Redescends
– Vazgeçmek
Faut qu’tu redescends
– Geri almalısın
Même si j’sais qu’t’es blessé, oh, oh
– Yaralandığını bilmeme rağmen, oh, oh
Mes ennemis dans l’viseur, j’ai remonté la visière
– Düşmanlarım vizörde, vizörü yukarı çektim.
Maintenant, c’est moi dans l’top sur Deezer (oh, oh)
– Şimdi Deezer’ın tepesinde benim (oh, oh)
Faut pas qu’j’gâche ma vie bêtement (eh)
– Hayatımı aptalca harcamama izin verme (eh)
Mon ange de gauche me dit “Fais-le” (fais-le)
– Soldaki meleğim bana “Yap” diyor (yap).
Le monde est rempli de fêlés (fêlés)
– Dünya çatlaklarla dolu (çatlamış)
Et dans l’secteur, j’suis leur bête noire
– Ve genel olarak, ben onların evcil hayvanıyım
J’veux pas laisser ma vie bêtement (eh)
– Hayatımı aptalca bırakmak istemiyorum (eh)
On shoote, y a pas photo
– Çekiyoruz, fotoğraf yok.
Ton dernier souvenir, c’est la moto
– Son anın motosiklet.
Madame la juge, libère mes potos
– Yargıç hanım, saksılarımı bırakın.
Bavure policière, le quartier n’est pas content
– Polis burr, mahalle mutlu değil
Les ennemis dans l’viseur (faut qu’tu redescends)
– Vizördeki düşmanlar (aşağı inmek zorundasınız)
J’ai remonté la visière (faut qu’tu redescends)
– Siperliği tekrar yukarı kaldırdım (aşağı inmek zorundasın)
Maintenant, c’est moi dans l’top sur Deezer (même si j’sais qu’t’es blessé)
– Şimdi Deezer’de en üstte benim (incindiğini bilmeme rağmen)
Faut pas qu’j’gâche ma vie bêtement
– Hayatımı aptalca harcamak zorunda değilim.
Faut qu’tu redescends, faut qu’tu redescends
– Aşağı inmelisin, aşağı inmelisin
Faut qu’tu redescends, même si j’sais qu’t’es blessé (faut qu’tu redescends)
– Yaralandığını bilsem bile geri dönmelisin (geri dönmelisin)
Au tieks, ils disent “J’suis plus le même”
– Tieks’te “Artık eskisi gibi değilim” derler.
Parce que j’ai plus la zep’ dans les mains (dans l’bât’)
– Çünkü artık zep’im elimde değil (pakette).
Au public, j’ai dit “Haut les mains”
– Seyircilere “Eller yukarı” dedim.
J’veux plus qu’madame la juge me dise “Telema”
– Artık yargıcın bana “Telema” demesini istemiyorum.
Des soucis, y en a tellement que j’peux pas vivre
– Endişeler, yaşayamayacağım o kadar çok şey var ki
Ma vie vers le Panama
– Panama’daki hayatım
Le regard est sombre, les humeurs sont noires
– Bakış karanlık, ruh halleri siyah
Des fois, vraiment trop noires
– Bazen, gerçekten çok siyah
Laisse-les faire la chanson
– Bırak şarkıyı yapsınlar.
Qui est venu pour douiller?
– Duş almaya kim geldi?
Ils disent la rue, la vraie mais ils veulent pas s’mouiller, han
– Sokak derler, gerçek olan ama ıslanmak istemezler, han
Qui est venu pour douiller?
– Duş almaya kim geldi?
Ils disent la rue, la vraie mais ils veulent pas s’mouiller, han
– Sokak derler, gerçek olan ama ıslanmak istemezler, han
Les ennemis dans l’viseur (faut qu’tu redescends)
– Vizördeki düşmanlar (aşağı inmek zorundasınız)
J’ai remonté la visière (faut qu’tu redescends)
– Siperliği tekrar yukarı kaldırdım (aşağı inmek zorundasın)
Maintenant, c’est moi dans l’top sur Deezer (même si j’sais qu’t’es blessé)
– Şimdi Deezer’de en üstte benim (incindiğini bilmeme rağmen)
Faut pas qu’j’gâche ma vie bêtement (faut qu’tu redescends)
– Hayatımı aptalca harcamak zorunda değilim (geri dönmelisin)
Mon ange de gauche me dit “Fais-le” (faut qu’tu redescends)
– Soldaki meleğim bana “Yap” diyor (geri dönmelisin).
Le monde est rempli de fêlés (faut qu’tu redescends)
– Dünya kafalarla dolu (geri çekilmelisin)
Et dans l’secteur, j’suis leur bête noire (même si j’sais qu’t’es blessé)
– Ve bu arada, ben onların evcil hayvanıyım (incindiğini bilsem bile)
J’veux pas laisser ma vie bêtement
– Hayatımı aptalca bırakmak istemiyorum.
Faut qu’tu redescends, faut qu’tu redescends
– Aşağı inmelisin, aşağı inmelisin
Faut qu’tu redescends, même si j’sais qu’t’es blessé
– Yaralandığını bildiğim halde geri çekilmelisin.
Faut qu’tu redescends, faut qu’tu redescends
– Aşağı inmelisin, aşağı inmelisin
Faut qu’tu redescends, même si j’sais qu’t’es blessé
– Yaralandığını bildiğim halde geri çekilmelisin.
Faut qu’tu redescends
– Geri almalısın
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.