Hey- I’m not afraid, I can be myself and I
– Hey-korkmuyorum, kendim olabilirim ve ben
Hope you can be yourself as well ’cause I can make you feel alright
– Umarım sen de Kendin olabilirsin çünkü seni iyi hissettirebilirim.
And there was so much happiness that we were still yet to find
– Ve o kadar çok mutluluk vardı ki hala bulamadık
I said that you can call me Alex baby, welcome to my life
– Bana Alex diyebileceğini söyledim bebeğim, hayatıma hoş geldin
But don’t you worry, don’t you- don’t worry girl
– Ama endişelenme, endişelenme kızım.
No, I’m not sure if I’m into you
– Hayır, senden hoşlanıp hoşlanmadığımdan emin değilim.
The last time that you checked I was probably so sad and confused
– En son kontrol ettiğinde muhtemelen çok üzgün ve kafam karışmıştı.
I don’t know, no, I don’t know what you like
– Bilmiyorum, hayır, ne sevdiğini bilmiyorum
But if you’re looking for something new
– Ama yeni bir şey arıyorsanız
I know somebody that you could choose
– Seçebileceğin birini tanıyorum.
What about me
– Peki ya ben
What about me
– Peki ya ben
What about me and you together
– Peki ya ben ve sen birlikte
Something that could really last forever
– Gerçekten sonsuza kadar sürebilecek bir şey
What about me
– Peki ya ben
What about me
– Peki ya ben
What about me and you together
– Peki ya ben ve sen birlikte
Something that could really last forever
– Gerçekten sonsuza kadar sürebilecek bir şey
If all my friends wanna be in her bed
– Eğer tüm arkadaşlarım onun yatağında olmak istiyorsa
Then I begin to wonder why
– Sonra nedenini merak etmeye başladım
I guess that I’d be lying to myself
– Sanırım kendime yalan söylüyor olurdum.
‘Cause who the fuck
– Çünkü kim bu lanet olası
Would be dumb enough
– Yeterince aptal olurdu
To reject an offer?
– Bir teklifi reddetmek için mi?
Oh what an offer?
– Oh ne teklifi?
Now two two ten one five
– Şimdi iki iki on bir beş
Couple hours can change your life
– Birkaç saat hayatınızı değiştirebilir
Frankie saying oh what a night
– Frankie ne gece olduğunu söylüyor
What a night
– Ne gece ama
What the fuck is a girlfriend
– Ne kahrolası olduğunu bir kız arkadaş
I’ma need advice
– Tavsiyeye ihtiyacım olayım
Maybe I should go outside
– Acaba dışarı çıkıp yapmalıyım
So I could get a fucking life
– Bu yüzden lanet bir hayat bulabilirdim
I made a friend and she spent the night now
– Bir arkadaşım oldu ve o şimdi gece geçirdi
I’m in love and she remains in my life
– Ben aşığım ve o benim hayatımda kalır
I’m back and we spoke in Europe
– Geri döndüm ve Avrupa’da konuştuk
I need insurance
– Sigortaya ihtiyacım var.
On my emotions
– Duygularım hakkında
I can’t get hurt again
– Bir daha incinemem.
Fuck the past, fuck them, they all made me sad
– Geçmişi siktir et, onları siktir et, hepsi beni üzdü
And I had no time to prepare to face my fears
– Ve korkularımla yüzleşmeye hazırlanmak için zamanım yoktu
I guess that it’s time that I dried these tears
– Sanırım bu gözyaşlarını kurutmanın zamanı geldi.
But if I could just be happy by the end of this song
– Ama eğer bu şarkının sonuna kadar mutlu olabilirsem
But if by the time you hear it you are already gone
– Ama eğer duyduğun zaman çoktan gittin
And it didn’t go to plan
– Ve planlandığı gibi gitmedi
Then why should I continue in this life
– O zaman neden bu hayatta devam etmeliyim
When there’s no one around to be the one who makes me smile
– Beni gülümseten kişi olmak için etrafta kimse olmadığında
So far everything’s good
– Şimdiye kadar her şey yolunda
(Ooooh)
– (Ooooh)
Oh oh oh
– Oh oh oh
Oh oh oh oh oh
– Oh oh oh oh oh
So far everything’s good
– Şimdiye kadar her şey yolunda
Oh oh oh
– Oh oh oh
(Ooooh)
– (Ooooh)
No no no
– Hayır hayır hayır
No no no no no oh oh ow
– Hayır hayır hayır hayır oh oh ow
Want the crowd in tears when they hear this
– Bunu duyduklarında kalabalığın gözyaşlarına boğulmasını ister misin
Is that so wrong?
– Bunda yanlış olan ne?
Rex Orange County – Television/So Far So Good İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.