Don’t know how it happened
– Nasıl oldu hiç bilmiyorum
Don’t know how we ended here
– Burada nasıl sona erdiğimizi bilmiyorum.
I thought for a second
– Bir an için düşündüm
That you and me were in the clear
– Sen ve benim açıkta olduğumuzu
You say that you mean it, but why can’t I feel it?
– Ciddi olduğunu söylüyorsun ama neden hissedemiyorum?
I used to be where you would go
– Eskiden senin gideceğin yerdeydim.
I’m tired of the waitin’
– Bu beklemekten yoruldum
And I really need to know
– Ve gerçekten bilmem gerek
So tell me, am I the only one?
– Söylesene, bir tek ben miyim?
Laying sleepless until the dawn
– Şafağa kadar uykusuz yatmak
Whenever you are gone
– Ne zaman gitsen
I’m thinkin’, am I the only one?
– Düşünüyorum da, bir tek ben miyim?
‘Cause baby, everything you don’t say
– Çünkü bebeğim, söylemediğin her şey
Is killing a part of me (killing a part of me)
– Bir parçamı öldürmek mi (bir parçamı öldürmek)
When everything’s said and done
– Her şey söylendiğinde ve yapıldığında
Tell me, am I the only one?
– Söylesene, bir tek ben miyim?
(Am I the only one?)
– (Bir tek ben miyim?)
(Am I the only one?)
– (Bir tek ben miyim?)
(Am I, am I the only one?)
– (Ben, tek ben miyim?)
(Am I, am I the only one?)
– (Ben, tek ben miyim?)
(Oh baby, tell me)
– (Oh bebeğim, söyle bana)
(Am I the only one?)
– (Bir tek ben miyim?)
(Am I, am I the only one?)
– (Ben, tek ben miyim?)
Tell me, am I the only one?
– Söylesene, bir tek ben miyim?
I’m stuck in the middle (yeah)
– Ortada kaldım (evet)
Avoidin’ a wreckin’ ball
– Bir yıkım topundan kaçınma
I search for the answer (yeah)
– Cevabı arıyorum (evet)
I don’t really want to know
– Gerçekten bilmek istemiyorum.
When we’re body to body, I think of that body
– Beden beden olduğumuzda, o bedeni düşünüyorum.
That somewhere that you rather be
– Olmayı tercih ettiğin bir yer
I’m tired of thinkin’ (yeah)
– Düşünmekten yoruldum (evet)
Won’t you be clear with me?
– Benimle açık konuşmayacak mısın?
So tell me, am I the only one?
– Söylesene, bir tek ben miyim?
Laying sleepless until the dawn
– Şafağa kadar uykusuz yatmak
Whenever you are gone
– Ne zaman gitsen
I’m thinkin’, am I the only one?
– Düşünüyorum da, bir tek ben miyim?
‘Cause baby, everything you don’t say
– Çünkü bebeğim, söylemediğin her şey
Is killing a part of me (killing a part of me)
– Bir parçamı öldürmek mi (bir parçamı öldürmek)
When everything’s said and done
– Her şey söylendiğinde ve yapıldığında
Tell me, am I the only one?
– Söylesene, bir tek ben miyim?
(Am I the only one?)
– (Bir tek ben miyim?)
(Am I the only one?)
– (Bir tek ben miyim?)
(Am I, am I the only one?)
– (Ben, tek ben miyim?)
(Am I, am I the only one?)
– (Ben, tek ben miyim?)
(Oh baby, tell me)
– (Oh bebeğim, söyle bana)
(Am I the only one?)
– (Bir tek ben miyim?)
(Am I, am I the only one?)
– (Ben, tek ben miyim?)
Tell me, am I the only one?
– Söylesene, bir tek ben miyim?
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.