Ruben – Running İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

He was a loser
– O bir Ezik oldu
Had a lot less than the others at school
– Okulda diğerlerinden çok daha az vardı
His dad was a user
– Babası bir kullanıcı oldu
And mommy was scared of the things she could lose
– Ve annem kaybedebileceği şeylerden korkuyordu
So she worked the night shift
– Bu yüzden gece vardiyasında çalıştı
Talking to guys with
– Erkeklerle konuşmak
All that dirty money, but got caught up in the hype
– Tüm bu kirli para, ama yutturmaca yakalandı
Then she started shooting
– Sonra ateş etmeye başladı
But under poison she knew what to do
– Ama zehir altında ne yapacağını biliyordu

Mama said, run, run, run, run, run
– Annem dedi ki, koş, koş, koş, koş, koş
It isn’t safe, this is not your home
– Burası güvenli değil, burası senin evin değil.
Boy you gotta run, run, run, run, run
– Oğlum koşmalısın, koş, koş, koş, koş
Gonna be tough being on your own
– Kendi başına olmak zor olacak

But don’t stop running
– Ama koşmayı bırakma
You’re gonna feel the fire underneath your feet
– Ayaklarının altındaki ateşi hissedeceksin.
But don’t stop running
– Ama koşmayı bırakma
You can take the fight, you can take the heat
– Kavgayı kabul edebilirsin, sıcağı kabul edebilirsin
When it’s harder just believe
– Daha zor olduğunda, sadece inan
I’m in evеry breath you breathe
– Her nefes alışında ben varım
So don’t stop running
– Bu yüzden koşmayı bırakma
Don’t stop running
– Koşmayı bırakma
I hopе you run further than me
– Umarım benden daha fazla koşarsın

He took the night train
– Gece trenine bindi.
And didn’t get off ’til the end of the track
– Ve pistin sonuna kadar inmedi
He went the right way
– Doğru yoldan gitti.
But all of the voices were holding him back
– Ama tüm sesler onu geri tutuyordu
Saying you don’t deserve this
– Bunu hak etmediğini söylemek
You know you’re worthless
– Değersiz olduğunu biliyorsun.
Find a couple ways you can numb all the hurting
– Tüm acıyı uyuşturmanın birkaç yolunu bulun
But he knew the highway
– Ama otoyolu biliyordu.
Was only a road leading back to the past
– Sadece geçmişe giden bir yoldu

Remember mama said, run, run, run, run, run
– Hatırlıyor musun anne ” dedi, koş, koş, koş, koş, koş
It isn’t safe, this is not your home
– Burası güvenli değil, burası senin evin değil.
Boy you gotta run, run, run, run, run
– Oğlum koşmalısın, koş, koş, koş, koş
Gonna be tough being on your own
– Kendi başına olmak zor olacak

But don’t stop running
– Ama koşmayı bırakma
You’re gonna feel the fire underneath your feet
– Ayaklarının altındaki ateşi hissedeceksin.
But don’t stop running
– Ama koşmayı bırakma
You can take the fight, you can take the heat
– Kavgayı kabul edebilirsin, sıcağı kabul edebilirsin
When it’s harder just believe
– Daha zor olduğunda, sadece inan
I’m in every breath you breathe
– Her nefes alışında ben varım
So don’t stop running
– Bu yüzden koşmayı bırakma
Don’t stop running
– Koşmayı bırakma
I hope you run further than me
– Umarım benden daha fazla koşarsın

I hope you run further than me
– Umarım benden daha fazla koşarsın
Yeah, I hope you run further than me
– Evet, umarım benden daha ileri gidersin.
I hope you run further than me
– Umarım benden daha fazla koşarsın




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın