Residente – René İspanyolca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

René, ven, vamos a estudiar
– René, gel, çalışalım.
(Sí, te voy a hacer una pregunta, tú me la contesta’)
– (Evet, sana bir soru soracağım, sen cevapla ‘)
(¿Con qué parte del cuerpo, jugaban pelota’ lo’ indio’ taíno’?)
– (Vücudun hangi kısmıyla’ Hintli’ Taino ‘ top oynadı?)
(René, contéstame, sí es fácil)
– (René, cevap ver bana, evet kolay)
(A-atiéndeme, atiéndeme, mírame)
– (A-bana katıl, bana katıl, bana bak)
(¿Con qué parte del cuerpo—, piensa, —jugaban pelota los indio’ taíno’?)
– (‘Taíno’ındians vücudun hangi kısmıyla top oynadı?)
(Ya sé, te la canto y entonce’ así tú te la vas aprendiendo)
– (Biliyorum, sana söylüyorum ve sonra öğreniyorsun)

(Cabeza, rodilla, muslos y cadera)
– (Baş, diz, uyluk ve kalça)
(Cabeza, rodilla, muslos y cadera)
– (Baş, diz, uyluk ve kalça)
(Cabeza, rodilla, muslos y cadera)
– (Baş, diz, uyluk ve kalça)
(Cabeza, rodilla, muslos y—)
– (Baş, diz, uyluk ve -)

Desde pequeño quería ser beisbolista, no llegué
– Küçüklüğümden beri beysbol oyuncusu olmak istedim ama gelmedim.
Así que aprendí a batear hits por encima de una pista
– Bu yüzden bir pistin üstündeki vuruşları vurmayı öğrendim
Volví a tomar alcohol en mi despacho
– Ofisimde yine alkol içtim.
Escribo bien sobrio, pero escribo mejor borracho
– İyi ayık yazarım ama daha iyi sarhoş yazarım.

Cuando caigo en depresión, mis problemas se los cuento a la ventana del avión
– Depresyona girdiğimde, sorunlarımı uçağın penceresine anlatırım.
El estrés me tiene enfermo, hace 10 años que no duermo
– Stres beni hasta ediyor, 10 yıldır uyumadım.
El IRS me sigue investigando
– Vergi Dairesi hala beni araştırıyor.
Me estoy divorciando, pero no importa, yo sigo rimando
– Boşanıyorum ama önemli değil, kafiyeli olmaya devam ediyorum.

Cometo errores pero hago lo que pueda
– Hata yapıyorum ama elimden geleni yapıyorum.
Aprendí a aterrizar sin ruedas, y
– Tekerleksiz inmeyi öğrendim ve
Aunque en la calle me reconocen, ya ni mis amigos me conocen
– Beni sokakta tanımalarına rağmen arkadaşlarım bile artık beni tanımıyor
Estoy triste y me río
– Üzgünüm ve gülüyorum.

El concierto está lleno pero yo estoy vacío
– Konser dolu ama ben boşum.
En la industria de la música todo es mentira
– Müzik endüstrisinde her şey bir yalandır
Mi hijo tiene que comer, así que sigo de gira
– Oğlum yemek zorunda, bu yüzden hala turnedeyim.
Sólo me queda lo qué tengo, no sé pa’ dónde voy, pero sé de dónde vengo
– Sadece sahip olduğum şeye sahibim, nereye gittiğimi bilmiyorum, ama nereden geldiğimi biliyorum

Me críe con Christopher, mi pana
– Christopher’la büyüdüm, kadifemle.
Tiramos piedras juntos, rompimos un par de ventanas
– Birlikte taş attık, birkaç pencere kırdık.
Corríamos por la calle sin camiseta
– Sokakta gömleksiz koştuk.
En las parcelas de Trujillo, cuesta abajo en bicicleta
– Trujillo’nun arazilerinde, bisikletle yokuş aşağı

La bici encima del barro
– Çamurun üstündeki bisiklet
Con un vaso de plástico en la goma pa’ que suene como un carro
– Lastik pa’sında plastik bir bardakla, bu bir araba gibi geliyor.
Recargábamos batería con malta india y pan con ajo, nadie nos detenía
– Pili Hint maltı ve sarımsaklı ekmekle doldurduk, kimse bizi durdurmadı
Éramos inseparables hasta que un día, lo mataron entre cuatro policías
– Bir gün dört polis arasında öldürülene kadar ayrılmazdık.
Mi alegría sigue rota, se apagaron las luces en el parque’ de pelota
– Sevincim hala bozuldu, parktaki ışıklar söndü ‘ top

