Brandon
– Brandon
Literally anything y’all talk about
– Kelimenin tam anlamıyla konuştuğunuz her şey
You just find a way to switch it around and talk about yourself
– Sadece onu değiştirmenin ve kendin hakkında konuşmanın bir yolunu bul
I don’t know why, but you do
– Nedenini bilmiyorum ama sen biliyorsun.
Like why—? Why do you—?
– Mesela neden—? Neden mi?
You’re like literally such a narcissist
– Tam anlamıyla bir narsist gibisin.
‘Cause are you in love with him? (No, no)
– Çünkü ona aşık mısın? (Hayır, hayır)
She told me it’s all my fault, you’re wrong again (Oh)
– Bana her şeyin benim hatam olduğunu söyledi, yine yanılıyorsun (Oh)
And the truth is never told
– Ve gerçek asla söylenmez
You’ll never hear from me again, please cry yourself to sleep
– Bir daha benden haber alamayacaksın, lütfen uyumak için ağla
Yeah, yeah, yeah (Yeah), yeah
– Evet, Evet, Evet, Evet, Evet
Yeah, yeah, yeah
– Evet, evet, evet
I seen you like nice, you don’t care to be
– Seni iyi biri gibi gördüm, olmak umurunda değil
I’ve seen with my eyes, I know what you mean
– Gözlerimle gördüm, ne demek istediğini anlıyorum.
And it’s awful, you let me bleed
– Ve bu korkunç, kanama izin verdin.
And it’s awful, you’re not the samе like you were
– Ve bu korkunç, eskisi gibi değilsin.
‘Causе are you in love with him? (No, no)
– Çünkü ona aşık mısın? (Hayır, hayır)
She told me it’s all my fault, you’re wrong again (Oh)
– Bana her şeyin benim hatam olduğunu söyledi, yine yanılıyorsun (Oh)
And the truth is never told
– Ve gerçek asla söylenmez
You’ll never hear from me again, please cry yourself to sleep
– Bir daha benden haber alamayacaksın, lütfen uyumak için ağla
Yeah, yeah, yeah (Yeah), yeah
– Evet, Evet, Evet, Evet, Evet
Yeah, yeah, yeah
– Evet, evet, evet
Hahahaha
– Hahahaha
Yeah
– Evet
No, no, no
– Hayır, hayır, hayır
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.