I could never let you go, no, I won’t, no, I won’t
– Seni asla bırakamam, hayır, bırakmayacağım, hayır, bırakmayacağım
I could never let you go, no, I won’t, no, I won’t
– Seni asla bırakamam, hayır, bırakmayacağım, hayır, bırakmayacağım
Uh, vamonos, falling like a domino
– Vamonos, domino gibi düşüyor.
On a roll, and you keep your mamma close
– Ve sen anneni yakın tutuyorsun.
Honestly, you get all my honesty
– Dürüst olmak gerekirse, tüm dürüstlüğümü aldın.
Last man played you like Monopoly (damn)
– Son adam seni Monopoly gibi oynadı (kahretsin)
Tragedy, now you living happily (man)
– Trajedi, şimdi mutlu yaşıyorsun.
Trapped with me, no one’s coming after me
– Benimle kapana kısılmış kimse peşimden gelmiyor
It’s only us, hope you know you hold me up
– Sadece biziz, umarım beni tuttuğunu biliyorsundur.
Photos on the ‘Gram, damn I love it when you show me up
– ‘Gramdaki fotoğraflar, lanet olsun, bana gösterdiğin zamanı seviyorum
Boys mad, got the girl they dream ’bout
– Çocuklar çıldırdı, hayal ettikleri kızı yakaladılar
Girls mad ’cause I ain’t as free now
– Kızlar çıldırdı çünkü artık o kadar özgür değilim.
Ma’s glad ’cause I show my teeth now
– Annem sevindi çünkü şimdi dişlerimi gösteriyorum.
In it for the long haul, I won’t ever creep out
– Uzun mesafe için, hiç pislik kalmadı
I could never let you go, no, I won’t, no, I won’t
– Seni asla bırakamam, hayır, bırakmayacağım, hayır, bırakmayacağım
I could never let you go, no, I won’t, no, I won’t
– Seni asla bırakamam, hayır, bırakmayacağım, hayır, bırakmayacağım
If I start to slip, tighten my grip
– Kaymaya başlarsam, kavramamı sıkın.
I’ma always hold you, don’t you trip ’cause
– Seni her zaman kucağımda tutacağım, sakın tökezleme çünkü
I could nevеr let you go, no, I won’t, no, I won’t
– Seni asla bırakamam, hayır, bırakmayacağım, hayır, bırakmayacağım
Yeah, holding tight, this ain’t happen ovеrnight
– Evet, sıkı tutuyorum, bu bir gecede olmaz.
It’s cold tonight, so you sleeping over, right?
– Bu gece hava soğuk, sen de burada uyuyorsun, değil mi?
Texting me, told you come have sex with me
– Bana mesaj atıp, benimle sevişmeye geldiğini söyledim.
Respectfully, I think about you sexually (yes)
– Saygılarımla, seni cinsel olarak düşünüyorum (evet)
Luckily, you forever stuck with me (bless)
– Neyse ki, sonsuza dek benimle kaldın (korusun)
Trust in me, can’t believe you fuck with me
– Bana güven, benimle dalga geçtiğine inanamıyorum.
December hit, tell me you’ll remember it
– Aralık vuruşu, hatırlayacağını söyle
Brought you to my family, yeah, my mamma said it’s definite
– Seni aileme getirdim, evet, annem kesin olduğunu söyledi.
Boys mad, got the girl they dream ’bout
– Çocuklar çıldırdı, hayal ettikleri kızı yakaladılar
Girls mad ’cause I ain’t as free now
– Kızlar çıldırdı çünkü artık o kadar özgür değilim.
Ma’s glad ’cause I show my teeth now
– Annem sevindi çünkü şimdi dişlerimi gösteriyorum.
In it for the long haul, I won’t ever creep out
– Uzun mesafe için, hiç pislik kalmadı
I could never let you go, no, I won’t, no, I won’t
– Seni asla bırakamam, hayır, bırakmayacağım, hayır, bırakmayacağım
I could never let you go, no, I won’t, no, I won’t
– Seni asla bırakamam, hayır, bırakmayacağım, hayır, bırakmayacağım
If I start to slip, tighten my grip
– Kaymaya başlarsam, kavramamı sıkın.
I’ma always hold you, don’t you trip ’cause
– Seni her zaman kucağımda tutacağım, sakın tökezleme çünkü
I could never let you go, no, I won’t, no, I won’t
– Seni asla bırakamam, hayır, bırakmayacağım, hayır, bırakmayacağım

ROLE MODEL – neverletyougo İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.