Yeah-ah-ah-ah-ah, oh
– Evet-ah-ah-ah-ah, ah
Llamó a decirme que lo sentía, pero se iba
– Üzgün olduğunu söylemek için aradı ama gidiyordu.
Me fue sincera, me dijo que ya nada sentía
– Bana karşı dürüsttü, artık hiçbir şey hissetmediğini söyledi.
Al fin y al cabo, su despedida la presentía
– Sonuçta, veda onu foreboded onu
Uno sabe cuándo lo quieren y uno sabe cuándo lo olvidan
– Biri ne zaman istediğini bilir ve biri ne zaman unuttuğunu bilir
Y esta es la última canción que te canto
– Ve bu sana söylediğim son şarkı.
Duele, pero no es para tanto
– Acıtıyor ama büyütülecek bir şey değil.
Sé que de esta situación, me levanto
– Bu durumdan kalktığımı biliyorum.
Porque duele, pero no es para tanto (yeah)
– Çünkü acıtıyor, ama önemli değil (evet)
La cuarentena no ayudó a nuestra relación
– Karantina ilişkimize yardımcı olmadı.
To’ el día discutiendo, tú en el cuarto, yo en el salón
– Tartıştığımız güne, sen odada, ben oturma odasında
Quizás estar tanto tiempo juntos mató nuestro amor
– Belki birlikte çok vakit geçirmek aşkımızı öldürmüştür.
Los dos nacimo’ libres, ninguno tiene el control
– İkimiz de özgür doğduk, ikisi de kontrol altında değil.
Bebé, qué bien te veo y aunque me duela, tiene’ razón
– Bebeğim, seni ne kadar iyi görüyorum ve acıtsa bile haklısın.
Desde que tú no estás, a mí también se me ve mejor
– Sen gittiğine göre ben de daha iyi görünüyorum.
Con lo que tú y yo fuimos, hoy París, mañana Japón
– Seninle gittiğimiz şeyle, bugün Paris, yarın Japonya
La verdad me jode que seas la buena y yo el cabrón
– İyi biri olduğun gerçeği beni mahvediyor ve piçin tekiyim
Si me ves borracho o me ves droga’o, no te asustes que estoy viviendo
– Beni sarhoş ya da uyuşturulmuş görürsen, yaşadığım için korkma.
Lo que no viví por estar haciendo lo que estaba haciendo
– Yaptığım şeyi yaptığım için yaşamadığım şey
Demasia’o centra’o en lo de nosotro’, nunca tenía tiempo
– Bize çok fazla odaklan, hiç zamanım olmadı.
Mientras mis amigos me hacían ver lo que estaba perdiendo
– Arkadaşlarım bana neyi kaçırdığımı gösterirken
Y ahora me voy a gozar lo que no viví por estar contigo
– Ve artık yaşamak istemiyordum ne olmanın keyfini çıkarmaya gidiyorum
Volveré a llamar a viejas amigas, viejos amigo’ (oh-oh)
– Eski dostları geri arayacağım, eski dostları (oh-oh)
Y haré yo solo ese viaje que nosotros nunca hicimo’, no
– Ve hiç yapmadığımız o yolculuğa çıkacağım, hayır
Y como tú dijiste: “cada cual con su camino”
– Ve dediğin gibi, “Her birinin kendi yolu vardır.”
Y esta es la última canción que te canto
– Ve bu sana söylediğim son şarkı.
Duele, pero no es para tanto
– Acıtıyor ama büyütülecek bir şey değil.
Sé que de esta situación, me levanto
– Bu durumdan kalktığımı biliyorum.
Porque duele, pero no es para tanto (yeah, yeah)
– Çünkü acıtıyor, ama önemli değil (evet, evet)
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.