Ya no queda casi nadie aquí
– Artık burada neredeyse hiç kimse kalmadı.
A veces ya no quiero estar aquí
– Bazen artık burada olmak istemiyorum.
Me siento solo aquí
– Burada yalnız hissediyorum.
En el medio de la fiesta
– Partinin ortasında

Quiero estar en dónde nadie me molesta
– Kimse beni rahatsız eden bir yer istiyorum
Quemar mi libreta, soltar mis maletas
– Defterimi yak, çantalarımı bırak
Quiero llamar al 7-5-5-0-8-2-2
– 7-5-5-0-8-2-2’yi aramak istiyorum.
A ver quién contesta
– Kim cevap verecek bakalım

Las peleas con mi padrastro cuándo perdía el control
– Kontrolü kaybettiğimde üvey babamla olan kavgalar
Las resolvía con él, viendo un partido de béisbol
– Onunla bir beyzbol maçı izleyerek hallettim.
Me invitó a pelear, un par de veces
– Beni birkaç kez dövüşmeye davet etti.
Me escapé de casa, un par de veces
– Birkaç kez evden kaçtım.

Pero nunca faltó el alimento
– Ama hiçbir zaman yiyecek eksikliği olmadı
Nos defendió con música tocando en casamientos
– Düğünlerde çalan müzikle bizi savundu.
A veces al horno, a veces de lata y microondas
– Bazen pişmiş, bazen konserve ve mikrodalga
Compartíamos todo, la mesa era redonda
– Her şeyi paylaştık, masa yuvarlaktı.

Clase media-baja, nunca fuimos dueños
– Hiç sahip olmadığımız orta-alt sınıf
El préstamo del banco, se robaba nuestros sueños
– Banka kredisi, hayallerimizi çaldı.
La cuenta de ahorro vacía
– Boş tasarruf hesabı
Pero mami bailando flamenco, nos alegraba el día
– Ama annem flamenko dansı yaptı, günümüzü

Dejó de actuar pa’ cuidarnos a los cuatro
– Dördümüzle ilgilenmek için oyunculuğu bıraktı.
Y nos convertimos en su obra de teatro
– Ve biz onun oyunu olduk
Ella se puso nuestras botas
– Çizmelerimizi giydi.
Y su vida fue de nuestros logros y nuestras derrotas
– Ve onun hayatı bizim başarılarımızdan ve yenilgilerimizden biriydi

Mi padrastro se fue con otros peces
– Üvey babam başka balıklarla gitti.
Nos mudamos de la Calle 13
– 13. Caddeden taşındık.
Me fui a buscar la suerte en un mar de paja
– Saman denizinde şans aramaya gittim.
Y mi vida entera la empaqué en una caja
– Ve tüm hayatım boyunca bir kutu içinde toplandım.

En la universidad de arte me becaron
– Sanat üniversitesinde burs aldım.
A la mitad de mis amigos los mataron
– Arkadaşlarımın yarısı öldürüldü.
Empecé a rapear de nuevo, empecé a creer de nuevo
– Tekrar rap yapmaya başladım, tekrar inanmaya başladım
Volví, saqué un disco, me comí el mundo de un mordisco
– Geri döndüm, plak çıkardım, dünyayı tek lokmada yedim.

En Puerto Rico despidieron empleados
– Porto Riko’da çalışanlar işten çıkarıldı
Insulté al gobernador y quedó televisado
– Valiye hakaret ettim ve televizyonda yayınlandı.
Censuraron cuatro años de mi calendario
– Takvimimin dört yılını sansürlediler.
Abuela murió, no me vio tocar en el estadio
– Büyükannem öldü, beni stadyumda oynarken görmedi.

Dije to’ lo que sentí
– Ne hissettiğimi söyledim
Me quieren más afuera que en mi propio país
– Beni orada kendi ülkemden daha çok istiyorlar.
Pero aunque mis canciones las cante un alemán
– Ama şarkılarım bir Alman tarafından söylense bile
Quiero que me entierren en el viejo San Juan
– Eski San Juan’a gömülmek istiyorum.

