşı sabırlı ol.
Amor não é ciência comigo
– Aşk benimle bilim değil
Dá-me só a eternidade
– Bana sadece sonsuzluk ver
Eu vou te contar as estrelas
– Sana yıldızları anlatacağım
Juntá-las e ir contra as trevas
– Onları toplayın ve karanlığa karşı gidin
Pegar e polir as pedras
– Taşları al ve parlat
Pra te dar e sorrires a vê-las
– Sana vermek ve onları görmek için gülümsemek
Isto são promessas concretas
– Bunlar somut vaatler
Conversas sem merdas
– Bok olmadan konuşmalar
São pérolas, ofertas
– İnciler, teklifler
Tu quebras as regras
– Ama siz kuralları çiğnediniz
Tu caíste do céu, yah (hm, hm)
– Gökten düştün, yah (hm, hm)
Assim estou certo que há (um)
– Bu yüzden eminim (a)
Amor a sério ya, (um) calor que ferve lá (fundo)
– Ciddi aşk ya, (a) orada kaynar ısı (alt)
Can’t you tell que é tudo teu?
– Her şeyin senin olduğunu söyleyemez misin?
Até mudas a fé de um ateu
– Bir ateistin inancını bile değiştiriyorsun
Quero ter um teto que Deus me inspira a pintar tipo Miguel
– Tanrı’nın Miguel gibi çizmem için bana ilham verdiği bir tavana sahip olmak istiyorum
Ya, tu és mãe, eu sou pai
– Sen annesin, ben babayım.
Nessa casa ninguém sai
– Bu evde kimse ayrılmıyor
Isto é nosso, eu tou cá para ti
– Bu bizim, senin için buradayım
Ya, eu sei como eu sou
– Evet, nasıl olduğumu biliyorum.
Mas vou voar ao teu lado até ao fim
– Ama sonuna kadar senin yanında uçacağım
Até ao fim
– Sonuna kadar
Se eu fosse crente (Até ao fim)
– Eğer bir mümin olsaydım (sonuna kadar)
Dava graças a Deus (uh, ah)
– Tanrıya şükür (ah, ah)
Por me ter feito cair assim do Céu (uh, ah)
– Beni gökten böyle düşürdüğün için (ah, ah)
Alguém como tu, como tu baby
– Senin gibi biri, senin gibi bebeğim
Alguém como tu, como tu baby
– Senin gibi biri, senin gibi bebeğim
Não, eu nunca imaginei
– Hayır, hiç aklıma gelmezdi
Que pudesse haver assim alguém
– Böyle biri olabileceğini
Alguém como tu, como tu baby
– Senin gibi biri, senin gibi bebeğim
Alguém como tu, como tu baby
– Senin gibi biri, senin gibi bebeğim
E agora que te encontrei
– Ve şimdi seni buldum
Não vai haver mais ninguém
– Başka kimse olmayacak
Nunca vai haver mais ninguém
– Başka hiç kimse olmayacak
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.