You time, you time, you time
– Sen zaman, sen zaman, sen zaman
You time, you time, you time
– Sen zaman, sen zaman, sen zaman
The road’s got me rollin’ six days a week
– Haftanın altı günü yollarda yuvarlanıyorum.
Whole lotta work and not much sleep
– Bir sürü iş ve çok fazla uyku yok
But I love what I do
– Ama yaptığım şeyi seviyorum.
Yeah, I know it’s what I signed up for
– Evet, bunun için kaydolduğumu biliyorum.
Chasin’ dreams from shore to shore
– Kıyıdan kıyıya hayalleri kovalamak
And even seeing some come true
– Ve hatta bazılarının gerçekleştiğini görmek bile
But now and then
– Ama şimdi ve sonra
I need to stop the spinnin’ of the world, yeah
– Dünyanın dönmesini durdurmalıyım, Evet.
I need a little you time, you time, red wine
– Biraz zamana ihtiyacım var, zamana, kırmızı şaraba.
Sippin’ in a moonlight
– Ay ışığında yudumlarken
Your touch, your skin, your lips
– Dokunuşun, cildin, dudakların
Kissin’ on me all night
– Öp beni bütün gece’
I ain’t tryin’ to monopolize
– Tekelleşmeye çalışmıyorum.
You’re 24/7, 365, but sometimes I need
– 7/24, 365 yaşındasın ama bazen ihtiyacım oluyor.
Just a little bit of me and you time, you time, you time
– Sadece biraz ben ve sen zaman, zaman, zaman
Oh
– Ey
You’re up before the sun can rise
– Güneş doğmadan önce ayaktasın.
Climbin’ mountains, changin’ lives
– Dağlara tırmanmak, hayat değiştirmek
Baby, I love what you do
– Bebeğim, yaptıklarına bayılıyorum.
You bring a smile to every face
– Her yüze bir gülümseme getiriyorsun.
You make this world a better place
– Bu dünyayı daha iyi bir yer yapıyorsun.
You light up every room
– Her odayı aydınlatıyorsun.
But girl, now don’t you know
– Ama kızım, şimdi bilmiyor musun
Sometimes I want you to myself with no one else?
– Bazen başka kimseyle yalnız olmanı mı istiyorum?
Yeah, you time, you time, red wine
– Evet, sen zamanı, sen zamanı, kırmızı şarap
Sippin’ in a moonlight
– Ay ışığında yudumlarken
Your touch, your skin, your lips
– Dokunuşun, cildin, dudakların
Kissin’ on me all night
– Öp beni bütün gece’
I ain’t tryin’ to monopolize
– Tekelleşmeye çalışmıyorum.
You’re 24/7, 365, but sometimes I need
– 7/24, 365 yaşındasın ama bazen ihtiyacım oluyor.
Just a little bit of me and you time, you time, you time
– Sadece biraz ben ve sen zaman, zaman, zaman
Yeah, you time, you time, you time
– Evet, sen zaman, sen zaman, sen zaman
Yeah
– Evet
Now and then
– Şimdi ve sonra
I need to stop the spinnin’ of the world, yeah
– Dünyanın dönmesini durdurmalıyım, Evet.
I need a little you time, you time, red wine
– Biraz zamana ihtiyacım var, zamana, kırmızı şaraba.
Sippin’ in a moonlight
– Ay ışığında yudumlarken
Your touch, your skin, your lips
– Dokunuşun, cildin, dudakların
Kissin’ on me all night
– Öp beni bütün gece’
I ain’t tryin’ to monopolize
– Tekelleşmeye çalışmıyorum.
You’re 24/7, 365, but sometimes I need
– 7/24, 365 yaşındasın ama bazen ihtiyacım oluyor.
Just a little bit of me and you time, you time, you time
– Sadece biraz ben ve sen zaman, zaman, zaman
Yeah, you time, you time, you time
– Evet, sen zaman, sen zaman, sen zaman
Yeah
– Evet
Just me and you
– Sadece ben ve sen
Just me and you, girl
– Sadece sen ve ben, kızım
Scotty McCreery – You Time İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.