Chissà da fuori cosa si vede
– Kim bilir dışardan neler görebilirsin
Un bambino già vecchio, un ragazzino per bene
– Zaten yaşlı bir çocuk, iyi bir çocuk
La mia stanza è Hiroshima e la mia vita è un cantiere
– Odam Hiroşima ve hayatım bir şantiye.
Scambio luoghi comuni con posti da vedere
– Görülecek yerler ile ortak yerleri değiştirin
Ceno in catene USA, con le posate eco-friendly
– Eco-friendl cutleryy ile ABD zincirlerinde akşam yemeği
E cerco una nuova lei, con nuovi modi di offendermi
– Ve beni kırmanın yeni yolları olan yeni bir lei arıyorum.
Chissà mio papà com’era alla mia età
– Kim bilir babam benim yaşımda nasıl biriydi
Chissà se ascoltava anche lui la musica inglese
– Acaba o da ingilizce müzik dinledi mi
Se allo specchio vedeva solo piccole offese
– Aynada sadece küçük suçlar görseydi
Se adesso è Peter Pan o Chе Guevara in borghese
– Peter Pan mı yoksa Che Guevara mı düz giysili şimdi
E parlo inglеse a Madrid, parlo spagnolo a Lisbona
– Madrid’de ingilizce konuşuyorum, Lizbon’da ispanyolca konuşuyorum.
Guardo in italiano i film e ho sempre una scusa nuova
– İtalyanca film izliyorum ve her zaman yeni bir bahanem var.
Per il tuo scarso interesse, quando fai finta di niente
– Küçük ilgin için, hiçbir şey yokmuş gibi davrandığında
E parlo inglese a Madrid, parlo spagnolo a Lisbona
– Madrid’de ingilizce konuşuyorum, Lizbon’da ispanyolca konuşuyorum.
Guardo in italiano i film e ho sempre una scusa nuova
– İtalyanca film izliyorum ve her zaman yeni bir bahanem var.
Per il tuo scarso interesse, quando fai finta di niente
– Küçük ilgin için, hiçbir şey yokmuş gibi davrandığında
Di niente
– Hiçbir şey
Yeah, yeah
– E
Di niente e per sempre e siamo soli a metà
– Hiçbir şeyden ve sonsuza dek ve biz sadece yarısıyız
I pensieri e la gente fanno male, si sa
– Düşünceler ve insanlar incinir, bilirsin
Ma esco dai miei sogni e sembrava diversa
– Ama rüyalarımdan kurtuldum ve farklı görünüyordu.
La neve negli occhi con il freddo in testa
– Kafasında soğuk olan gözlerde kar
E ci vorrebbe un bel volo e dopo fanculo tutti
– Ve güzel bir uçuş alırdı ve sonra herkesi becerirdi
Non so perché sono uomo, ma so toccare i tuoi punti
– Neden erkek olduğumu bilmiyorum ama senin bakış açılarına dokunabilirim.
Puoi pure trattarmi male, ti parlerò come un altro
– Bana kötü davranabilirsin, seninle bir başkası gibi konuşurum.
Puoi pure lasciarmi andare
– İzin veremem beni.
Chissà mio papà com’era alla mia età
– Kim bilir babam benim yaşımda nasıl biriydi
Chissà se anche lui viveva senza pretese
– Onun da iddiasız yaşayıp yaşamadığını kim bilebilir
Se allo specchio vedeva un fantasma cortese
– Aynada kibar bir hayalet görseydi
Se adesso è Boston George o un pastore maltese
– İster Boston George olsun, ister Maltalı bir papaz olsun
E parlo inglese a Madrid, parlo spagnolo a Lisbona
– Madrid’de ingilizce konuşuyorum, Lizbon’da ispanyolca konuşuyorum.
Guardo in italiano i film e ho sempre una scusa nuova
– İtalyanca film izliyorum ve her zaman yeni bir bahanem var.
Per il tuo scarso interesse, quando fai finta di niente
– Küçük ilgin için, hiçbir şey yokmuş gibi davrandığında
E parlo inglese a Madrid, parlo spagnolo a Lisbona
– Madrid’de ingilizce konuşuyorum, Lizbon’da ispanyolca konuşuyorum.
Guardo in italiano i film e ho sempre una scusa nuova
– İtalyanca film izliyorum ve her zaman yeni bir bahanem var.
Per il tuo scarso interesse, quando fai finta di niente
– Küçük ilgin için, hiçbir şey yokmuş gibi davrandığında
Di niente
– Hiçbir şey
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.