C’est Max à la guitare, et Seny au piano
– Gitarda Max, piyanoda Seny.
Hier tu m’as dit j’suis ta plus belle mélodie
– Dün bana senin en güzel melodin olduğumu söyledin.
Aujourd’hui, je suis ta maladie
– Bugün senin hastalığınım.
Je contrôle donc c’est moi qui te dis quand c’est fini
– Kontrol bende, bu yüzden bittiğinde sana söyleyen benim.
Pour l’instant, je pense à toi toutes les nuits
– Şimdilik, her gece seni düşünüyorum.
Sur ma te-tê t’as mis un billet
– Sen-tê’me bir bilet koydun
Donc tu me fais croire que t’es bien
– Yani bana iyi olduğunu düşündürüyorsun.
Que t’es l’homme parfait, que t’es mien
– Mükemmel bir adam olduğunu, benim olduğunu
Donc tu me fais croire que t’es bien
– Yani bana iyi olduğunu düşündürüyorsun.
Tu passes toute la life à me parler de gamos, de villas, de billets
– Bütün gününü benimle gamolar, villalar, biletler hakkında konuşarak geçiriyorsun.
Tu passes toute la night à me parler de gamos, de villas, de billets
– Bütün gece benimle konuşmaya gamos, Villa, biletlerle ilgili harcama
Tu veux m’faire danser,
– Dans etmemi ister misin ,
J’te fais perdre tes repères
– Aklını kaçırmanı sağlıyorum.
J’peux pas tout donner
– Her şeyi veremem.
Y’a que toi qui sais faire
– Nasıl yapılacağını sadece sen biliyorsun.
Abandonne, je vais pas laisser faire
– Pes et, bunun olmasına izin vermeyeceğim.
Toi tu donnes, moi je récupère
– Ver, geri alıyorum
Abandonne, je vais pas laisser faire
– Pes et, bunun olmasına izin vermeyeceğim.
Toi tu donnes, moi je récupère
– Ver, geri alıyorum
On pourra pas tout régler sur le tatami,
– Tatami üzerindeki her şeyi düzeltemeyiz.,
Même un “je t’aime” tu m’as jamais dit
– Bana hiç söylemediğin bir “seni seviyorum” bile
Tu sais j’aurais pu chanter millions de mélodies
– Milyonlarca melodi söyleyebileceğimi biliyorsun.
Là j’vois bien que nous deux c’est fini
– Artık ikimizin bittiğini görebiliyorum.
Sur ma te-tê t’as mis un billet
– Sen-tê’me bir bilet koydun
Et tu me fais croire que t’es bien
– Ve bana iyi olduğunu düşündürüyorsun.
Que t’es l’homme parfait, que t’es mieux
– Mükemmel bir adam olduğunu, daha iyi olduğunu
Donc tu me fais croire que t’es bien
– Yani bana iyi olduğunu düşündürüyorsun.
Tu passes toute la life à me parler de gamos, de villas, de billets
– Bütün gününü benimle gamolar, villalar, biletler hakkında konuşarak geçiriyorsun.
Tu passes toute la night à me parler de gamos, de villas, de billets
– Bütün gece benimle konuşmaya gamos, Villa, biletlerle ilgili harcama
Tu veux m’faire danser,
– Dans etmemi ister misin ,
J’te fais perdre tes repères
– Aklını kaçırmanı sağlıyorum.
J’peux pas tout donner
– Her şeyi veremem.
Y’a que toi qui sais faire
– Nasıl yapılacağını sadece sen biliyorsun.
Abandonne, je vais pas laisser faire
– Pes et, bunun olmasına izin vermeyeceğim.
Toi tu donnes, moi je récupère
– Ver, geri alıyorum
Abandonne, je vais pas laisser faire
– Pes et, bunun olmasına izin vermeyeceğim.
Toi tu donnes, moi je récupère
– Ver, geri alıyorum
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.