Think I only want one number in my phone
– Sanırım telefonumda sadece bir numara istiyorum
I might change your contact to “Don’t leave me alone”
– Bağlantınızı “Beni yalnız bırakma” olarak değiştirebilirim.
You said you like my eyes and you like to make ’em roll
– Gözlerimi sevdiğini ve yuvarlanmasını istediğini söylemiştin.
Treat me like a queen, now you got me feelin’ thrown, oh
– Bana bir kraliçe gibi davran, şimdi bana atıldığımı hissettiriyorsun, oh
But I can’t help myself when you get close to me
– Ama bana yaklaştığında kendime engel olamıyorum
Baby, my tongue goes numb, sounds like “bleh-blah-bleh”
– Bebeğim, dilim uyuşuyor, “bleh-blah-bleh” gibi geliyor.
I don’t want no one else, baby, I’m in too deep
– Başka kimseyi istemiyorum bebeğim, çok derindeyim
Here’s a lil’ song I wrote (song I wrote)
– İşte yazdığım küçük bir şarkı (yazdığım şarkı)
It’s about you and me
– Seninle ve benimle ilgili.
I’ll be honest
– Dürüst olacağım.
Lookin’ at you got me thinkin’ nonsense
– Sana bakmak bana saçma sapan şeyler düşündürüyor
Cartwheels in my stomach when you walk in
– İçeri girdiğinizde midemdeki tekerlekler
When you got your arms around me, ooh, it feels so good
– Kollarını bana dola, ooh, çok iyi hissettiriyor
I had to jump the octave
– Oktav atlamak zorunda kaldım
I think I got an ex, but I forgot him
– Sanırım eski sevgilim var ama onu unuttum.
And I can’t find my chill, I must have lost it
– Ve soğukluğumu bulamıyorum, onu kaybetmiş olmalıyım
I don’t even know, I’m talking nonsense
– Bilmiyorum bile, saçma sapan konuşuyorum.
I’m talkin’, I’m talkin’, I’m talkin’ all around the clock
– Konuşuyorum, konuşuyorum, günün her saati konuşuyorum
I’m talkin’ hope nobody knocks
– Umarım kimse kapıyı çalmaz.
I’m talkin’ opposite of soft
– Yumuşaklığın tam tersinden bahsediyorum.
I’m talkin’ wild, wild thoughts
– Vahşi, vahşi düşüncelerden bahsediyorum
You gotta keep up with me
– Bana ayak uydurmalısın.
I got some young energy
– Biraz genç enerjim var
I caught the L-O-V-E
– L-O-V-E’yi yakaladım
How do you do this to me?
– Bunu bana nasıl yapıyorsun?
But I can’t help myself when you get close to me
– Ama bana yaklaştığında kendime engel olamıyorum
Baby, my tongue goes numb, sounds like “bleh-blah-bleh-bleh”
– Bebeğim, dilim uyuşuyor, “bleh-bleh-bleh-bleh” gibi geliyor.
And I don’t want no one else, baby, I’m in too deep
– Ve başka kimseyi istemiyorum bebeğim, çok derindeyim
Here’s a lil’ song I wrote (song I wrote)
– İşte yazdığım küçük bir şarkı (yazdığım şarkı)
It’s about you and me
– Seninle ve benimle ilgili.
I’ll be honest
– Dürüst olacağım.
Lookin’ at you got me thinkin’ nonsense
– Sana bakmak bana saçma sapan şeyler düşündürüyor
Cartwheels in my stomach when you walk in
– İçeri girdiğinizde midemdeki tekerlekler
When you got your arms around me, ooh, it feels so good
– Kollarını bana dola, ooh, çok iyi hissettiriyor
I had to hit the octave
– Oktavı vurmak zorunda kaldım
I think I got an ex, but I forgot him
– Sanırım eski sevgilim var ama onu unuttum.
And I can’t find my chill, I must have lost it
– Ve soğukluğumu bulamıyorum, onu kaybetmiş olmalıyım
I don’t even know, I’m talking nonsense
– Bilmiyorum bile, saçma sapan konuşuyorum.
I’m talkin’, I’m talkin’, I’m talkin’
– Konuşuyorum, konuşuyorum, konuşuyorum
I’m talkin’, I’m talkin’, I’m talkin’ (blah-blah-blah-blah-blah)
– Konuşuyorum, konuşuyorum, konuşuyorum (falan filan)
Ah-ah
– Ah-ah
I don’t even know anymore
– Artık bilmiyorum bile.
This song catchier than chicken pox is
– Bu şarkı suçiçeğinden daha çekici
I bet your house is where my other sock is
– Bahse girerim senin evin diğer çorabımın olduğu yerdir.
Woke up this morning thought I’d write a pop hit
– Bu sabah uyandım bir pop hit yazacağımı düşündüm
How quickly can you take your clothes off? Pop quiz
– Elbiselerini ne kadar çabuk çıkarabilirsin? Pop sınavı
That one’s not gonna make it
– Bu başaramayacak.
Most of these aren’t gonna make
– Bunların çoğu işe yaramayacak.
Sabrina Carpenter – Nonsense İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.