Puede que la tristeza la disimulé
– Belki üzüntüyü sakladım.
Pero estoy hecho de arroz con gandules
– Ama ben güvercin bezelyeli pirinçten yapılmışım.
Y me duele, no importa que el ron de la madrugada me consuele
– Ve şafağın romu beni rahatlatsa da canımı yakıyor.
Y desde adentro de la pulpa, si la cagué
– Ve hamurun içinden, eğer çuvallarsam
A mi país le dedico cuatro pisos de disculpas
– Ülkeme dört kat özür diliyorum.

Ya no queda casi nadie aquí
– Artık burada neredeyse hiç kimse kalmadı.
A veces ya no quiero estar aquí
– Bazen artık burada olmak istemiyorum.
Me siento solo aquí
– Burada yalnız hissediyorum.
En el medio de la fiesta
– Partinin ortasında

Quiero estar en donde nadie me molesta
– Kimse beni rahatsız eden bir yer istiyorum
Quemar mi libreta, soltar mis maletas
– Defterimi yak, çantalarımı bırak
Quiero llamar al 7-5-5-0-8-2-2
– 7-5-5-0-8-2-2’yi aramak istiyorum.
A ver quién contesta
– Kim cevap verecek bakalım

Y si me contestan, quiero decirles que quiero volver
– Ve eğer bana cevap verirlerse, onlara geri dönmek istediğimi söylemek istiyorum.
Que quiero salir de este hotel y desaparecer
– Bu otelden çıkıp ortadan kaybolmak istediğimi
Y si me contestan, quiero decirles que quiero bajar el telón
– Ve eğer bana cevap verirsen, sana perdeyi indirmek istediğimi söylemek istiyorum.
Que a veces me sube la presión, que tengo miedo que se caiga el avión
– Bazen baskımın yükseldiğini, uçağın düşmesinden korktuğumu

Que no me importan las giras, los discos, los Grammy
– Turlar, plaklar, Grammy’ler umurumda değil.
Y que en la Calle 11 quiero volver a ver el cometa Halley con mami
– 11. Caddede Halley’in kuyrukluyıldızını annemle tekrar görmek istiyorum.
Quiero volver a cuando
– Ne zamana dönmek istiyorum
Mis ventanas eran de sol y me despertaba el calor
– Pencerelerim güneşliydi ve ısı beni uyandırdı

A cuando me llamaban pa’ jugar
– Beni oynamaya çağırdıklarında
A cuando rapeaba sin cobrar
– Ve hiçbir ücret ödemeden rap yaptığında
Quiero sacar las cartas de pelota del envase
– Top kartlarını konteynırdan çıkarmak istiyorum.
Volver a robarme segunda base
– Benden ikinci üssü çalmaya geri dönelim.

En verano, en navidades
– Yaz aylarında, Noel’de
Limpiar la casa con mis hermanos escuchando a Rubén Blades
– Kardeşlerim Rubén Blades dinlerken evi temizliyorum.
Quiero volver, ir al cine en la semana
– Bir hafta sonra sinemaya gitmek istiyorum.
Y llegar a la escuela de arte en la mañana
– Ve sabah sanat okuluna git

Quiero quedarme allí, no quiero salir de allí
– Orada kalmak istiyorum, oradan çıkmak istemiyorum.
Quiero volver, a cuando no me dejaban entrar porque me vestía mal
– Kötü giyindiğim için içeri girmeme izin vermedikleri zamana geri dönmek istiyorum.
Quiero volver a sentir a cuando no tenía que fingír
– Rol yapmak zorunda olmadığım zamanlarda tekrar hissetmek istiyorum.
Yo, quiero volver a ser yo
– Tekrar kendim olmak istiyorum

(Cabeza, rodilla, muslos y cadera)
– (Baş, diz, uyluk ve kalça)
(Cabeza, rodilla, muslos y cadera)
– (Baş, diz, uyluk ve kalça)
(Cabeza, rodilla, muslos y cadera)
– (Baş, diz, uyluk ve kalça)
(Cabeza, rodilla, muslos y cadera)
– (Baş, diz, uyluk ve kalça)

(Cabeza, rodilla, muslos y cadera)
– (Baş, diz, uyluk ve kalça)
(Cabeza, rodilla, muslos y cadera)
– (Baş, diz, uyluk ve kalça)
(Cabeza, rodilla, muslos y cadera)
– (Baş, diz, uyluk ve kalça)
(Cabeza, rodilla, muslos y cadera)
– (Baş, diz, uyluk ve kalça)




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın