Ooh, ooh, ooh, ooh
– Ooh, ooh, ooh, ooh
Ooh, ooh, ooh, ooh
– Ooh, ooh, ooh, ooh
Full moon, bedroom, stars in your eyes
– Dolunay, yatak odası, gözlerinde yıldızlar
Last night, the first time that I realized
– Dün gece, ilk kez fark ettim
The glow between us felt so right
– Aramızdaki parıltı çok doğru hissettirdi
We sat on the edge of the bed and you said
– Yatağın kenarına oturduk ve sen dedin ki
“I never knew that I could feel this way”
– “Bu şekilde hissedebileceğimi hiç bilmiyordum”
Love today can be so difficult
– Bugün aşk çok zor olabilir
But what we have I know is different
– Ama sahip olduğumuz şey farklı
‘Cause when I’m with you the world stops turning
– Çünkü ben seninleyken dünya dönmeyi bırakıyor
Could I love you any more?
– Artık seni sevebilir miyim?
Could I love you any more?
– Artık seni sevebilir miyim?
Could I love you any more?
– Artık seni sevebilir miyim?
Sunrise, time flies, feels like a dream
– Gündoğumu, zaman uçar, bir rüya gibi hissediyor
Being close inhaling hard to believe
– Olmak yakın deepthroating sert için believe
Seven billion people in the world
– Dünyada yedi milyar insan
Finding you is like a miracle
– Seni bulmak bir mucize gibi
Only this wonder remains
– Sadece bu mucize kalır
Could I love you any more?
– Artık seni sevebilir miyim?
Could I love you any more?
– Artık seni sevebilir miyim?
Could I love you any more?
– Artık seni sevebilir miyim?
Mmm
– Mmm
Softly, slowly
– Usulca, yavaş yavaş
Love unfolding
– Aşk unfolding
Could this love be true?
– Bu aşk doğru olabilir mi?
Could I love you any more?
– Artık seni sevebilir miyim?
Could I love you any more?
– Artık seni sevebilir miyim?
Could I love you any more?
– Artık seni sevebilir miyim?
Could I love you any more? (The question’s rhetorical)
– Artık seni sevebilir miyim? (Bu soru retoriktir)
Could I love you any more? (Oh, this feels phenomenal)
– Artık seni sevebilir miyim? (Oh, bu olağanüstü hissediyor)
Could I love you any more? (Love is all there is)
– Artık seni sevebilir miyim? (Aşk her şeydir)
Could I love you any more? (It’s inexhaustible)
– Artık seni sevebilir miyim? (Bu tükenmez)
Could I love you any more? (Oh, love’s unstoppable)
– Artık seni sevebilir miyim? (Oh, aşk durdurulamaz)
Could I love you any more? (Love is all there is)
– Artık seni sevebilir miyim? (Aşk her şeydir)
Softly, slowly
– Usulca, yavaş yavaş
Love unfolding
– Aşk unfolding
(Could this love be true?)
– (Bu aşk doğru olabilir mi?)
Could this love be true?
– Bu aşk doğru olabilir mi?
Could I love you any more?
– Artık seni sevebilir miyim?
Could I love you any more?
– Artık seni sevebilir miyim?
Could I love you any more?
– Artık seni sevebilir miyim?
Reneé Dominique Feat. Jason Mraz – Could I Love You Any More İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.