She used to be an ironhorse
– Eskiden bir demir atıydı.
Twenty years ago
– Yirmi yıl önce
Used to bring the mail to me
– Eskiden postayı bana getirirdi.
Through the ice and snow
– Buz ve karda
I’ve sat alone and watched her
– Yalnız oturdum ve onu izledim.
Steaming through the night
– Gece boyunca buharda
Ninety tons of thunder
– Doksan ton gök gürültüsü
Lighting up the sky
– Gökyüzünü aydınlatıyor
She was a princess of the night
– O gecenin prensesiydi.
I saw her riding on the war
– Onu savaşa binerken gördüm.
She was a princess of the night
– O gecenin prensesiydi.
I take a ride across the sky
– Gökyüzünde bir gezintiye çıkıyorum.
Speeding, sparks like lightning
– Hız, yıldırım gibi kıvılcımlar
Engine working hard
– Motor çok çalışıyor
Furnace on the foot plate
– Ayak plakasında fırın
Shining in the night
– Gece parlıyor
Iron striking metal
– Demir çarpıcı metal
The sound of racing steel
– Yarış çeliğinin sesi
It’s all I ever wanna hear
– Duymak istediğim tek şey bu
It’s music to my ears
– Kulaklarıma müzik geliyor.
She was a princess of the night
– O gecenin prensesiydi.
I saw her riding on the war
– Onu savaşa binerken gördüm.
She was a princess of the night
– O gecenin prensesiydi.
I take a ride across the sky
– Gökyüzünde bir gezintiye çıkıyorum.
She was a princess of the night
– O gecenin prensesiydi.
I saw her riding on the war
– Onu savaşa binerken gördüm.
She was a princess of the night
– O gecenin prensesiydi.
I take a ride across the sky
– Gökyüzünde bir gezintiye çıkıyorum.
Ninety tons of thunder
– Doksan ton gök gürültüsü
Lighting up the sky
– Gökyüzünü aydınlatıyor
Steaming red hot pistons
– Sıcak kırmızı-sıcak pistonlar
See the wheels flash by
– Tekerleklerin nasıl yanıp söndüğünü görün
Hear the whistle blowing
– Düdük çaldığını duy
Streaking down the track
– Yolda çizgili
If I ever had my way
– Eğer yolum olsaydı
I’d bring the princess back one day
– Bir gün prensesi geri getirirdim.
She was a princess of the night
– O gecenin prensesiydi.
I saw her riding on the war
– Onu savaşa binerken gördüm.
She was a princess of the night
– O gecenin prensesiydi.
I take a ride across the sky
– Gökyüzünde bir gezintiye çıkıyorum.
(Sky, sky, sky)
– (Gök, gök, gök)

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.